Yalnızlık, Korona döneminde çocuk psikolojisi alanında yeni bir araştırma konusu oldu. Pandeminin ilk aylarına dair geçtiğimiz haziran başında yayınlanan bir araştırmaya göre, izolasyon sürecini yalnız geçiren çocuk ve gençlerde, gelecekte depresyon gelişme olasılığına dair belirtiler üç kat arttı. Yalnızlığın ruh sağlığına olan etkileri ise 9 yıla kadar yayılabilir.
Çocukların Covid-19 pandemisi dönemindeki duygusal sağlığının hem toplum sağlığı hem ekonomi hem de okul başarısı üzerindeki negatif etkileri tartışılmaya başlandı. Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmada, karantina döneminde yaşanan yalnızlığın çocuk ve gençleri nasıl etkilediğini anlamak hedeflendi. Bulgulara göre, yaşanan yalnızlığın yoğunluğundan ziyade, süresinin uzun olmasının depresyon ihtimali üzerinde daha etkili olduğu bulundu. Bu durum da önümüzdeki yıllarda genç ve genç yetişkinlerin zihinsel sağlık hizmetlerine göstereceği talebin artacağının göstergesi kabul ediliyor.
İzolasyon ve karantina olarak adlandırılan süreç boyunca bazı çocuk ve gençler içe kapanırken bazılarının ise hiç etkilenmemiş görünerek yaşamlarına devam ettikleri gözlendi. Ne var ki yaşanan süreçlerin psikolojik duruma olan etkisi, birçok kişinin bildiği şekilde zaman içinde ortaya çıkıyor veya doğrudan belirti vermeyebiliyor. Süreç boyunca aileleri ile dört duvar arasında kalan gençlerin bireyselliğe olan ihtiyaçları artsa da kontrollü bir şekilde sosyal bağlantılar kurmalarının teşvik edilmesi öneriliyor. Sosyal bağların iyileştirici gücü, her yaş grubu için geçerli olmaya devam ediyor.
Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Dergisi’nde yayınlanan araştırmayı yürüten ekipten klinik psikolog Dr. Maria Loades’a göre yalnızlık ve depresyon arasında hem kısa hem de uzun vadede güçlü bir ilişki var. Ne var ki, yalnızlığın ruh haline olan etkisi bazen gecikebiliyor ve ancak yıllar sonra ortaya çıkabiliyor. Bu açıdan Covid-19’un zihinsel sağlığa olan etkisinin gerçekten anlaşılabilmesinin 10 yıl kadar sürebileceği söyleniyor.
Hiçbir depresyon belirtisi göstermeyen çocuk ve gençlerde bile, Covid-19 pandemisinin yarattığı psikolojik etkiler konusunda ailelerin uyanık olması tavsiye ediliyor. Çünkü karantina, izolasyon ve hastalık korkusunun yarattığı etkileri ölçmek için henüz erken olduğu söyleniyor. Yapılan güncel araştırmalar sadece bir miktar ipucu veriyor.
Çocuk ve gençler açısından bakıldığında, birçok ülkede ilkbahar sonu ve yaz başında okullar kademeli olarak açılsa da her şeyin normale döndüğünü söylemek için henüz erken. Yeni Zelanda gibi ülkeler salgınla mücadelede başarılı olsa da yoksul ülkeler halen sağlık sistemi ve ekonomi yönünden salgınla başa çıkmaya çalışıyor. Bu açıdan geleceğe dair belirsizlikler sürüyor.
Salgının çocuk ve ergen psikolojisi açısından nasıl yönetildiği önemli
Uzmanlar, çocuk ve gençlerin korona pandemisinden psikolojik olarak nasıl etkilendiğine yönelik takipte kalmak isteyen ailelere şunları öneriyor;
• Okul arkadaşlarıyla ve özellikle sık oyun oynadıkları arkadaşlarıyla bağlantı kurmalarını sağlayın. Okula dönemeyen çocukların, isteksiz görünseler bile arkadaşlarıyla görüntülü konuşmalar yaparak bağlantıda kalmalarını teşvik edin.
• Akademik öncelikleri bir süre hafifletin. Özellikle de ergenlik çağındaki çocuğunuzun baskı hissetmemesi önemlidir. Sınav stresi yaşamış olan bir çocuğunuz varsa, virüs bulaşma kaygısı ile sınav kaygısı bir arada yaşandığı için ailenin çocuğa iki stres konusu birden yüklememesi önemlidir. Küçük yaş grubu çocuklar ile de özellikle bedensel hareketliliğe, ellerin kullanıldığı sanatsal ve serbest çalışmalara ağırlık verin.
• Çocuğunuzun yanında haber seyretmeseniz bile salgın konusunda bir fikri olacağını bilmek gerek. Aile gereken önlemleri almış bile olsa, toplumun geneline yayılan havadan çocukların etkilenmesi kaçınılmazdır. “Çocuğum ne kadar etkilendi?” diye merak ederek çocuğunuza salgınla ilgili düşüncelerine dair sorular sormak ve psikolojik durumunu anlamaya çalışmak bazen geri tepebilir. Bunun yerine rahatlatıcı ve dinlendirici seçenekler sağlayın ve çocuğunuzun bunlar arasında kendine iyi gelenleri denemesi için fırsat sunun. İletişimi kendiliğinden başlatması muhtemeldir.
• İmkânınız varsa, okulun akademik ilerleme kadar duygusal ihtiyaçlar konusunda da çocuğunuza nasıl destek olduğunu değerlendirin. Çocukların hayatında, okulun duygusal desteği sağlama rolü büyüktür. Okulun rehberlik servisiyle irtibatta kalmaya gayret edin.
• Pandemi dolayısıyla okullar aniden kapandığı için, kaygı düzeyi yüksek olan ve doğru ölçüde bilgilendirilmemiş olan çocuklar tarafından okulun virüsle bağlantılı bir yermiş gibi algılanması mümkündür. Çocuğunuzun okula dönmekle ilgili gergin hissettiğini fark ederseniz, okulun sosyalleşme alanı olduğuna dair hatırlatmalar yapabilirsiniz. Çocukların, okulun oyun da oynanan, akranlarını gördükleri bir yer olduğu bilgisi zaman zaman canlandırılmalıdır. Belirsizlik devam etse de okulun bizim için orada bulunan, özlediğimiz, uzak kaldığımız dönem sonunda tekrar döndüğümüz bir ortam olduğu hatırlatılmalıdır. Okula geri dönme zamanı geldiğinde ise yüksek kaygı yaşayan çocuklar için uzman desteği alınmalıdır.
Derleyen ve çeviren: Senem Tahmaz
Referanslar: M. Loades “Rapid Systematic Review: The impact of social isolation and loneliness on the mental health of children and adolescents in the context of COVID-19.” Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 2020 Şuradan alındı: https://www.sciencedaily.com/releases/2020/05/200531200333.htm
YORUMLAR