Nerden çıktı bu öfke nöbetleri!

“Benim iyi huylu küçük kızıma bir şeyler oldu! Bir süredir o sakin meleğim gitti yerine durup dururken öfke ve ağlama krizine tutulan başka bir çocuk geldi sanki.” Çocuğu iki yaşına yaklaşan pek çok anne babanın ortak sıkıntısıdır bu beklenmedik öfke ve ağlama krizleri. Bir de insan içindeyken, mesela alışverişte veya çocuklu arkadaşlarla yemekteyken olursa, bu durumu yönetmek iyice zorlaşır. Markette etrafınızdakiler ağlayarak kendini paralayan bu huysuz çocuğun annesi kim diye kınayarak bakarlar (ya da size öyle gelir!). Yemekte arkadaşınız “ağladığında her istediğini yaptığın için böyle oluyor” der.


Öyle bir zaman gelir ki küçüğünüzün bunu kasten, sırf sizin sınırlarınızı zorlamak için yaptığı bile geçer aklınızdan. Doğrusu o henüz böyle planlar yapabilecek beceriye sahip değildir. Öyleyse nedir bu krizlerin nedeni?


Genellikle 1 ile 3 yaş arası görülen bu krizler aslında gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Krizlerin ilk defa yaşanmaya başladıkları yaş, ne sıklıkta ve nasıl yaşandıkları, yoğunlukları ve kaç yaşına kadar sürecekleri çocuktan çocuğa değişiklik gösterir. Kimi çocuk uzun bir süre, ara vermeksizin çığlıklarla ağlarken kimisi de kendini yerden yere atıp etrafa tekmeler savurabilir. Bazıları ise bu dönemi çok daha hafif geçirir ve kolayca sakinleştirilebilirler.


Öfke ve ağlama krizleri çocuğun büyük değişimler yaşadığı bir dönemde ortaya çıkar. Artık içinde bulunduğu ortamda rahatça hareket eden, cisimleri daha rahat kavrayabilen, etrafında olan biteni ve kendine söylenenleri çok daha iyi anlayan çocuk bağımsız bir birey olarak kendini gösterme ihtiyacını hisseder.


Her işini kendi yapmak, istediği her şeyi alabilmek, istediği her şeyi yapabilmek beklentisindedir. Becerileri her ne kadar gelişme yolunda olsa da hala pek çok şey çocuk için tehlikeli veya uygunsuzdur.


İşte bu noktada anne ve babanın müdahalesi devreye girer. İsteği yerine gelmeyen çocukta hayal kırıklığı, kızgınlık bir anda öfke krizine dönüşür. Bazen ortada engellenen bir istek dahi olmayabilir. Dil becerileri hızla gelişse de çocuk henüz kendini, isteklerini etkili bir şekilde ifade etmeyi beceremez.


Bunun yarattığı sıkıntı da öfke ve ağlama krizi olarak kendini gösterebilir. Bir istek yerine getirilmediğinde kopan kıyametin nedeni çok açıktır. Fakat çocuk daha ne istediğini dahi anlatamadığı için durmak bilmeyen bir ağlama başlıyorsa bunun nedenini anlamak pek de kolay olmaz. Bu iki durumu yönetmek için anne ve babanın uygulayacağı farklı yöntemler önerilebilir.


Fakat anne baba bu krizleri oluştuktan sonra yönetmek yerine kriz oluşmadan önlemeye odaklanmalıdır.


Anne ve baba tabi ki çocuğun her isteğine hayır demez, her hareketi engellemez. İstekleri dikkatle değerlendirip uygun olan durumlarda çocuğa izin vermek çocuğun özerklik ihtiyacına cevap verir. Pek çok krizin çocuğun bağımsızlık ilan etme ihtiyacından kaynaklandığı düşünülecek olursa çocuğa bir miktar özerklik vermek, hatta kendi kararlarını verdiği duygusunu yaşatmak krizleri büyük ölçüde engeller. Soğuk havada parka giderken kısa kollu giymeyi tercih edeceğini bildiğiniz oğlunuza “parka giderken yeşil kazağını mı yoksa maviyi mi giymek istersin?” diye sormak ona seçme şansı tanımaktır. Elbette bu yöntemi uygulamak çocuk büyüdükçe zorlaşır. Fakat büyüdükçe konuşarak anlaşmak, ikna etmek kolaylaşır. Küçük çocuklarda krizi önlemenin bir diğer yolu da krize yol açma ihtimali olan cisimleri bir süreliğine göz önünden kaldırmaktır.


