Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, lityum kullanımı hakkında önemli bilgiler verdi.


Kimyasal bir element olan lityum duygu durum bozukluğu başta olmak üzere, birçok psikiyatrik hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Araştırmalara göre lityum ayrıca intihara eğilimi olan insanların tedavisinde de oldukça etkili. Uzmanlar, ruhsal problemlerin yanı sıra fiziksel rahatsızlıkların tedavisinde de rol alan lityuma doktor kontrolünde başlanması gerektiğinin altını çiziyor.


Doktor kontrolünde kullanılması şart!

Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Toplumumuzda bilindiği üzere bir tuz olan lityum, sanıldığının aksine olağan şartlarda vücudumuzda bulunan ve hastalıkta eksilen bir madde değildir. Lityum, dirençli diye tabir ettiğimiz, antidepresan tedaviye yanıt vermeyen depresyonda ek tedavi olarak ve yineleyici depresyonlarda da kullanılır. Tedaviye yanıt vermeyen obsesif kompulsif bozuklukta güçlendirme tedavisi olarak da kullanılıyor. Psikiyatrik bozukluklar dışında etki ettiği başka alanlar da vardır. Kemik iliğinde kan yapımını, özellikle bağışıklık sistemi hücrelerinin yapımını uyarır. Karsinoid tipte kanserlerde yararlıdır. Başka bazı kanser tiplerinde de hücre çoğalmasını durdurduğu gösterilmiştir. Ancak hangi durumda olursa olsun bir doktor tarafından başlanmalı ve takibi bir doktor tarafından yapılmalıdır.”


Lityum kişinin merkez sinir sistemine etki ederek iyileşmesine yardımcı oluyor fakat doktorlar lityumun insanların duygu durumlarını nasıl dengede tutmayı sağladığını keşfedebilmiş değil. Bu konudaki genel düşünceleri ise lityumun beyindeki düşünme, davranış ve duygu durumunu dengeleyen sinirleri güçlendirdiği yönünde.


Lityum, bağımlılık yapmıyor

Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Son günlerde basında yer alan haberler nedeniyle bağımlılık yapıp yapmadığı sorgulanmaktadır. Lityum, bağımlılık yapmaz. Bipolar bozukluğun tedavisinde bugün hala altın standart olarak nitelendirdiğimiz bu ilaç, zihni bulandırmaz, bilinç değişikliklerine, bilinç kaybına neden olmaz” dedi.


1950’li yıllardan bu yana psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor

“Lityum, 1950’li yıllardan bu yana psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Birincil tedavi alanı bipolar bozukluk ya da manik depresif hastalık adıyla bilinen duygudurum bozukluklarıdır” diyen Kesebir, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bipolar bozukluğun hastalık dönemlerinde, depresyon veya maniyi iyileştirmek üzere kullanılır. Bipolar bozukluğun iyilik dönemlerinde ise, yeniden hastalanmayı başka bir deyişle atak geçirmeyi önlemek amacıyla koruyucu tedavi olarak kullanımı sürdürülür.


Yan etkileri en çok sindirim sisteminde görülüyor

Lityumun ufak da olsa yan etkileri gözlemlenebilir. En sık gözlemlenenleri sindirim sistemi ile ilgilidir; bulantı, kusma gibi. Su içme ihtiyacında artış, sık idrara çıkma olabilir. Bazı kişilerde sıklıkla akne olmak üzere cilt lezyonlarına, döküntüye neden olabilir. El titremesi yapabilir. Kullanıldığı sürece böbrek ve tiroid fonksiyon testlerinin belirli aralıklarla yapılması gerekmektedir. Vücut ilaca alıştıktan sonra bu yan etkilerde azalma görülebilir fakat devam etmesi durumunda dozla ilgili değişiklikler yapabilir. Fakat bu değişiklikleri hasta kesinlikle kendisi yapmamalı ve doktoruna danışmalıdır.


Tedavi süresince kan düzeyi takibi yapılmalı

Kullanıldığı sürece belli aralıklarla kan düzeyi takibinin yapılması gerekmektedir. Nitekim kan düzeyinin yükselmesi lityum zehirlenmesine yol açabilir. Tansiyon ilaçları ve NSAI-nonsteroid antienflamatuar diye tabir edilen bazı ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlarla etkileşimi vardır. Birlikte kullanımları zehirlenme ile sonlanabilir.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.