Aldatılma şüphesi günlük hayata gölge düşürüyor. Özellikle de kadın partnerler “Aldatan erkek nasıl davranır?” sorusuna cevap arıyor ve belirtilerin izini sürüyor. Aldatma nasıl anlaşılır?
Romantik ilişkiler, içinde bulunan iki kişinin birbirine verdiği teminatları içerir. Bu teminatlardan biri, partnerlerin birbirlerinden başkasıyla duygusal veya cinsel ilişki yaşamamasıdır. Aldatma; verilen bu sözün tutulmaması, ilişki dışındaki üçüncü bir kişi ile duygusal ve/veya cinsel ilişki yaşanmasıdır. Aldatmanın en öncü belirtisi aslında kişinin hisleridir. Bununla birlikte her ilişkinin kendine has bir dinamiği ve kendine özgülüğü olmakla birlikte birtakım davranışlar kişinin aldatıldığının ipuçları olabilir. Bunlar;
• Sizinle beraber geçirdiği zamandan eskisi kadar keyif almaması
• İletişiminizin azalması
• İlişkiyle alakalı sorunları ifade ettiğinizde kayıtsız kalması
• İlişkiye ayırdığı zamanın ve paylaşımın azalması, eve geç gelme
• İlişkideki veya birlikte yaşanıyorsa evdeki sorumluluklarla ilgilenmeme
• Suçluluk duyguları yüzünden eskisinden daha anlayışlı olması
• Suçluluk hissetmiyorsa veya suçluluk hisleri geçtiyse basit nedenlerle tartışma veya huzursuzluk çıkarması
• Dış görünüşüyle alakalı gözle görülür değişiklikler yapması
• Telefonunda ve bilgisayarında şifre kullanmaya başlaması ya da şüpheli derecede dikkatli davranması
• Sizin sevgi ve ilgi davranışlarınıza kayıtsız kalması
• Gelecek planlarıyla ilgili kayıtsız davranması
• Aynı zamanlarda yatağa gitmekten kaçınması
• Size gösterdiği sevgi ve şefkatin azalması
• Şüphe uyandıran davranışlarını sorduğunuzda öfkeli tepkiler vermesi olarak sıralanabilir. Bu belirtilerin her biri aldatma yaşanmıyorsa da gözlenebilir. Her paylaşım azlığı veya uzaklaşma aldatılma değildir, ancak hisler bunu söylüyorsa daha dikkatli olmakta fayda var.
Aldatılan kadın/erkek ne yapmalıdır? Aldatıldığını öğrenen kadın veya erkeğe neler önerilebilir?
Aldatma hemen hemen her aldatılan kişi için travmatik bir hayat olayı olarak tanımlanabilir. Aldatma öğrenildikten sonra başlarda şok ve inanmak istememe duyguları hakim olurken, daha sonra çok büyük bir acı ve mutsuzluk hissedilir. İlk tepkilerden sonra ise yıkılan güvenin yaşattığı zor duygulara partneri kaybetme tehdidi eklenir. Tüm bunların hayatta en çok güvenilen ve önemsenen insan tarafından hissettirilmesi o ilişkinin dinamiklerini tepetaklak eder.
Aldatıldığını öğrenen kişinin önünde temelde iki seçenek vardır; ilişkiyi bitirmek veya ilişkiyi devam ettirmek. Eğer seçilen yol ilişkiye devam etmek ise aldatan partnerin o ilişkiyi yeniden inşa etmek için yoğun uğraşlara girmesinin şart olduğu söylenebilir. Yıkılan güvenin ve hayallerin tekrar kurulması ve aldatılan kişinin sevildiğine ikna olması için çok emek gerekir. Aldatılan kişi karşı tarafı affedebilmek için bunları görmeye ihtiyaç duyar. Aldatılan partner tutunacağı dalı bulursa o ilişki yeniden kurulabilir. Eğer evlilerse bunu yeniden evlenmek, sevgili iseler yeniden ilişkiye başlamak olarak düşünebiliriz. Eski ilişki adeta ölmüş olduğu ve onun üstünden bir yas yaşanacağı için yeni ilişkiyi doğurtmak, onu sevgi ve şefkatle büyütmek, emek vermek gerekir. Aldatılan kişi ancak bunlarla kendisini o ilişkide yeniden güvende hissedebilir ve el ele verilince ilişki kurtulabilir.
