Hamileliğin 7. haftası, bebeğinizin yüzünün şekillenmeye başladığı haftadır. Siz hala erken hamilelik belirtilerini yaşıyor olabilirsiniz. Bu haftada yapılan ultrason muayenesinde artık bebeğinizin başı ile kalçası arasındaki mesafeyi ifade eden CRL ölçümü de yapılabilir, bu sayede eğer tam olarak kaç haftalık hamile olduğunuzu bilmiyorsanız, gebelik yaşınız bu sayede tahmin edilebilir. Bebeğinizin boyutlarına bakılarak beklenen doğum tarihinizi hesaplamak da mümkün olacaktır ancak kesin olarak hangi tarihte doğum yapacağınızı önceden belirlemenin hiçbir yolu yoktur. Gebelik yaşınız hesaplandıktan sonra, 38 ila 42. haftalar arasında doğum yapmanız beklenir.
Hamileliğin 7. haftasında bebeğin durumu
Bebeğinizin boyu artık 9 ila 11 milimetre arasındadır. Bir fasulye tanesi kadar olan bebeğinizin altıncı hafta itibariyle artık yüzünde de göz çukurları ve kulak, burun çukurları oluşmaya başlıyor. Beyin ve sinir sistemi hızlı geliştiği için başı şimdilik vücuduna göre çok daha büyük görünüyor, birkaç hafta boyunca da bu oran bu şekilde devam edecek. Kolları palet şeklinde büyümeye başlarken bacakları hala tomurcuk şeklinde. Yemek ve soluk boruları da bu haftalarda oluşmaya başlıyor. Derisi hala çok ince, bu nedenle derinin altında şekillenmeye başlayan kılcal damarlar da derisinin üzerinden görülebiliyor. İlerleyen haftalarda cildi kalınlaştıkça ve cilt altı yağ tabakası geliştikçe derisi de normal halini almaya başlayacak. Hamileliğiniz boyunca sizin aracılığınızla bebeğinizi besleyecek olan plasenta (bebeğin eşi) de bu haftalarda şekillenmeye başlamıştır.
Hamileliğin 7. haftasında embriyonun baş-popo mesafesi (CRL) de artık ölçülebiliyor olduğundan, eğer son adet tarihinizden emin olamıyorsanız, gebeliğinizin yaşı tayin edilebilir ve muhtemel doğum tarihiniz de hesaplanabilir.
7 haftalık bebeğin görüntüsü:
Hamileliğin 7. haftasında annede meydana gelen değişimler
Hamileliğin 7. haftasında rahminiz artık önceki halinden neredeyse iki kat daha büyük. Bu durumda rahim, idrar kesenize baskı yapıyor olduğundan ve ayrıca kan basıncınız biraz arttığından daha sık idrara çıkma ihtiyacı duyuyor olabilirsiniz. Sık sık tuvalete gitmekten kaçınmak için su tüketimini azaltmanız doğru olmaz, metabolizmanızın sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam edebilmesi için günlük ihtiyacınız olan minimum 2,5 litre suyu tüketmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca hamilelikte kullanılması önerilen vitamin ve mineral takviyelerini almaya başlamış olsanız dahi, beslenmenize de ilk haftalardan özen göstermeniz gerekiyor. Bolca demir ve vitamin içeren yeşil yapraklı sebzeler, balık, kırmızı et ve kuru baklagil gibi gıdaları dengeli bir şekilde beslenme düzeninize dahil etmelisiniz. Eğer hamilelikte nasıl beslenmeniz gerektiğine dair aklınızda soru işaretleri varsa, özel bir sorununuz olmasa dahi, her zaman bir beslenme uzmanına danışabileceğinizi unutmayın. Özellikle hamilelikte beslenme konusunda uzman bir diyetisyen size özel bir beslenme programı hazırlayarak hamileliğinizi daha rahat ve sağlıklı geçirmenize yardımcı olabilir.
