Çok seviyordum ama...

“Merhaba Yeşim Hanım,

Ben 23 yaşında bir genç kızım. Bir erkek vardı hayatımda, o da 23 yaşında ama hiçbir zaman sevgili olmayı beceremedik. Onu çok ama çok sevdim, hep hayalini kurdum, onun için Allah’a yalvardım. Aramızda öyle bir bağ vardı ki onunla; birbirimize çok güveniyorduk, çok değer veriyorduk, 3 yıl yazıştık ve 2 defa buluştuk. Ama onu 6 senedir tanıyorum, eskiden aynı okuldaydık. Bir türlü beraber olamadık, o kararsızdı, ben utanıyordum yaklaşmaya. Ben onu adeta takıntı haline getirmiştim, başka bir erkekle konuşmak bile onu aldatmak gibi bir şeydi. O çünkü başka erkekler gibi değildi, çok namuslu, şerefli yani adam gibi adamdı. Artık bu yıl 3. ayda arkadaşım ona söyledi, bu kız seni çok seviyor diye. O da, evet herşeyin farkındayım nezamandır düşünüyorum cesaret edemiyorum dedi. Sonra biz saatlerce telefon konuşmaya başladık, sinemaya falan gittik. Daha sonra bana ben ilişki için hazır değilim, senin nasıl bir kaliteli bir insan, nasıl güzel olduğunu biliyorum, sen üniversiteye gidiyorsun, çok erkeğin senden hoşlandığını da görüyorum ama ben şu an hazır değilim ama arkadaş kalalım, belki bir gün pişman olurum dedi. O an dünya başıma yıkıldı ve bitti. Sonra 1 ay geçti, diskodan çıkmayan yabancı bir kızla tanışmış, birlikte olmuş ve kız hemen hamile kalmış. Arkadaşlarına benim duymamı istemediğini söylemiş. Geçen gün gördüm videoları, düğün olmuş. Bir yanım ağladı öteki yanım ona acıdı. Düşünün bir Türk düğünü yapmış ve düğünle kınayı aynı anda yapmış aceleden ki çocuk gelmeden düğün olsun diye. Düğünde en fazla 80 kişi var ve kızın karnı burnunda. Hiç benim hayalimdeki düğüne benzemiyordu... Ama yine de ne kadar inkar etsem de canım çok yanıyor. Erkeğin ailesiyle kalacaklar evde, çocuk da gelince araya soğukluk girecek. O kız bizim dilimizden bile değil. Ama kim ne derse desin çok üzülüyorum çünkü onunla evlenme, çocuk yapma ihtimalim kalmadı. O hem çocuk yaptı, hem düğün. Ama tek sorduğum soru kendime acaba bazen beni düşünüyor mu, pişman mı? Yoksa çok mu mutlu? Whatsapp’a bile yazmış: “Ne kadar sarılırsan sarıl bıraktığın an özlersin.” Acaba çok mu seviyor kızı? Hayatta en büyük dileğim pişman olup gelmesi. O zaman alır mıyım onu bilmiyorum ama onu sevmemekten korkuyorum, onsuz hayat düşünemiyorum. Bazen deliriyorum aklımdaki sorulardan. Çünkü bu aşkın yaşanmamış olması ve nasıl bir ilişki olurdu soruları beni delirtiyor...”


Yeşim Tijen’in cevabı:

“Kim bilir…

Masalınızın kahramanı, başka bir hikayede figüran olmaya gitmiştir belki de…” -Nazım Hikmet


Ama biz dileyelim mutlu olsunlar. Şu an için bu mutluluğu hiç istemeseniz de bu durum şu an için geçerli. Yarınlarda aynı düşüncelerde ve duygularda olmayacaksınız, umursamayacaksınız. Bunun için kendinize şans tanımanız ve unutmak için kararlı olmanız gerekiyor. Kendinize hiç şans tanımamışsınız. Birine aklınız takılmış, ondan başkasını fark edememişsiniz. Onunla aslında arkadaşlıktan öte bir şey yaşamamışsınız. Kendi kendinize onu yüreğinizde büyütmüş, büyütmüşsünüz. Gördünüz mü? O kadar da büyük değilmiş. İnsan birini sevdi mi öyle yapıyor. Gözünde ve gönlünde büyütüyor sonra güm diye yere çakılıyor. Şu an sizin çakıldığınız gibi… O genç sizden hoşlanmış ama sadece hoşlanmış. Sizin ona olan duygularınızı da hissetmiş çünkü insan duygularını ele verebiliyor. Sizin arkadaşınız vasıtasıyla duygularınızı ona bildirip çıkmaya başlamanızla bu ilişkiyi istemediğini fark etmiş. Zaten önceden de size karşı yoğun duygular içinde olsaydı o size kendi gelirdi ama yine de bir denemiş, bakmış olmayacak sizi kırmamak adına güzel kelimelerle sizi kendinden uzaklaştırmış. Eğer gerçekten sevmiş olsaydı sizinle olan ilişkisine devam ederdi, bugün bu noktada olmazdınız. Ben yaşım, hayat tecrübelerim ve işim gereği bunların böyle olduğunu görebiliyorum. Siz de kendi kabuğunuzdan çıkıp insanlarla, yaşamla daha çok haşır neşir olunca insanların kendilerini yaptıklarıyla, konuşmalarıyla, vücut diliyle, size yolladıkları olumlu-olumsuz sinyallerle söylemediklerinide algılayacaksınız.Tek bir sözüne takılıp zamanınızı harcamayacaksınız.