Eğer aldatan partner çözüme gitmiyor ve diğer kadın/erkeği ya da farklı ilişkileri yaşayabileceği hayatı tercih ediyorsa aldatılan kişi için yas, öfke, depresif belirtiler, özgüven problemleri ile geçecek olan bir dönem başlıyor demektir.
"Suçlu kim?" diye sık sık soruluyor...
En önemli olan nokta, aldatılan kişinin sorunun veya suçlunun kendisi olmadığına kendini ikna edebilmesi. Çünkü biliyoruz ki ilişkide yaşanan sorunların ilk çözümü konuşup ifade etmek ve iletişim kurmaktan geçiyor, aldatmaktan değil… Dolayısıyla bunu yapan kişi ne olursa olsun suçun tüm sorumluluğuna sahiptir; bunu unutmamak gerekir. Aldatılan kişi bu gerçeği kabullendikten sonra doğal olarak bir dönemi hüzünlü, mutsuz, kırgın ve öfkeli geçirecektir; ancak kendisine iyi gelen sosyal çevre desteğini, yaşam motivasyonunu arttıran etkinlikleri, yavaş yavaş bile olsa yeni flört denemelerini sürdürürse yaşanan olumsuz duygular zamanla etkisini yitirir.
Aldatan erkek psikolojisine bakacak olursak, erkekler neden aldatır? Özellikle de eşiyle mutlu görünen, eşini seven erkeklerde en çok hangi aldatma nedenleri dikkat çekiyor?
Literatürdeki pek çok araştırma, kadınların iş hayatına katılıp ekonomik gücü eline alarak daha fazla sosyal temas seçeneğine sahip olmasının aldatma oranlarını arttırdığını söylemesine rağmen erkekler hala daha çok aldatıyor diyebiliriz.
• Erkekler en çok; ilişkileri hayal ettikleri gibi gitmediği için, yenilik arayışında oldukları için, egolarını tatmin etmek için, anlık tatmin duygusuna yenildikleri için, ilişkilerinde cinsel tatminsizlik yaşadıkları için, çevrelerinde ciddi ilişki istemeyen kadınların varlığı gibi sebeplerle aldatırlar. Erkeklerin karşı tarafa “Hayır” deme ve baştan çıkma boyutlarına daha fazla anlam yükledikleri bulunmuştur. Erkekler, baştan çıkmanın aldatma nedeni olarak daha önemli olduğunu belirtmişlerdir.
• Kadınlar ise kendilerine güvenlerini arttırma isteği, duygusal olarak ihmal edildiğini düşünme, heyecan arayışı, romantizm ihtiyacını tatmin etme isteği, eşlerinden ya da partnerlerinden daha zengin ve statü sahibi biriyle beraber olmak arzusu, cinsel tatminsizlik ve hiç bitmeyen ev işlerinin ve sorumlulukların yükünden kurtulma isteği gibi nedenlerle aldatırlar.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde heyecan ve yenilik arayışı aldatmanın temel sebeplerindendir. Bu sebeple ilişkilerde heyecanı taze tutmak çok önemlidir. Yine hem erkeklerde hem de kadınlarda evlilik ve/veya ciddi ilişki öncesi az kişiyle birlikte olunması, görücü usulü ya da erken yaşta evlenilmesi ise yine aynı şekilde aldatma nedenlerinden sayılır. İlişkide çiftlerin birbirleri ile iletişimi azaltmaları, paylaşımın azalması dolayısı ile de sevgi bağının azalması da yine hem kadınlarda hem erkeklerde temel aldatma nedenlerindendir. Kişilerin çocukluk çağı travmaları artıkça, romantik ilişkilerindeki aldatma eğilimleri de artmaktadır.
Aldatma sadece mutsuz evliliklerde görülmez, mutlu evliliklerde de görülebilir!
Psikolog, Aile Danışmanı Şeyla İbrahimoğlu Delen, aldatma ile ilgili çarpıcı bilgiler vermeye devam ediyor...
Konu ile ilgili yapılan ilk yaygınlık çalışmalarından birinde, erkeklerin %50’sinin, kadınların ise %26’sının evlilik dışı cinsel deneyim yaşadıkları belirtilmiştir (Özkul, 2018). Evli olmayan çiftlerde ise; erkeklerin aldatma oranı %70,9 iken, kadınların oranı %57,4 olarak belirtilmiştir.