Cisimleri kaldırmak elbette her zaman ve her yerde uygulanabilecek bir yöntem olamaz ama özellikle evde bu süreci daha rahat geçirmeyi sağlar. Çocuğu krize konu olan cismin olduğu ortamdan uzaklaştırmak veya dikkatini ona ilginç gelebilecek başka şeylere yönlendirmek yine kriz yönetiminde uygulanabilecek yöntemlerdir.


Krize neden olabilecek durumlardan biri de çocuğun alıştığı günlük rutini onun beklemediği bir şekilde bozmaktır. Alıştığı düzenin bozulması çocuğu endişelendirir. Hayatının kontrolünü kaybettiği hissini yaşamasına, huysuzlanmasına ve rutine bağlı kalma konusunda ısrarcı olmasına neden olur. Beklenmedik program değişikliklerinin çocukla önceden paylaşılması onun değişiklik fikrini kabullenmesini sağlar.


Çocuklarını etkin olarak izleyen, gözlemleyen anne ve babalar öfke ve ağlama krizlerine nelerin yol açtığını zaten zamanla öğrenirler. Eğer çocuğunuz marketteki şeker, çikolata reyonu önünde ona almak istemediğiniz ürünler için kendini yerden yere atmaya başlıyorsa markette bu bölümden geçmemek, hatta bu da işe yaramıyorsa bir süre markete onunla gitmemek en doğrusudur.


Krizi oluşmadan önlemek için gösterilen tüm çabalara rağmen öfke ve ağlama krizleri kaçınılmazdır. Anne babanın krizi yönetme becerisi çocuğun bu dönemi kolay ve hızlı atlatmasını sağlar. Her şeyden önce, çocuk böylesine bir duygu yoğunluğu içindeyken anne baba sakin kalmalıdır. Aksi takdirde çocuğun duygu yoğunluğu daha da artar, sakinleşme süreci gittikçe uzar. Anne baba derin bir nefes alarak duruma neyin sebep olduğunu anlamaya çalışmalı, sebep engellenen bir istekse başta çocuğa verilen cevaptan kesinlikle şaşmamalıdır.


Çocuğun öfkesine, durmak bilmeyen ağlamasına sonunda teslim olan anne baba bu davranışı aslında ödüllendirir. Ona ortalığı ayağa kaldırınca istediğini elde edebileceğini öğretir. Bazı durumlarda reddedilen çocuğun sakinleşmesini sağlamanın bir yolu da bu krizi görmezden, duymazdan gelmektir.


Anne baba çocuğa kararlarının kesin olduğunu ifade ettikten sonra onun kendisine zarar vermediğinden emin olarak, onu göz önünde tutarak, ağlamasına ve öfkesine kayıtsız kalabilir. Çocuk davranışının istediği sonucu getirmeyeceğini anladığında buna son verir ve hatta daha sonra oluşacak benzer durumlarda da, geçmiş deneyimlerinde etkisiz olduğunu gördüğü için, bu yönteme başvurmaz. Tabi ki kendini ifade edemediği, sıkıntısını dile getiremediği için krize giren çocuklarda anna baba tutumu bu olmamalıdır. Böyle durumlarda sorunun çözümü çocuğun derdini anlamakta yatar. Bunun için anne baba önce onu sakinleştirmeli, onun yanında ve isteklerine duyarlı olduklarını hissettirmeli, sonra da onun isteğini, sıkıntısını dile getirmesine yardımcı olabilmelidir.


Başlangıçta çocuğun hayal kırıklığını ifade etme aracı olan öfke ve ağlama krizleri gelişim sürecinin normal bir aşamasıdır. Ancak anne ve baba tarafından doğru bir şekilde yönetilmezse bu krizler zamanla çocuğun ilgi çekmek veya istediğini yaptırmak için başvurduğu bir yönteme dönüşür ve olumsuz davranış olarak değerlendirirler.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.