Ülkemizde araba kullanan, aktif olarak trafiğe çıkan kadın şoförlerin yaşadığı zorluklar bilinen bir gerçek. Her ne kadar kadın - erkek ayrımını asgari düzeye indirmeye çalışsak da bu ayrımcılık halen trafikte de kendini gösteriyor.


Hoşgörüsüzlük, eleştiri ve ön yargının sebep olduğu psikolojik baskılar kadın şoförlere ne yazık ki fazlasıyla uygulanıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen de her geçen gün kadın şoförlerin sayısı artış gösteriyor. Üstelik kadınların erkeklere göre daha başarılı bir sürücü performansı göstermeleri ise istatistiklerle açıklanmış bir gerçek. Ancak tüm bu gerçek verilere rağmen şoförlük konusunda kadınlar yine de erkeklerin eleştiri oklarından nasibini alıyor. Ne dersek diyelim erkekler kadın sürücüleri sürüş tarzları ve en çok da kendilerine göre direksiyon başında atik olmamaları yönünde eleştiriyor. Bu öngörüleri de birtakım trafik magandalarına kendilerince kadın şoförleri taciz etme ve sıkıştırma hakkı veriyor olmalı!!!

Oysaki kadın sürücülerin erkek şoförlerden beklediği en önemli şey hoşgörü, nezaket ve trafik kurallarına uymak. Ayrımcılık olmadan, sıkışan trafiğin sebebinin kadın olduğu düşünülmeden! "kesin kadın kullanıyordur" yaftalaması yapılmadan ve tabii ki tacizlere maruz kalmadan özgürce trafikte de yer almak istiyoruz biz kadınlar...


18 yıldır araba kullanan bir kadın sürücü olarak öyle saçma durumlarla karşılaşıyorum ki!!! Eğer kadın şoförseniz ve aracınızla bir yere park etmeye çalışıyorsanız nedense siz talep etmeden gereksizce herkes gönüllü hizmet etmek istiyor. Yüksek sesle size park yönergeleri vermelerinden tutun da; park etmek için beklerken park edeceğiniz yeri hızlı bir manevrayla istila etmeye kadar varan saygısızlıklar oluyor. Ya da henüz sarı ışık yanmışken kulakları sağır edecek kadar arkanızdan gelen korna seslerini mi örnek göstereyim; şeritte kazaya sebebiyet verebilecek kadar tehlike yaratan sıkıştırmaları mı?..

Hiç dikkat ettiniz mi medyadaki kaza haberleri bile dikkat çekici bu noktada. Bir kaza haberi verilirken erkekse "sürücü" diye nitelendiriliyor, kazayı yapan eğer bir kadınsa "kadın sürücü" ibaresi düşülüyor. Kazayı yapanın kadın olduğu göze sokulunca da kadınlara kötü sürücü yakıştırması daha kolay yapılıyor.


Cinsiyetçi yaklaşım nasıl ki iş, sosyal ve toplum hayatında zarar verici bir düşünceyse aynı şekilde trafikte de o kadar kırıcı oluyor. Aslında bu konuyu bir ego meselesi yapmak yerine bir erkekten daha iyi araç kullanabilen kadınların da olabileceği düşüncesi normal karşılanmalıdır.


Üstelik trafikte kadınlar ve erkekler değil, iyi şoförler ve kötü şoförler vardır. Kurallara uymanın, gereksiz ve aşırı hız yapmamanın, alkollü araç kullanmamanın, kırmızı ışık yandığında beklemenin cinsiyetle bir ilgisi yok. Ayrıca yine TÜİK verilerine bakıldığında ise o küçümsenen kadın şöförlerin kaza oranı azlığı ise küçümsenmeyecek gerçek sonuçlar.

Trafik kurallarına daha büyük bir hassasiyetle uyan ve daha dikkat odaklı araç kullanan kadınların yaralanmalı ve ölümlü kazalarda rolü oldukça düşük.


Kadın - erkek değil hayatımızı ön plana koyalım. Her alanda olması gerektiği gibi trafikte de cinsiyet ayrımcılığı yapılmaksızın birbirimizi desteklediğimiz, trafik kurallarına uyulan, kazaların olmadığı günler görmek dileğiyle...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.