Evli olmayan çiftlerin aldatma oranlarının yüksek olmasına sebep olarak, bağlılık düzeyinin daha az olduğu öne sürülmüştür. Harris Interactive (2001) tarafından Türkiye’de 1004 katılımcı ile gerçekleştirilen başka bir çalışmada ise, erkeklerin %25’nin, kadınların ise %11’inin ilişkilerine sadık olmadıkları öne sürülmüştür (Akt: Özkul, 2018).
Görüldüğü üzere literatürdeki birçok çalışma incelendiğinde erkekler kadınlara göre daha çok aldatma ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, cinsel birlikteliğin erkekler arasında daha fazla olduğu bulunmuştur ve kadınlara göre daha fazla erkek evlilik dışı cinsel birliktelik yaşadığını belirtmiştir. Bunun yanında evlilik dışı duygusal birliktelik kadınlarda daha yüksek bulunmuştur.
Erkeklerin aşkı ve seksi birbirinden ayırdığı, fakat kadınların aşkın ve seksin birlikte gittiğine inandıkları gözlenmiştir. Çalışmalara göre, kadınlar romantik ilişkilerinde daha çok duygusal sadakatsizlikle ilgili kuşkular yaşarken, erkekler cinsel sadakatsizlikle ilgili kuşkular yaşar.
Aldatıldığını öğrenen kişinin çok acı çektiği göze çarpıyor. Bu acı nasıl geçer? Aldatılan kişinin psikolojisi ve ruh hali nasıl düzelir?
Aldatılmanın öğrenilmesiyle beraber ilk zedelenen duygu güvendir ve güven birçok ilişkide olduğu gibi romantik ilişkilerin temelini oluşturan en önemli etmenlerden biridir. Sevdiğiniz biri tarafından aldatılmak başa gelebilecek en zorlu deneyimlerden biridir. Aldatılma ile değer yargılarınız, kendinize ve çevrenize bakışınız etkilenir, güven duygunuz sarsılır ve gelecek ilişkilerinizin dinamiklerini etkilenebilir.
Aldatmayı yaşayan çiftlerin daha stresli oldukları, birlikte daha az zaman geçirdikleri, geçirdikleri zamanlardan daha az hoşnut oldukları, ayrılmaya ve boşanmaya daha yatkın oldukları ve güvensizlik problemleri yaşadıkları da saptanmıştır (Atkins ve ark., 2005). Gordon, Baucom ve Snyder (2004) yaptıkları çalışmada, literatürle tutarlı olarak aldatılan partnerlerin çoğunun öncelikle, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu semptomları gösterdiğini belirtmişlerdir.
Aldatılma sonrasındaki sancılı süreç birey için nasıl ilerliyor, bu çok önemlidir. Kişinin ruhsal destek almayı istemesi her türden psikolojik problemle baş etmede önemli bir noktadır. Burada önemli olan aldatılma sonrasında bireyin/bireylerin ilişkiye devam edip etmeyecekleri, bireysel veya çift terapisi ile devam etmeleri konusunda önemli rol oynar.
Pişmanlık duyan sevgili, partner veya eş tekrar nasıl güven inşa etme niyetinde olabiliyor. Ancak aldatılan kişi için durum oldukça zorlayıcı... Aldatma ile nasıl başa çıkılır? Aldatılan kadın veya aldatılan erkek ne yapmalı?
Aldatma sorunlarıyla karşılaşan çiftler için önemli bir amaç ilişkilerini sürdürmek isteyip istemedikleridir (Lusterman, 1998). Var olan yapının üzerine yenisini eklemek sıfırdan bir yapı inşa etmeye göre çok daha fazla zaman, emek, sabır, özveri gerektirir. Aldatılan kişi için şüphe duygusu yoğundur. Aldatma sonrası ilişkinin devam etmesini engelleyen şeylerden biri budur. Aldatılma öğrenildikten sonra ilişkide kişiyi zorlayan ilk duygu güvendir ve güven ilişkinin temelini oluşturan en önemli etmenlerden biridir. İkinci ilişki devam ederken terapiye asla başlanmaz, ilişkinin sonlanmış olması çok önemlidir. Güvenin tekrar oluşması zaman alır, ilişkinin dinamikleri değişir, kişiler ilişki içinde birbirlerine yeni kuralları aktarır ve bunlara iki tarafta uyum sağlamaya çalışır.
Röportaj: Senem Tahmaz
YORUMLAR