Alfa erkek baskın, güçlü, duygularını gizleyen, liderlik eden erkek figürü olarak tanımlanıyor. Özellikle medya ve popüler kültür tarafından sürekli beslenen bu imge, erkekliği tanımlamanın tek yolu gibi sunuluyor. Ancak 2025 Mayıs’ında yayımlanan bir makaleye göre bu yaygın modern-mit, genç erkeklerin gelişimine zarar veriyor olabilir. Eğitim, istihdam ve sosyal ilişkilerde yaşanan geri çekilme, bu beklentilerin erkekler üzerindeki yükünü gösteriyor.
"Alfa erkek" kavramı ilk kez esaret altındaki kurtlar üzerinde yapılan davranış gözlemlerinden türetildi. Fakat daha sonra vahşi doğadaki kurtların bu şekilde hiyerarşik yapılar oluşturmadığı anlaşıldı. Yani bu kavramın temelini oluşturan doğa gözlemi hatalıydı. Buna rağmen, kavram sosyal hayatta kalıcı hale geldi ve özellikle erkek çocuklara çok erken yaşlardan itibaren dolaylı biçimde empoze edilmeye başlandı.
Alfa erkek kavramının kökeni ve bilimsel geçerliliği
"Alfa erkek" kavramı, ilk olarak 1947 yılında İsviçreli etolog Rudolf Schenkel'in, Basel Hayvanat Bahçesi'nde esaret altındaki kurtlar üzerinde yaptığı gözlemlere dayanıyor. Schenkel, bu gözlemlerinde, aynı alanda tutulan ve birbirleriyle akraba olmayan yetişkin kurtlar arasında sık sık agresif davranışlar ve hiyerarşik mücadeleler yaşandığını rapor etti. Bu durum, "alfa" ve "beta" gibi sosyal sıralama terimlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.
Ancak, daha sonraki yıllarda vahşi doğada yapılan uzun süreli gözlemler, bu hiyerarşik yapının doğada geçerli olmadığını ortaya koydu. Özellikle 1990'larda, ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu'ndan biyolog L. David Mech, Kanada'nın Ellesmere Adası'nda vahşi kurt sürülerini inceledi. Mech'in bulguları, vahşi kurt sürülerinin genellikle bir çift ebeveyn ve onların birkaç yıl boyunca birlikte kalan yavrularından oluşan aile birimleri olduğunu gösterdi. Bu sürülerde, Schenkel'in tanımladığı gibi baskınlık mücadeleleri ve hiyerarşik savaşlar gözlemlenmedi.
Mech, 1999 yılında yayımladığı bir makalede, "alfa" teriminin yanıltıcı olduğunu ve kurt sürülerindeki liderliğin, genellikle ebeveynlik rolünden kaynaklandığını belirtti. Bu nedenle, "alfa" yerine ebeveyn erkek veya ebeveyn dişi terimlerinin kullanılmasının daha uygun olduğunu savundu.
Bu yeni anlayışa rağmen, "alfa erkek" kavramı popüler kültürde ve bazı insan davranış modellerinde kullanılmaya devam etti. Ancak, bu kavramın bilimsel temeli, esaret altındaki hayvanların doğal olmayan davranışlarına dayanıyor ve doğadaki gerçek kurt davranışlarını yansıtmıyor.
Genç erkekler neden ‘yaralı’?
İngiltere’deki Sosyal Adalet Merkezi tarafından 2025’te yayımlanan "The Lost Boys" başlıklı rapora göre, genç erkekler eğitim ve iş gücünde giderek daha geri pozisyonlara düşüyor. Bazı ülkelerde, üniversite mezunları arasında kadın oranı erkeklerden çok daha yüksek.
Bu tablo çoğu zaman “kadınlar güçleniyor” şeklinde yorumlansa da, meselenin başka bir boyutu daha var: Erkekler yeni toplumsal beklentilere ayak uydurmakta zorlanıyor. Uzmanlar bu uyumsuzluğun önemli nedenlerinden birinin “erkeklik” kalıbının hiç değişmemesi olduğunu söylüyor. Genç erkekler hala güçlü, duygusuz ve olabildiğince rekabetçi olmaları gerektiğine inanıyor ama bu kalıplar artık toplumda karşılık bulmuyor.
