Bu içerik Beslenme ve Diyet Uzmanı Uzm. Dyt. Simay Karadeniz tarafından kaleme alınmıştır.


Sağlıklı beslenme ve önleyici tıp uygulamaları günümüzde daha çok insanın ilgisini çekmeye başladı. Yaşam süresindeki artış beklentisi ve yaşam kalitesindeki iyileşme hedefleri, bilim insanları ve gıda endüstrisinin araştırmalarını bu yönde yapmaya yöneltti. Fonksiyonel gıdalar ise bu nedenle popülerlik kazanmaya başladı.


Günümüzde besin çeşitliliği ve gıdalara karşı olan farkındalık arttıkça, sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmaz hale geldiği kanıtlanmış fonksiyonel gıdalar ön plana çıktı. Fonksiyonel gıdalar, vücuttaki işlevleri artıran veya sağlıklı kalmamızı sağlayan özelliklere sahip gıdalardır. Bu gıdalar tüketildiğinde hücrelerimizde ve vücut sistemlerimizde antioksidan özellik gösterirler, bağırsak sağlığını iyileştirirler ve kolesterol seviyelerinde dengeleyici rol oynarlar.


Fonksiyonel gıda, doğal gıdadır. Hap, toz, takviye veya gıda formu haricinde bir şekilde bulunmazlar. Doğal gıdalarda bulunmasının dışında sağlık üzerinde olumsuz etkisi olan bileşenin uzaklaştırılması ya da sağlık üzerinde olumlu etkisi olan bileşenin doğal gıdaya eklenmesiyle de elde edilebilirler. Yine bir gıdanın fonksiyonel gıda tanımına uyabilmesi için insan vücuduna bir veya birden fazla fizyolojik fayda sağlaması ve hastalık oluşma riskini azaltıyor olması gerekir.


İşlevsel özellikleriyle öne çıkan fonksiyonel gıdalar doğal gıdalarda yer alabileceği gibi, bazı gıda içerikleri değişikliğe uğratılarak da elde edilebilir demiştik. Örneğin; domates, içeriğindeki likopen sayesinde doğal bir fonksiyonel gıdadır. Havuçta doğal olarak beta karoten, yulaf kepeğinde ise doğal olarak bulunan beta glukan bu gıdaları fonksiyonel gıdalar yapar. Aynı zamanda kalsiyum eklenmiş portakal suyu ya da Omega-3 eklenmiş sütler, biyoaktif bileşen eklenerek oluşturulduğu için fonksiyonel gıdalardır.


Bir gıda doğal olarak biyoaktif bileşen içerdiği halde, bu bileşiğin içeriği artırılarak da fonksiyonel gıda elde edilebilir. Örneğin; probiyotik içeriği artırılmış yoğurt ve Omega-3 içeriği zenginleştirilmiş yumurta yine bizim için fonksiyonel gıda tanımına uyan gıdalardır.


Bunun yanında, fenolik maddeler, antioksidanlar, besinsel lifler, oligosakkaritler, probiyotikler, prebiyotikler, vitaminler, çoklu doymamış yağ asitleri, sülfür içeren bileşenler, fitoöstrojenler ve bitki sterolleri gıdalara eklenerek de fonksiyonel gıda haline getirilebilir.


Fonksiyonel gıdalar arasında yer alan probiyotik ve prebiyotikler bağırsak sağlığını iyileştirmeye destek olmanın yanı sıra, bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve vücuttaki toksin atılımını da artırırlar. Probiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakterileri artırarak sindirim sistemi sağlığını korurlar. Prebiyotikler ise bu bakterilerin büyümesini teşvik eden besin maddeleri olarak rol oynarlar. Fonksiyonel gıda olarak tüketilebilecek bazı bakteri türlerine “Lactobacillus acidophilus”, “L. Plantarum”, “L. Casei”, “Bifidobacterium bifidum”, “B. İnfantis”, “Streptococcus salvarius sp.”, “Thermophilus” ve mayalardan da “Saccharomyces boulardii” gibi örnekler verilebilir.


Fonksiyonel gıdalar, antioksidanlar açısından zengin olan çeşitli sebze ve meyveler olarak da tanımlanır. Antioksidanlar, vücudumuzu serbest radikallerin zararlarından korumaya yardımcı olan bileşiklerdir. Antioksidanlar hasarlı hücreleri onardıkları ve bağışıklık sistemimizi güçlendirdiklerinden, sağlığımız için önemlidir. Bu çeşitli ve rengarenk sebze ve meyveler vücudumuz için en önemli savaşçılar olarak rol oynarlar.


Fonksiyonel gıdalar arasında lif açısından zengin gıdalar ve Omega-3 yağ asitleri içeren balık türleri de yer almaktadır. Özellikle Omega-3 yağ asitlerini oluşturan ve EPA ve DHA’nın kaynağı olan uskumru, somon, ringa, alabalık ve mavi yüzgeçli orkinos gibi yağlı balıklardır. ALA’nın ana kaynağı ise keten tohumu, ceviz ve kırmızı/siyah frenk üzümü gibi besinlerdir. Bu gıdalar kan dolaşımındaki kötü kolesterol düzeylerini azaltmakta etkilidirler.


Baharatlardan zerdeçal da son zamanlarda en popüler fonksiyonel gıdalardan biri haline gelmiştir. Zerdeçalın antienflamatuvar özelliği nedeniyle sağlığa pek çok yararı olduğu kanıtlanmıştır. Zerdeçal kökü, curcumin adlı bir bileşen içerir. Curcumin, antioksidan özelliklere sahip bir bileşiktir ve kansere karşı koruma sağlar. Ayrıca, curcumin Alzheimer hastalığının önlenmesinde de etkilidir. Kırmızı biber ise serbest radikallerle mücadele eden birçok antioksidan bileşiği içerir. Bu bileşenler arasında C vitamini, beta-karoten ve lutein bulunur. Kırmızı biber ayrıca, antienflamatuvar özelliklere sahiptir ve kalbin sağlıklı çalışmasına da yardımcı olur.


Sağlıklı bir yaşam tarzıyla birleştiğinde, fonksiyonel gıdalar sağlığa ve esenliğe olumlu katkı sağlayabilirler. Sağlığı koruma ve iyileştirme, vücut fonksiyonlarına destek olma, kronik hastalıkları önleme ve bağışıklık sistemini destekleme gibi birçok sağlık durumunda fonksiyonel gıdalar önemli rol oynamaktadır.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.