Doğum ve fotoğraf
Daha hamile değildim. Kadın doğum asistanıydım. Yüzlerce doğuma şahit olurken ara ara kendi doğumumu da hayal ediyordum. Doğumda yanımda olmasını istediğim kişilerden biri, fotoğrafçılıkla uğraşan bir çocukluk arkadaşımdı. Yıllardır biz nereye gitsek kamerası da bizimle gelir, biz o objektifi artık yadırgamazdık. Bir kafede otururken bile onlarca fotoğraf çeker, aradan seçtiğimiz birkaç tanesini saklardık. Doğumumda da o oradaysa, kamerası da olacak demekti. Ne güzel olurdu, çocuğumun hayata gelişinin de görsel kayıtları olsaydı. O zamanlar twitter, facebook vs. yoktu, hatta doğru düzgün internet bile yoktu. Başkalarıyla paylaşmak aklımın ucundan bile geçmedi. Sadece benim ve çocuğum içindi o fotoğraflar.
Yıllar sonra, ilk gebeliğim 36 haftada yapılan acil bir sezaryenle sonuçlandı. Apar topar ameliyata giderken fotoğraf çekmek aklımızdaki son şeydi. Bebeğim doğduğu ilk dakikada babası gibi tek kaşını kaldırıp asabi asabi bakıyordu etrafa. O an fark ettim ki makine yok yanımızda ve çok üzüldüm. Aradan 8 sene geçti ve bahsettiğim kare hala benim beynime kazılı, hatırladıkça gülümsüyorum. Belki de kağıda basılı bir fotoğraf olsa hafızamda olduğu kadar hoş olmayacaktı.
İkinci doğumum planlı oluğundan bahsettiğim arkadaşım yanımızdaydı ve doğumun tüm aşamalarında bolca fotoğraf çekti. Kızımın doğum günü fotoroman benzeri bir albüm olarak var elimizde. Ara ara bakıyorum ve çok hoşuma gidiyor.
Yani kendi tecrübeme göre doğumun fotoğraflarının olması güzel, olmaması da dert değil. Zaten doğum o kadar özel ve önemli bir olay ki, her anı ömür boyu annenin hafızasında kalıyor.
Çoğu kadın için doğum ve alakalı sürecin bırakın fotoğrafını çekmek, bu konuda aleni konuşmak bile tasvip etmedikleri bir durum. Onlar için böyle bir gündem yok zaten. Ama bazı kadınlar için bu fotoğrafların varlığı çok önemli ve benim gibi "olmaması da dert değil" diyemiyorlar. Sonuçta anne istiyorsa, doğum sürecini anne ve doğuma yardım edenler açısından engellemiyorsa, fotoğraf çekimine olanak sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu cep telefonu ile çekilen birkaç kare de olabilir, profesyonel doğum fotoğrafçılığı da.
Bazı anneler açısından sonradan doğum fotoğraflarına bakmak çok hoş olsa da, doğum sırasında fotoğraf çekilmesi hastane ve çalışanları açısından çok hoşlanılan bir şey değil. Öncelikle doğumdaki iş yükünü arttırdığı gerçeği var. Doğum anne için eşsiz bir deneyim. Sağlık çalışanlarının tüm çabası bu olayın en sağlıklı ve güzel bir şekilde sonuçlanması yönünde. Doktor ve ebe açısından yapılması gereken, dikkat edilmesi gereken birçok şey var ve bu onların "iş"i. İşinizi yaparken de oluşturduğunuz rutinler ve standart prosedürler var. Özellikle çok doğum olan yerlerde bunları hakkıyla yapabilmek için zaten çok çalışıyorsunuz. Bir de fotoğraf çekilmesi için zaman ayırmak, poz vermek ya da pozda yer almak istemiyorsanız uzak durmak ek çaba demek. Sonuçta kameranın varlığı çoğu insanı rahatsız eden bir şey. Ben çalışırken görüntülenmekten hiç hoşlanmıyorum. Hele ki işimi nasıl yaptığımın kayıt altına alınması fikrinden hiç! Hastanın mahremiyet hakkı varsa benim de var.