İlk haftalarda pek çok annenin yaşadığı mide bulantısı şikayetleri sizin için de zorlayıcı oluyorsa, iştahınızın oldukça azaldığını fark edebilir, hatta kilo kaybedebilirsiniz. Endişelenmeyin, birçok anne adayı 14 hafta itibariyle mide bulantısı şikayetlerinin azaldığını söyler. Eğer günlük hayatınızı çok fazla etkileyecek şekilde mide bulantısı yaşıyor ve hiç yemek yiyemiyorsanız, doktorunuza hamilelik sürecinde bir mide bulantısı ilacı kullanıp kullanamayacağınızı sorabilirsiniz.
İlk haftalarda hissettiğiniz meme hassasiyeti de artık azalmaya başlayabilir ancak artan östrojen hormonu ve yükselen kan basıncınız nedeniyle göğüslerinizde doluluk hissi devam ediyor olabilir. Bir süre sonra memeleriniz süt üretimine de hazırlanmaya başlayacak, bu yüzden şimdiden kendinize rahat sütyenler alın ve giydiğiniz kıyafetlerin hava alan rahat kıyafetler olduğundan emin olun.
Özel bir durum nedeniyle doktorunuz tarafından özellikle kısıtlanmadığı sürece cinsel ilişkiye girmenizde de bir sakınca yoktur.
Halsizlik, sık sık yaşanabilen mide bulantıları ve huzursuzluk gibi durumlarla başa çıkmak için en iyi yöntemlerden biri de yoga ve meditasyondur. Hamile yogası yapmayı düşünüyorsanız bu haftalarda araştırmaya başlamak iyi bir fikir olabilir.
Hamile yogasının faydaları
Bedeninizi rahatlatın: Yoga hareketleri sayesinde bedeniniz esnerken aynı zamanda güçlenecek, böylece kendinizi daha zinde ve sağlıklı hissedeceksiniz.
Nefesinizi rahatlatın: Hamileliğiniz ilerledikçe nefes darlığı şikayeti yaşama olasılığınız vardır. Yoga sayesinde farkındalıkla nefes almayı öğrendiğinizde, bu şikayetlerinizle baş etmeniz çok daha kolay olur.
Stresle baş edin: Hamilelik döneminde yaşanan hormonel dalgalanmalar nedeniyle anne adayları kendilerini zamansız bir şekilde farklı duygu durumları içinde bulabilirler ve stres kaynakları her zamankinden daha fazla baş ağırtabilir. Yoga sayesinde bedeninizi dinlemek, nefesinizi düzenlemek ve kendinize zaman ayırmak, stres seviyenizi de düşürerek çok daha mutlu bir hamilelik geçirmeniz mümkün olacaktır.
Sosyalleşin: Bir hamile yogası sınıfına düzenli olarak katıldığınızda, diğer hamilelerle de tanışıp sohbet etme şansı yakalarsınız. Bu deneyiminizde yalnız olmadığınızı görmek size çok iyi gelecektir.
Bebeğinizle bağ kurun: Yoga yapmak için o ilginç yoga pozlarını yapabiliyor olmanız gerekmez. Sakince oturup, bedeninizi rahatlatıp farkındalıkla nefes aldığınızda da bir nevi yoga yapmış olursunuz. Kendinizi dinlerken, bedeninizde büyüyüp gelişen bebeğinizi de dinlemiş olursunuz ve kucağınıza almak için biraz daha beklemeniz gerekse de, bebeğinizle bağ kurmak için bir fırsat yaratabilirsiniz.
Lohusalıkta rahat edin: Hamileliğiniz rahat geçerse, lohusalıkta da rahat edersiniz. Fiziksel ve zihinsel olarak kendinizi çok daha iyi hissetmenize yardımcı olacak olan yoga çalışmaları lohusalıkta da yardımınıza koşacak, daha güçlü ve sakin hissetmenizi sağlayacaktır.
YORUMLAR