O Beniimmmm!
Küçüğünüz paylaşmayı sevmiyor mu? Kendi oyuncaklarını paylaşmadığı gibi sıkça diğer çocukların elindekilere de mi gözünü dikiyor? Telaşlanmayın, doğal gelişim sürecinin bir parçası olarak her çocuk önce kendini düşünmeyi, bencil olmayı sonra paylaşmayı öğrenir. Bu benmerkezci dönemde tüm dünyanın onların etrafında döndüğünü, herkesin onların amaçları, istekleri için var olduğunu, tüm oyuncakların kendilerine ait olduğunu düşünürler.
Paylaşmayı öğrenme süreci iki, üç yaş civarı başlar ve çocuğun benlik duygusunun gelişimiyle paralel olarak ilerler. Bu sürecin başında, iki yaşına geldiğinde çocuk annesinden ayrı bir birey olarak var olduğunu keşfeder. Bu keşifle birlikte bağımsız birey kimliğini yaşayarak hissetmek, başkalarına da hissettirmek ister. İşte tam da bu dönemde sık sık “o benimmm!” çığlıkları duyulur.
Büyüyen çocuk yalnız yakın ilişkide olduğu kişilere değil, eşyalara, oyuncaklara da bağlanabilir. Bazı oyuncaklar, eşyalar, örneğin ona ait bir yastık, oyuncak bir hayvan çocuk için özellikle kıymetli olabilir. Kimisi için bu çok özel eşya benliğinin bir parçasıdır. Kendini ondan ayrı düşünemez, resmedemez. Onunla kendini güvende hisseder. Onu paylaşması söz konusu bile edilemez. Çocuk ve bu özel eşyası arasındaki bağ, kimi zaman yıllarca süren, güçlü duygusal bir bağdır.
Elbette ikinci yaşla birlikte görülen “o benim”lerin hepsi güçlü duygusal bağlarla sıkı sıkı tutulan oyuncaklar için değildir. Çocuğun gözüne kestirdiği veya o anda elinde tuttuğu her şey için kıyameti koparma potansiyeli olabilir. Bu dönemde empati duygusu henüz gelişmemiş olan çocuk diğer bir çocuğun farklı istek ve duyguları olduğunun ayrımında değildir. Karşısındakinin elinden bir oyuncağı çekip alırken veya onun çok istediği oyuncağı ısrarla elinde tutarken sadece kendi duygularına odaklanır. Bu nedenle de o an için değer yüklediği hiç bir şeyi paylaşmaya istekli olmaz. Gerçek anlamda empatiyle paylaşma ancak dünyaya karşısındakinin gözüyle bakabilme becerisinin gelişimiyle mümkündür ki bu beceri ancak 6 yaş civarı oluşmaya başlar.
Empati duygusu henüz gelişmemiş olan çocuğun paylaşması sizin yönlendirmeleriniz ve kendi deneyimlerinin sonucudur. İki yaşındayken anne babası tarafından doğru yönlendirilen, paylaşmanın olumlu sonuçlarını deneyimleyen çocuk dört, beş yaşlarına geldiğinde paylaşmayı büyüklerin baskısı olmadan, gönülden gelerek tercih eden bir çocuk olur. Artık başka çocuklarla birlikte oyunlar oynama çağına da geldiği için elindekileri arkadaşları ile paylaştığında daha kolay ilişkiler kurduğunu, hatta paylaşmanın kendisi için yeni olan başka çocuklara ait değişik oyuncakları tanıma fırsatını da yarattığını keşfeder. Bu dönemdeki paylaşma davranışı “elindekini çekip alırsam onu üzerim, bu bana yapılsa çok üzülürüm” mantığını yürütme aşamasına tam olarak erişmemiş de olsa paylaşmanın ödüllendirici yanıyla beslenir.
Anne baba olarak çocukta paylaşma davranışını pekiştirmenin en güzel yolu çocuğun gözünü ayırmadığı bir model olarak bu davranışı istikrarlı olarak sergilemektir. Bunu hem çocukla hem de başkalarıyla olan ilişkilerde uygulamak çocuğun eşyalara gereğinden fazla değer yüklemenin, onlara sımsıkı tutunmanın yaşanmadığı bir ortamda yetişmesini sağlar. Her şeye rağmen her çocuğun kendine saklamak istediği bir şeyleri olabilir. Yetişkinlerin dahi zaman zaman çok kıymet verdikleri bir eşyayı paylaşmaktan kaçınabildikleri düşünülürse çocukta bir eşyaya gösterilen bu bağlılığı anlayışla karşılamak gerekir. Çocuk onun için özel bir eşyayı paylaşmak istemiyorsa buna saygı gösterip paylaşmaya zorlamamak bazen en doğru davranıştır. Az sonra evinize bir dolu çocuğun doluşacağını biliyorsanız paylaşma konusunda sorun yaratma potansiyeli yüksek olan bu eşya veya oyuncağı bir süreliğine ortadan kaldırmak yaklaşan fırtınadan kurtulmanın pratik bir yoludur. Aynı şekilde yapacağınız bir arkadaş ziyaretinde çocuğunuzun ev sahibinin oyuncaklarına gözü başka hiç bir şeyi görmemecesine sarılacağını düşünüyorsanız siz de yanınıza karşı tarafa cazip gelecek bir kaç oyuncak alıp çocuklara karşılıklı paylaşım fırsatı yaratabilirsiniz.
İki yaşından itibaren paylaşmanın çocuklar için önemli bir mesele olduğunu bilmek, bunun gelişim sürecinin normal bir aşaması olduğunu kabullenmek ve bu dönemde çocuğa bencilliğinden dolayı kızmak yerine paylaşmayı ve olumlu sonuçlarını deneyimleyebileceği fırsatlar yaratmak paylaşmayı seven, eli açık, başkalarının istek ve duygularını önemseyen çocuklar yetiştirmenin en önemli adımıdır.
YORUMLAR