Yaşlandıkça zaman daha hızlı geçiyor gibi hissediyor musunuz? Bu sadece size özgü bir durum değil. Zamanın, çocukluğumuzda daha yavaş geçtiğini düşünmemizin birkaç nedeni var. Zaman, nesnel olarak aynı hızda ilerlese de, geçişini algılayışımız oldukça özneldir. Sinirbilimden gelen içgörüler de bunu doğruluyor. Peki bu neden böyle? Deneyimlerinizin tadını daha fazla nasıl çıkararak yaşayabiliriz?
İlk olarak, zaman algımız objektif değildir.
Zaman algımızı etkileyen birkaç faktör vardır ve bunlar gerçekten ilginçtir. Birincisi, her geçen yıl, yaşlandıkça hayatımızdaki yaşam süresinin daha küçük bir yüzdesini oluşturur. Dört yaşındayken, bir yıl hayatımızın %25’ini oluşturuyordu. Ama on yaşına geldiğim,zde, bir yıl %10’a düştü ve böyle devam etti. Bunu böyle düşündüğümüzde, zamanın gençken neden bu kadar geniş ve uzun süren bir his verdiğini anlamak daha kolaydır.
Keyif de zaman algısını etkileyen bir diğer faktördür. Bir egzersiz sınıfında plank pozisyonunda bekleyen herkes, hoş olmayan ya da zorlayıcı bir durumda saatin ne kadar yavaş geçtiğini test edebilir. Diğer taraftan, arkadaşlarla yapılan keyifli bir aktivitenin bir dakikası bile çok hızlı geçer. Bu yüzden “Eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız” sözü vardır. Ve yaşlandıkça, iş ve diğer sorumluluklar arttıkça, sadece eğlenmeye ayırdığımız zaman da doğal olarak azalır.
Ve nihayet, yenilik, zaman algımızın altındaki diğer etkileyici faktördür. Hatta bazı uzmanlar bunun en etkili faktör olduğunu savunuyorlar...
Yenilik etkisi bizi nasıl etkiler?
Yenilik etkisi, yeni, orijinal veya alışılmadık deneyimlerle karşılaşmanın zaman algımızı nasıl yavaşlattığını açıklayan bir fenomendir.
Beyin, yenilik deneyimlerini işleme durumuna geçtiğinde, dış dünyadan aldığımız bilgilere daha fazla ağırlık veririz çünkü bu bilgiler son derece bilgilendiricidir. Bu süreçte, belleğin önemli bölgeleri, özellikle duyusal korteks ve hipokampus, aktif hale gelir ve bu da daha “sağlam ve uzun süreli” hatıralara yol açar.
Rutin, deneyimimizi sınırlıyor mu?
İnsan beyni, bilişsel işleme sırasında enerji verimliliğini artırmak için sürekli olarak bilinen yollar, bağlantılar ve kestirmeler arar. Hiç iş yerinize giden yolu tamamen düşünmeden geçip, oraya vardığınızda uyanmış olduğunuzu fark ettiniz mi? Bu, rutinlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Rutinler, hayatımızı kolaylaştırırken, zaman algısının hızlı geçmesine de neden olur. Uzmanlar, alışkanlıkların bizlere en düşük yenilik deneyimini sunduğunu, bunun da zamanın çok hızlı geçtiği hissini yarattığını söylüyor. Beynimiz, alışkanlıklarla ilgili olayları “sıkıştırarak” bunları daha kısa bir süreymiş gibi algılar.
Zamanı yavaşlatmak için yenilik etkisini nasıl kullanabiliriz?
Daha belirgin anılar biriktirmek ve “zamanı yavaşlatmak” istiyorsanız, rutinlerinize daha fazla yenilik katmayı deneyin. Hayat denge ile ilgilidir, bu yüzden her anı yenilik dolu hale getirme baskısını da hissetmeyin. Rutinlerin rahatlatıcı etkisi ile yenilik arayışını dengeleyerek daha iyi bir deneyim elde edebilirsiniz.
Yenilik, her şekilde karşımıza çıkabilir. Her hafta sonu seyahate çıkmanıza veya yamaç paraşütü yapmanıza gerek yok. Küçük ve büyük bazı yollarla, günlerinize yenilik katabilirsiniz.
1. Yeni şeyler öğrenin
Okulda veya kariyerinize başlarken sürekli bir şeyler öğrenirsiniz. Ama yaşlandıkça, doğal olarak yeni bilgi veya beceriler kazanmak daha az olur. Bir seramik veya dans dersi almak gibi yeni bir şeyler öğrenmeye gayret edebilirsiniz.
2. Yeni yerler keşfedin
Yeni bir yer görmek, tüm duyularınızı harekete geçirir – yeni manzaralar, kokular, sesler – bu da beynin verileri toplama kapasitesini artırır ve zengin anılar bırakır. İhtiyacınıza ve yeteneğinize göre, yeni bir yürüyüş yolu seçmek veya hiç gitmediğiniz bir ülkeye seyahat etmek yeni bir yer keşfetmek anlamına gelebilir.
3. Yeni şeyler deneyin
Günlük yaşamda, yeni bir şeyler denemek için sürekli fırsatlar vardır. Bilmediğiniz bir mutfağı deneyin veya favori restoranınızda yeni bir yemek seçin. Yeni insanlarla sohbet edin, örneğin; marketteki kasiyerle veya gittiğiniz kahve dükkanındaki barista ile.
4. Küçük yenilikler ekleyin
Günlük yaşamımızda yenilik kucaklamak, zaman algımızı yavaşlatmanın basit ama güçlü bir yoludur. Günlük alışkanlıklarımıza yenilik katmak, büyük bir değişiklik yapmak zorunda olmadığınız anlamına gelir. Sadece küçük değişiklikler ve eklemeler yapabilirsiniz. Örneğin; her gün gittiğiniz güzergah yerine, farklı bir yoldan işe ya da okula gitmek; daha önce hiç dinlemediğiniz bir müzik dinlemek veya uzun zamandır konuşmadığınız bir arkadaşınızı aramak gibi.
Günlük yaşamımızda yeniliği kucaklamak, zaman algımızı yavaşlatmanın basit ama güçlü bir yoludur. Yeni bir şeyler öğrenmek, tanımadık yerleri keşfetmek veya rutinlerimizde küçük değişiklikler yapmak gibi taze deneyimler ekleyerek, günlerimizi daha unutulmaz ve ferah hale getirebiliriz.
Kaynak: Mary Cate Long. “You can Use ‘The Novelty Effect’ To Slow Down The Time”. Şuradan alındı: https:www.thegoodtrade.com/features/what-is-novelty-effect/.
YORUMLAR