Ayrıca doğumhanede olan biten her şeyden doktor sorumlu. Temizlik personeli işini iyi yapmadığı için hastanız mikrop kapsa, "ama ben napayım, o işini düzgün yapmamış" diyip sorumluluktan kaçamazsınız. Stajyer bir hemşire, iğne kapağını geri kapatmak gibi temel bir hata bile yapsa, onun davranışlarını kontrol etmediğiniz için sorumlusunuz. Böyle bir ortama, biri elinde kamera ile giriyor, varlığı sizi rahatsız ediyor ve tıbbi anlamda size ve doğuma hiçbir katkısı olmadığı gibi, onun davranışlarının gebeniz üzerindeki olumsuz etkilerinden de, kendisine verebileceği potansiyel zararlardan da siz sorumlusunuz. Bu ancak gebenizin isteklerini yerine getirmek için katlanacağınız bir yüktür. Hiçbir doktor ve ebenin kendi açısından doğum fotoğrafçısının varlığını isteyeceğini düşünemiyorum. Belki yük gibi görmek ya da rahatsız olmak konularında çok katı olmayanlar vardır denebilir. Kendi adıma konuşursam; gebenin doğumunu katlanması gereken bir süreç gibi değil de, özen ve çaba göstererek kutlanılan bir olay olarak görmesini sağladığı için doğum fotoğrafçılığını seviyorum, bahsettiğim dezavantajlarının farkındayım ama avantajları yanında ufak kaldığını düşünüyorum. Doğum ortamında fotoğrafçı istemeyen meslektaşlarımı da tamamen anlıyorum. Hele ki günde birden fazla doğumun olduğu, rutin yapılması gerekenlerin bile uç ucuna yapılabildiği yerlerde fotoğraf meselesi, daha güzel doğumlar için yapılması gereken onca şey arasında son sıralarda kalıyor.
Doğumunda fotoğraf çekimi isteyen gebelerin bir kısmının bu isteklerinin yukarda bahsettiğim avantajı sağlama amaçlı olmadığının da farkındayım. "Herkesin doğum fotoğrafçısı var, benim neyim eksik?" şeklinde yaklaşanlar da var. Ya da doğum ekibinin önceliğinin doğumun sağlığı için elinden geleni yapmak olduğunu unutup, sağlığın garantisini satın aldığı illüzyonu ile bir de ekipten ona eğlenceli bir deneyim sunması beklentisi içinde olanlar da var. Doktorların bir endişesi de bunun yaygınlaşması. Çok da yersiz bir kaygı değil. Birşey "moda" haline geldikçe amacından sapması kaçınılmazdır.
Ve tabii doğumda her zaman her şey güzel gitmeyebiliyor. Bazen komplikasyonlar yaşanıyor. Doğum fotoğrafçısıdır, oda süsüdür, ikramlardır... Kendini fazlasıyla işin bu yönüne kaptırmış anne ve aile varlığında bu gerçek unutuluyor. Doktorlar bu durumda olayın tıbbi idaresinde de güçlük yaşıyorlar. Her şey yolundayken bile doğumdaki bu şenlik havası, "her an her şey olabilir" düşüncesi ile doğumu takip eden doktoru ve ebeyi geriyor. Çünkü öyle bir durumda gebeyi ciddiyete davet etmek hem zor hem her iki taraf için de can sıkıcı olacak.
Her şeyde olduğu gibi doğumda fotoğraf konusunda da denge ve amaç önemli. Abartılı tutumlar ve yanlış beklentiler tehlikeli ise de, doğumunda fotoğraf çekimi isteyen gebeye de kati olarak karşı çıkmak da hoş değil.
Profesyonel olarak çalışan doğum fotoğrafçıları (en azından benim bildiklerim) bu konuda eğitimli insanlar ve nerede duracaklarını, nerede dışarı çıkmaları gerekeceğini çok iyi biliyorlar. Çoğu zaman o kadar sessiz ve sakinler ki, varlıklarını bile unutuyorsunuz. Sonuçta çıkan fotoğraflar da çok estetik oluyor. Tabii böyle bir emeğin karşılığını da talep ediyorlar. Yalnız şöyle bir çelişki de oluyor: Sizin yaptığınız işin fotoğrafını çeken kişi sizin aldığınızın 5-10 katı para kazanıyor! Hem de hiçbir sorumluluğu yokken. Bu da sağlık çalışanlarını rahatsız eden şeylerden biri. Ancak burada sorun fotoğrafçının kazancı değil, sağlıkçıların (özellikle devlet hastanelerinde çalışanların) hak ettiklerini alamıyor olmaları. Fotoğrafçının o ücrete gece kalkıp çekim yapmaya gelmeyeceği normal karşılanıyor ancak sağlığın emanet edildiği kişilerin bu konuda konuşması ayıplanıyor. Bu da tuhaf bir çelişki.
YORUMLAR