Eşimi yengemden kıskanıyorum

Merhaba Yeşim Hanım daha önce de farklı bir meseleden ama yine aynı sebepten yazmıştım size. Ben eşimi yengemden, gelinimizden kıskanıyorum. Yazarken bile çok utanıyorum. Dilim varmıyor kusura bakmayın okuyuculardan da özür diliyorum ama içime atmaktan hastalığa kalmak üzereyim sizin gibi geniş açıdan bakabilen anlayışlı biriyle konuşmaya ihtiyacım var. Gelinimizle aynı yaştayız. Onu şahsi olarak çok severim çoğu zevklerimiz, görüşlerimiz, sevdiğimiz şeyler aynıdır. Eşim, kardeşim, gelinimiz benden önce arkadaşlardı. Yani eşim yengemi benden önce de tanırdı samimilerdi. Ben sonradan guruba dahil oldum ve eşimle de evlendik. Gelinimiz bakımlı, alımlı, ortamda dikkat çeken, sosyal, modern, girişken bir kadın. Biz eşim, ben, kardeşim, yengem, arkadaşlarımız aynı sektördeydik. Yengem yönetici pozisyonundaydı biz onun altında çalışıyorduk. Şimdi eşimle yengem farklı bir işyerinde aynı yerde çalışıyorlar ve yengem eşimin yine yöneticisi. Haftanın beş günü beraberler bazen aynı serviste geliyorlar. Gelinimiz dış görünüş olarak eşimin beğendiği özelliklere sahip biri. Benim eşim kıvırcık saç, dolgun yanağa bayılır. Yengem kıvırcık saçlı, dolgun yanaklı, dolgun göğüslü, ince bacaklı, dolgun dudaklı ve yönetici pozisyonunda. Bense tam tersi kalın bacaklı, ince dudaklı, sarkık ve küçük göğüslü saçları hep toplu. Ailem gelinimizi ilk başlarda istememiş bunu da çoğu zaman belli etmişler, zaman zaman yüzüne de yansıtmışlardı. Bazen yengem tavır alsa da asla uzatmadı, surat asmadı. Ortamda saygısızlık yapmadı hatta güler yüzlü, esprili olmaya devam etti. Sıcak kanlılığı ile herkese kendini sevdirdi ve kardeşimle aynı ortamda onu hiç yalnız bırakmaz hemen peşinden gider koltukta yanına oturur, sigara içmese de balkonda yanında durur. Bense zamanında görümcem bana saygısızlık yaptı diye senelerce konuşmadım, surat yaptım, soğuk davrandım. Resmi ve mesafeli oldum. Ve eşimle aynı ortamda yan yana oturup oturmamamıza takılsam da ben gitmedim hep eşimin yanıma gelmesini bekledim. Üstüne gelmezse bir de tavır aldım.


Yengemle aynı ortamda kendimi çok pasif, silik hissediyorum ve ister istemez çok kasıyorum. Eşimi aynı ortamda ona bakarken çok yakaladım. Eşim çok espirili, şakacı biridir. Onun üzerinden espiriler yapıp şaka yapınca ona bakınca ben de sinirleniyorum. Bazen iş dönüşü aynı serviste yan yana yer tutmalarına da çok takılıyorum. Eşim de sebebini öğrenince bana kızıyor ve aramızda soğukluk oluyor. Kıskançlık düşüncelerim o kadar ağır basıyor ki eşim bana "evet haklısın" diyene kadar üstüne gidesim geliyor. Çenemi zor tutuyorum. Aynı şeyleri daha önce de kız kardeşinde yaşamıştım. Güzel ortamlarda, gezmelerde anın tadını çıkaramaz acaba beni değil kız kardeşini mi düşünüyor, benim değil yanında kız kardeşi mi olsun isterse diye kendi kendimi yer sonra da kavga eder ve tüm güzel anılarımızı mahvederdik. Şimdide aynısı yengeme duyduğum kıskançlık yüzünden yaşıyorum. Yazarken belki rahatlarım, bunların saçma şeyler olduğunu düşünürüm dedim ama içimin içimi yemesini geçiremiyorum. Onunla kendimi kıyasladığımda ondan eksik yanlarımın ne kadar çok olduğunu görüyorum ve eşimin de bunu gördüğünü biliyorum. Bunları gördükçe benden soğumasından uzaklaşmasından çok korkuyorum. Ne olur bana yardım edin, lütfen yargılamayın. Çok teşekkür ederim şimdiden.


Yeşim Tijen’in cevabı:

"Neden sonra farkına varıyor insan ayağın atakılan bütün taşları yoluna kendi döşediğinin."

