“Hastalıklara yakalanmamak için neler yapabiliriz?” sorusunun cevabı için birçok önlem paylaşılıyor. Birçoğumuzun yaşamını etkileyen üst solunum yolu hastalıkları için doğal çözümlere olan arayış ise her zaman sürüyor. Bütüncül yaklaşıma sahip çocuk doktoru Dr. Elisa Song, virüsleri öldürmeye yardımcı olan esansiyel (uçucu) yağlar konusunda yetişkinlere tavsiyeler veriyor.
Uçucu yağlar ne için kullanılır?
Otlar ve bunlardan elde edilen uçucu yağlar, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren farklı amaçlar için kullanılıyor. Hoş olmayan kokuları maskelemek, diğer insanların dikkatini çekmek, hazır yemeklere, parfümlere ve kozmetik ürünlerine lezzet ve aroma özellikleri eklemek gibi amaçlarla çeşitli şekillerde uygulanıyorlar. Böcek ilacı ve mantar ilacı olarak kullanılabilecek özellikler taşıyor, analjezik ve antienflamatuar özellikler ve daha fazlasını gösteriyorlar.
17.500’den fazla uçucu yağın 300 kadarı ticari olarak kullanıma hazır hale getiriliyor. %20-70 oranında üç ana bileşen içeriyorlar ancak birçok farklı bileşik de içerebildikleri için dikkatli kullanılmaları gerekiyor. Yine de uçucu yağların faydaları, geleneksel yöntemlerin yeniden hatırlandığı bugünlerde daha da fazla keşfedilmeyi bekliyor. Piyasada bulunan 250 uçucu yağ arasında yaklaşık bir düzinesinin yüksek antimikrobiyal potansiyele sahip olduğu söyleniyor.
Uçucu yağlar genellikle hidrostilleme, buharla damıtma, kuru damıtma veya bitkilerin mekanik soğuk preslenmesi sonucunda elde ediliyorlar. Mevcut belgelere ve patentlere göre, uçucu yağlar özellikle hastalık yapan mikroorganizmaların giderek artan şekilde direnç göstermesi nedeniyle, sentetik bileşiklere potansiyel bir alternatif gibi görünüyor.
Laboratuvar ölçeğinde klasik yöntem, buharla damıtma olarak yaklaşık yüz yıl önce kullanılmaya başlandığı ve zaman içinde gelişim gösterdiği izleniyor. Esansiyel (uçucu) yağlar ayrıca fermentasyon, ezme, ekstraksiyon veya hidroliz kullanılarak izole edilebiliyor. Bununla birlikte şunu da vurgulamak gerekiyor ki; seçilen yönteme bağlı olarak, elde edilen uçucu yağın kimyasal bileşimi farklılaşabiliyor. Bu açıdan, kullanılacak olan uçucu yağ seçilirken nasıl üretildiği, ayrıca hammaddenin nereden alındığı konusunda da araştırma yapılması ve üreticiden bilgi alınması öneriliyor.
Antimikrobiyal özellikleri nedeniyle bilinen ve kullanılan en aktif uçucu yağlarla ilgili en son araştırma çalışmalarının bir özeti 2019 yılının Haziran ayında yayınlanmış. Uçucu yağların dolaşan birçok soğuk algınlığı virüsüne, bazı bakterilere ve mantarlara karşı aktivite gösterdiği bulunmuş. İşte bazı uçucu yağların antimikrobiyal etki gösterdiği rahatsızlıklar;
Lavanta: Herpes, Staph aureus - MRSA, Candida
Kekik: H1N1 influenza, Streptokok ailesinden bazı bakteriler
Nane: Herpes, CandidaKimyon: H1n1 influenza virüsü, Staph aureus, Candida
Karanfil: Herpes, Candida
Çay ağacı: Herpes, Candida
Uçucu yağların antimikrobiyal aktivitelerinin tüm mikroorganizma soyları için üstün olmadığı hatırlatılırken, uçucu yağlar ve mikroorganizmaları hedeflemeye odaklanan daha fazla araştırmanın yapılması gerektiği hatırlatılıyor. Araştırmaya göre günlük yaşamda virüs ve bakterilere yönelik olarak faydaları tespit edilen ve evinizde kullanmayı deneyebileceğiniz uçucu yağlar ise şunlar;
• Adaçayı
• Lavanta
• Kekik
• Çayağacı
• Nane
• Kimyon
• Okaliptüs
• Yabani mercanköşk
Uçucu yağlar nasıl kullanılır?