İnsanlar hayatına kabul ettikleriyle sorumluluk yüklenirler, vazgeçtikleriylede özgürleşirler. Şimdi sevdiğiniz gençle evlenen kadın bu kabullenişle bir sorumluluk almış. Bunun bilincinde olduğunu umalım. Siz bu vazgeçişle bir özgürlük yaşayacaksınız. Şu an için size acı veren bir durum da olsa zamanla hayata katılmaya başlayacaksınız. Ne zaman? Bu durumu kabullendiğinizde… Kendi içinizde bu durumu kabullenmek zorundasınız. Kendinize bu kişiyi dayatmayı bırakın. Bunu kabullenmemekle bir düşünün, nereye varırsınız? Hiçbir yer! Bunalımlı, mutsuz bir kişi olursunuz ama kabullenince artık kendi hayatınızı yaşamak zorunda kalacaksınız. Olması gereken de bu sevgili okurum. Hiç sevgili olmadığınız birinin “olsaydı”larıyla yaşamak, bunlara takılı kalmak sizi bir yere vardırmaz.


Bazen yapılacak bir şey yoksa kabullenmek en doğru harekettir. O nedenle siz de hayata katılın. Kendi iç dünyanızdan çıkın diyeceğim. Çıkın ve kendinize daha uygun bir erkekle arkadaşlık yapın. Unutmak için değil kendinizi hazır hissettiğinizde doğru kişi olduğuna inandığınızda bundan kaçınmayın. Üniversite okuyan bir genç kızsınız, arkadaşlarınızla daha çok birlikte olun. Düşüncelerinizden her gün biraz daha uzaklaşacaksınız ama bunu istemelisiniz. Şimdiye kadar unutmak için hiç denemediniz ama şimdi bunu deneyin demiyorum, yapmak zorundasınız. Umut da olmadığına göre çare yalnız unutmaktadır! Unutmazsanız ne kazanacaksınız? Sizi düşünüp düşünmediğine gelince, o şimdi sizi düşünecek durumda değil, hayatında bir eşi var ve yakında bir bebekleri olacak. Hayatı yeterince doludur.


Şimdi kendiniz için yeni hayaller kurma zamanı! Gelecek önünüzde, size sesleniyor. Dile benden ne dilersen diyor ve ekliyor ama ayağı yere basan hayallerin olsun, sonra yalan olmasın hayallerin. Üniversitede öğrenim görüyorsunuz, bunlar boşa gitmemeli, hedefleriniz olmalı, sonra da tabii ki aşk olmalı, gerçek bir aşk… Platonik bir şekilde yaşanmayan karşılıklı hissedilerek yaşanan bir aşk. Aşkı yaşadım diyemezsiniz. Sadece bir hayal kurup biraz gencin de göz yummasıyla bu hayalleri içinizde büyütmüşsünüz. Bu yaşadıklarınızla biraz daha ruhunuz, aklınız büyüdü ve öğrendiniz, şimdi hayatı daha farklı algılamaktasınızdır. Sevmek, yaşamak, gülmek, acı çekmek, hepsi bir şeyler katar insana. Siz eksildim sansanız da yaşadıklarınızla artarsınız. Bugün acılar içinde olabilirsiniz, belki yarın da acı içinde olacaksınız ama öbür gün bir bakacaksınız acınız azalmış düşünceler sizi eskisi gibi yoklamıyor, daha bir rahat ve özgürsünüz, daha öbür gün yeni bir ümitle uyanacaksınız. Bomboş, acısız, kedersiz, kim gitmiş kim kalmış umurunuzda bile olmayacak ve tamamen özgürleşeceksiniz. Yeter ki insan yeniden hayata uyanabilsin. Hayat bu sevgili okurum, acı tatlı ne yaşarsanız yaşayın ayağa yeniden kalkabilmek, bu gücü bulabilmek için kendi kendini gayrete getirmek… Bunlar insanın kendi elinde, siz de aklınıza yaslanarak bu günlerden çıkacaksınız. Hadi ama gülümseyin, hayat yaşamanız için sizi bekliyor.


Sevgiler…


***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.