Bu da genç erkekleri yalnızlaştırıyor. Duygusal ifadeden kaçınmak, yardım aramamak, ilişkilerde baskın olmaya çalışmak gibi kalıplaşmış davranışlar, onları hem sosyal hem de psikolojik açıdan zor durumda bırakabiliyor. Üstelik bu durum yalnızca bireysel değil, toplumsal sonuçlara da yol açıyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde erkeklerin depresyon, yalnızlık ve intihar oranlarında artış görüldüğü bildiriliyor.
Toplumsal cinsiyet ‘belası’
İnsanların sahip oldukları biyolojik cinsiyete göre toplumda bazı roller üstlenmesini ifade eden toplumsal cinsiyet kavramı, bugüne dek çoğunlukla kadınların bu rollerden nasıl olumsuz etkilendiğini öne çıkardı. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında, kadınlar ve erkekler eşit haklara ve özgürlüklere sahip olacaktı, böylece kadınların maruz kaldığı ayrımcılıklar son bulacaktı.
Bugün batı medeniyetleri olarak toplumsal cinsiyet meselesinde hala ancak bir arpa boyu yol kat etmiş sayılsak da, özellikle feminizm karşıtı görüşlerin beslendiği bir soru işareti gittikçe daha güçlü hale geliyor: “Peki ya erkekler?”
Toplumsal cinsiyet algısı ve dayatmaları, yalnızca kadınları değil, erkekleri de büyük çıkmazlara sürüklüyor. Kadınlardan “kadın kadın” olmalarını bekleyen sistem nasıl çürükse, erkeklere “adam ol!” diyen sistem de aynı şekilde insanlığımıza leke sürüyor. Erkekler de, bu “adamlık” beklentisi yüzünden duygularını bastırmak, ne olursa olsun güçlü görünmek zorunda hissediyor.
Sonuçlar ortada. Yayınlanan 2023 tarihli bir rapora göre, erkeklerde intihar oranları kadınlara göre 4 kat daha fazla olmasına rağmen; depresyon ve diğer mental rahatsızlık teşhisi alan erkek sayısı da gözle görülür biçimde daha az.
Alfa erkekliğe alternatif modeller mümkün mü?
Erkekliğin tek bir modelle tanımlanmaması, en az zararlı etkiler kadar önemli. Uzmanlara göre, “duygularını gösterebilen”, “yardım arayabilen”, “hata yapmaktan korkmayan” erkek figürlerinin yaygınlaşması, bu kalıbı dönüştürebilir. Dizilerde ya da sosyal medyada daha kırılgan ve insani erkek karakterlerin görünürlüğü, genç erkeklerin de bu yönlerini kabul etmesini kolaylaştırabilir. Son yılların popüler dizilerinden The Bear ya da Baby Reindeer gibi yapımlar, tam da bu ihtiyaca cevap veren örnekler olarak tanımlanıyor.
Araştırmalar gösteriyor ki erkekler yalnızca güç gösterileri yaparak değil, empati, duygusal zekâ ve esneklikle de güçlü olabilir. Ancak bu modelin yaygınlaşması için, eğitim sisteminden aile tutumlarına, medyadan iş yaşamına kadar birçok alanda değişim gerekli.
"Alfa erkek" miti, zamanla sadece nostaljik bir etiket olarak kalabilir ve bu mitin yerini daha kapsayıcı, insani ve sağlıklı erkeklik anlayışlarına bırakması artık şart. Güçlü görünmeye çalışırken yalnızlaşan, duygularını bastırırken içine kapanan genç erkekler aslında kim olduklarını arıyor; “adamlık” beklentisi olmadan kendilerini keşfedebilmeleri için de, aslında var olmayan bir kavram, bir mit olan alfalığı övmeyi bir an önce bırakmamız gerekiyor.
Kaynaklar: Eric Wood. "How Myths About Alpha Males Can Contribute To Young Men Falling Behind". Şuradan alındı: https://www.forbes.com/sites/ericwood/2025/05/16/how-myths-about-alpha-males-can-contribute-to-young-men-falling-behind/. (16.05.2025).
Derek M. Griffith. "Men and mental health: What are we missing?". Şuradan alındı: https://www.aamc.org/news/men-and-mental-health-what-are-we-missing. (02.03.2024).
"It’s Not Just a Feeling: Data Shows Boys and Young Men Are Falling Behind". Şuradan alındı: https://www.nytimes.com/2025/05/13/upshot/boys-falling-behind-data.html.
Charlie Jones. "Boys growing up without dads are in crisis, report says". Şuradan alındı: https://www.bbc.com/news/articles/cjd3jlee33yo. (15.03.2025).
YORUMLAR