Uçucu yağların bazıları hassas cildi tahriş edebileceği için cilt üzerinde 1-2 damla kullanılmasının yeterli olabileceği belirtiliyor. Esansiyel yağları, sprey şişesine koyacağınız temiz içme suyuna damlatarak veya buhurdanlık üzerinde kullanabilirsiniz. Kullanmadan önce önkolda az miktarda uygulayarak herhangi bir reaksiyon olup olmadığını görmek için 24 saati beklemek, ayrıca kronik rahatsızlık, hamilelik gibi durumlarda kullanım için doktora danışılması öneriliyor.
Bütüncül tıp doktorundan virüslere karşı tavsiyeler
Sürekli değişime uğrayan veya her sene farklı şekillerde ortaya çıkan yeni virüsler için ancak salgın ortaya çıktıktan sonra önlem alınmaya çalışıldığı gözleniyor. Korku ve panik ekseninden çıkarak günlük yaşamımıza ölçülü şekilde dengeli ve doğal gıdaları, gün ışığını, uçucu yağları, bedensel hareketi, meditasyon gibi pratikleri dahil ederek sağlıklı yaşam tarzını uygulamak daha kalıcı bir yol olarak görünüyor.
Bütüncül yaklaşımlı bir doktor olarak çocuk hastalıkları ve sağlığı konusunda hizmet veren Dr. Elisa Song, Koronavirus salgını ve benzeri salgınlarda muayenehanesinde işinin başında olacağı için, tüm çevresini korumaya yönelik aldığı önlemleri şöyle açıklıyor;
• Dışarıdan gelen herkesin, ellerini en az 20 saniye boyunca sabunla yıkamasını sağlamak
• Su ve sabunla yıkama imkanı olmaması halinde, alkol bazlı el dezenfektanını en az 30 saniye boyunca ellere uygulamak. “El dezenfektanı nasıl kullanılır?” sorusuna ise doktor şöyle cevap veriyor. “Avuçlara, ellerin arkasına, parmakların arasına, tırnakların altına aldıktan emin olun ve elleri güçlü şekilde ovmayı unutmayın.” Bunun yanında, el dezenfektanının mikroorganizmalara olduğu kadar, insan hücreleri üzerinde de toksik olduğu hatırlatılıyor. Dolayısıyla ortamın ve aletlerin temizliğinde sterilizasyon için kullanılan el dezenfektanının el yıkama yerine geçmemesi, öncelikle ellerin sık sık su ve sabunla yıkanması öneriliyor.
• Odaları sık sık havalandırmak
• Adaçayı ve diğer antimikrobiyal uçucu yağların bir kombinasyonu olan uçucu yağları buhurdanlık ile havaya karıştırmak veya giysilere, mendillerin üzerine damlatmak
• Yemeklere adaçayı, kekik, fesleğen, mercanköşk gibi otları ve sarımsağı dahil etmek
Yüzeylerin temizliğine yönelik olarak evde izopropil alkol dezenfektan yapımı için verilen formül %70 etil alkol ve %30 saf su olarak verilse de uzmanlar cildi tahriş edici etkiler konusunda uyarıyor ve eldivenle kullanılmasını öneriyor.
Derleyen ve çeviren: Senem Tahmaz
Referanslar: “Essential Oils as Antimicrobial Agents—Myth or Real Alternative?” (2019) Şuradan alındı: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6612361/
“Inhibition Effects of Essential Oil of Cymbocarpum erythraeum (Dc.) Boiss., on Percentage of Survival from Larvae to Adult in Drosophila melanogaster and its Chemical Composition” (2012) Ö. AKSAKAL, H. UYSAL, D. Altun ÇOLAK, E. METE. Şuradan alındı: https://dergipark.org.tr/tr/pub/makufebed/issue/19422/206553
YORUMLAR