Kahraman Tazeoğlu


Merhaba sevgili okurum, Kahraman Tazeoğlu ne güzel demiş; insan ayağına takılan taşları yoluna kendi döşüyor diye. Neyle döşüyor? Düşünceleriyle. İnsan ne düşündüğünün ürünüdür derler ya düşüncelerinize dönüşüyorsunuz. Olumsuz düşüncelere çok takılı kaldığınızda artık bu düşünceler duygu olarak sizde yaşamaya başlıyor. Siz bu olumsuz duygularınızla etrafınıza negatif enerji saçarken insanların sizi sevmesini, ilgi odağı olmayı beklemek biraz hayalcilik olmuyor mu sizce de? Olumsuz düşüncelerinizden kendinizi arındırarak yolunuza size engel olacak taşlar döşemeyi bir an önce bırakmalısınız yavrum. Bu sizin kendinizi, aklınızı kullanmayı bilmemenizden. Aklını kullanmayı bilenler, düşünenler, sorgulamayı bilenler bu düşüncelerden sıyrılmayı da bilirler. Tabi ki bu noktaya getirmiş olduğunuz kıskançlık duygusundan değişim dönüşüm kolay değil, biraz sabır, emek, güzel düşünceleri içinde beslemeyi gerektiriyor. İnsan yüzünü makyajla ya da bir takım işlemler yaptırarak güzelleştirebiliyor ama karakteri değiştirmek o sanırım yeterince önemsenmiyor. Oysa yüzü güzel bir gün, karakteri güzel biri her gün seviliyor. Öyleyse insanın çabası yüzünden çok içine olmalı. İnsan farkına vardığı her olumsuzluğu değiştirebilme yeteneğine sahiptir. Siz kıskançlık duygularınızın farkındasınız. Ben de biraz sizi hatırlıyorum görümcenizle yaşadığınız sorunlar yine kıskançlıktan kaynaklıydı ve ne güzel ifade etmişsiniz. Gelininizi ailenizin istememesine karşın onun sıcak kanlı, kin tutmayan davranışlarıyla sizleri nasıl fethettiğini anlatmışsınız. Kendi kendinize örneği de vermişsiniz. Bu örnekle yengeniz için güzel bir karakter demişsiniz. Çözüm işte bu güzel karakteri oluşturabilmekte. Saygı, sevgi; kişinin yaşamı, davranışları, karakteriyle kazanılır yavrum. Öyleyse ne duruyorsunuz yavrum? Özgüven eksikliğinizi tamamlamaya çalışın. Çünkü kıskançlığın kaynağı özgüven eksikliğidir. Kendine güvenen kişi başkalarını kıskanmaz, yarış yapmaz. Yarışı dündeki kendisiyledir, bugün dünden daha iyi olabilmek içindir. Siz bu özgüvensizlik duygularınız içinde eşinize de yengeme ilgi duyuyor diye düşünerek baskı uyguluyorsunuz. Sürekli insanlarla didişerek eşinize etrafınıza kendinizi gösterirken yengenizin sıcacık kendisiyle barışık halleri ve konumu dolayısıyla etrafta ilgi, hayranlık uyandırmasından doğal ne olabilir? Bu hayranlığı siz kıskançlıklarınızla daha fazla eşinizin aklına yerleştirtmeyin. Evet insanlar konuşurken, gülerken en çok saygı ilgi duydukları kişiye bakarlar ama sizin eşinizin durumu kadın müdürü bu tamamıyla saygıdan da olabilir. Bunun için yapacağınız şey eşinize baskı uygulayarak ona evet yengene ilgi duyuyorum dedirtmeye çalışmak değil, kendinizi değiştirerek pozitif bir kadın olmayı başarabilmek olmalı. Siz kendinizde hissettiğiniz eksiklikleri yengenize hayranlık duygusu olarak anlatmışsınız ama aşağılık duygusu hisseden kişiler bu hayranlıkla duygularını saklarlar. Partnerini baskılar, kontrol etmeye çalışır; tıpkı sizin anlattıklarınız gibi değil mi? Önce kendinize bakmaya başlamalısınız. Böylece kendinizi iyi hissedeceksiniz. Kendinize hobiler edineceksiniz, herkes iş hayatında yüksek mevkilerde olmayabilir ama onun da yükseldiği bir şeyler mutlaka vardır, bunları ortaya çıkarmalısınız. Kendinizi bir yoklayın bakalım sizde ne cevherler var? Allah'ım kimseyi boş yaratmamıştır.


Diğer bir konu insanın sosyal denge içinde olması gerekmektedir. Bunun için yengeniz ve ağabeyinizden başka görüştüğünüz kişiler de olmalı. Kendinizi aralarında olmaktan iyi hissedeceğiniz kişilerle birlikte olmaya çalışın. Eşinizle ayrı bir sosyal hayatınız olsun ki sosyal dengeyi yaşayabilin. Bu yazdıklarımın ışığında olumlu duygularınızı beslemeyi de ihmal etmeyerek kendinizi içinizde yükselterek daha mutlu kendine güvenen bir kadın olabilirsiniz yavrum. Hadi göreyim sizi yolunuza döşediğiniz o taşları çabuk kaldırın yolunuzdan.


Sevgiler sevgili okurlarıma...


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.