Eşimi nasıl eve bağlarım?
“Eşimle 26 yaşında evlendim. Hayatımın evlenince daha güzel olacağını düşünmüştüm. Tam tersi mutsuz oldum. Eşim sürekli dışarda, gece hayatını çok seviyor. İşi dolayısıyla akşam dışarıya çıkması da gerekiyor ama o bunu alışkanlık haline getirdi. İçki içmeyi seviyor ve bu yüzden sık sık kavga ediyoruz. Ailesi de bu durumumuza üzülüyor. Nereye varacağız bilmiyorum. Arkadaşlarıyla geziyor, içiyor, bazen sabaha karşı eve geliyor. Onu çok seviyorum. Yanımda, yakınımda olsun istiyorum. Düşündüğüm evlilik hayatı bu değildi. Benim için tam bir fiyasko evliliğim, mutsuzum. Onu nasıl eve bağlayabilirim?”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Karşınızdakini hayatınızda isteyince en güzel yanlarınızı ortaya dökersiniz, elinizde değildir başka türlü davranmak. Sonrasında sevgililer birbirlerini ve kalplerini ele geçirince farklı yüzleri de yavaş yavaş çıkar ortaya. İşte o zaman karşılıklı dudak ısırmaya başlarsınız. Ne yapacağım, nasıl yola koyacağım düşüncesiyle. Oysaki insanların aynasıdır yaptıkları davranışlar, harcadığı zamanlar. İnsan zamanını nasıl ve kime daha çok harcıyorlarsa bunlar o kişinin hayatındaki öncelikleridir. Bunları görseniz bile ilk zamanlar duyduğunuz sevginin etkisiyle fazla önemsemezsiniz. Kendinize, ona güvenirsiniz ama gelin görün ki evdeki hesap hiçbir zaman çarşıya uymaz. Yaşamınızdaki kişinin öncelikleri arasında size ayrılan sağlıklı bir zaman dilimi yoksa nasılsa yola sokarım dediğiniz davranışlar gözünüze, ruhunuza diken gibi batmaya başlar. Bir erkek niye dışarda bu kadar gezer? İşi dolayısıyla haftada bir, hadi iki. Bu daha çok oluyorsa o zaman bir yerlerde bir eksik vardır. Yeterince mutlu değildir. Dışarısı daha cazip geliyordur. Onu güler yüzle karşılayan bir sürü mekan vardır.
Gece hayatı çok olan bir erkek genellikle içkiyi de sevdiğinden dışarıda daha rahat içer. Sürekli içkisi bardağı bittiğinde hemen doldurulur garsonlar tarafından, adeta içmeye teşvik edilir. Eşler öyle mi? Bu durumdan huzursuz olur. Hiçbir kadın kocasına iç, daha çok iç canım, yarasın demez. Tam tersine içme, yeter der. Seven kadın korkar, endişelenir kocası adına ama durum artık evden uzaklaşmaya vardıysa o zaman kaybetmeyi göze almak yerine birtakım tavizler verilmeli. Nasıl taviz verilir? Sürekli bıdı bıdı konuşup beynini yiyerek bir yere varamadığınıza göre ona evinde rahat bir ortam hazırlayarak, susup gülümseyerek hatta süslenerek, içkiyi sevmeseniz bile küçük küçük yudumlarla arada içer gibi yaparak ona mutlu olduğu ortam sağlanır. Sizin bu tutumunuz karşısında evinde rahatı bulan erkek de taviz verecektir zamanla. O da belki dışarda küçük bir şişe içecekse evinde iki kadeh ile yetinecektir. Bir zaman sonra eşinden gördüğü sevginin karşılığı olacaktır bu. İnsanın yüreğinde sevgi varsa o sevgi neler yaptırmaz ki? Hep söylediğim gibi “SEVEN NE YAPMAZ” . Seven sevgili okurlar, sadece fedakarlık yapmaz. Bilmeden, çok sevdiğinden onu içkiden kurtarayım derken sıkarak, bunaltarak kafasına taktığı, takıntı haline getirdiği bu durumu kafasına kaka kaka dışarıya da iter. Bıdı bıdı başının etini yiyerek yapar bunu, surat asarak yapar, laf sokarak yapar, sokulduğunda iterek yapar. İşte bu bıdı bıdılar birbirlerinden yalnızca daha uzağa düşürür onları. Seviyorum, kaybetmeyeyim, kocamı kazanayım derken daha uzağa iter sevdiği adamı. Oysa gece hayatları tehlikelidir. Bugün yanında erkek arkadaşları olur, yarın bir bakarsınız bir kadın. Olmayacak bir şey mi? Size tavsiyem daha hoşgörüyle yaklaşarak evinizde rahatını sağlayın. Evinde mutluluğu buldu mu, dışarısı o kadar çekici gelmeyecektir eşinize. Bunlar bildiğiniz, duyduğunuz yöntemler ama uygulamak için çok sevmek, inatlaşmamak gerek. Son söz yine seven ne yapmaz diyeceğim. Sevgiler…
“Kağıdım körkalemimse lâl…
Gelmiyor içimden aslında,
Sana dair bir şeyler yazmak.
Elimde avucumda kalmamış,
Tükenmiş kelimeler,
Kağıdım kör,
Kalemimse lal…
Her defasında
Sil baştan başlıyorum
Her şeye…
Ne kadar sevmek istesem de seni
Olmuyor…
Çabalamak anlamsız.
Ve çıkmaz
Sana gelen bütün yollar…
Gelmiyor içimden aslında
Sana dair bir şeyler yazmak…
Ne kadar uğraşsam da
Yazılmıyor adın…
Ve ne kadar sevmek istesem de seni
Olmuyor…”
Can Yücel
YORUMLAR