Annem niye böyle oldu?

İki kadın bir araya geldi mi, sohbet biraz uzarsa konu mutlaka annelere gelir. İkisinden biri sevmediği bir huyunun, alışkanlığının kaynağının annesi olduğunu söyler. Diğeri de buna kendi hanesinden eklemeler yapar. Sonra laf lafı açar, her biri geçmişte yapamadıklarını, bugün olamadıklarını ortaya dökmeye başlar. Annesi izin vermediği için gidemediği gezmeleri, okuyamadığı okulları, edinemediği meziyetleri, yapamadığı evlilikleri sayar.


Kapının önüne arkadaşlarıyla oynamaya çıkarmayan annesidir. Yüz metre ötedeki binanın penceresindeki adamın onlara baktığından emin, balkonda oturtmayan odur. Annesi yüzünden o okulda değil de bu okulda okumuştur. O beğenmediği için o adamla değil de bununla evlenmiştir. Kısacası bugünkü mutsuzluğunun mimarı annesidir.


Bugün bile annesi hâlâ onu eleştiriyordur, beğenmiyordur, neyi nasıl yapması nasıl yapmaması gerektiğini söylüyordur. Pişirdiği pilav tane tane olsa tuzsuzdur, salatanın sirkesi fazla kaçmıştır. Bluzunun yakası fazla açıktır. Eteği güzeldir ama ona yakışmamıştır. Çocukları fazla şımartıyordur. Saçını niye evde kendi boyamıyordur da kuaföre gidiyordur. Kocasıyla ne biçim konuşuyordur. Ne biçim insanlarla arkadaşlık kuruyor, komşuluk ediyordur.


Kaç yaşında olursa olsun, kadın annesinin yanında gerilir. Bir yaştan sonra rahat etmek için de ondan uzak durur. Onu “fazla” bulan annesini mümkün olduğunca “az” arar, “az” ziyaret eder. Yanında “az” durur.


Yaşlandıkça performansı azalsa bile, anne de kızını germeye devam eder. Kötü kalpli olduğundan değil, alışkanlıktan. Maruz kaldığı yaşam koşullarının edindirdiği, nasıl değiştireceğini bilmediği alışkanlıkları yüzünden.


Bir kadın annesinin ona yaptıklarını, yaptırmadıklarını sayıp dökmekte yerden göğe haklıdır. Çünkü anneler kızlarını çok örseler. Fakat eksiği, dönüp annesinin bütün bunları yapma, yaptırmama nedenlerini anlamaya çalışmamasıdır.


Bizde anneler çok ezilir. Sadece fiziken değil, ruhen de. Herkese kendini beğendirmesi, takdir görecek biçimde davranması beklenir. Kocasını tatmin etmesi yetmez, onun ailesini de memnun etmesi gerekir. Hatta bazen iki taraftan akrabalarını da.


Sabah suratı asık, her şeye hayır diyen bir anne, acaba gece yatak odasında kocasıyla neler yaşamıştır? Nelere hayır diyememiştir? Nelere izin vermek zorunda kalmıştır? Sabah çocukların ondan istediklerine “hayır” diye haykırması, istediklerini yapmalarına izin vermemesi, belki geçirdiği ve daha da yineleyeceğini bildiği gecedendir.


Bizde anne, kızların istediği her şeyi yapmasına izin veremez. İstese de veremez. Bazen anlaşılmaz biçimde zalimleşmesi bundandır. Çünkü kendi ailesi akrabaları, kocasının ailesi akrabaları kızların giydiğinden, gezdiğinden, yaptığından anneyi sorumlu tutar, hatta suçlar. Anne laf söz gelmesin diye, kendini aklamak zorunda kalmasın diye baştan önlemlerini alır. Aile mahkemesi önüne çıkarıldığında yalnız olacağını, kendini de kızını da savunamayacağını bilir. Mesela şöyle diyemez: “Ama genç kızdır gezmek ister.” “Ama genç kızdır giymek ister.” “Ama genç kızdır, tabii erkek arkadaşı olur.” Alacağı cevap bellidir: “Kızın orospu mu olsun?” Onu giymenin, burada gezmenin, erkek arkadaş edinmenin normal olduğunu söylese dayak yer, kurtaranı da olmaz.


Kızını sürekli kontrol altında tutması, sürekli kontrol edilmesindendir. Onu sürekli eleştirmesi, kendisi sürekli eleştirildiğindendir.


Bizde anneler ağır stres altındadır. Kimseye diyemedikleri “hayır”ı çocuklarına, en çok da kızlarına söylerler. Kocalarına, ailelerine, akrabalarına çıkaramadıkları sesi çocuklarına, en çok da kızlarına çıkarırlar. Sözlerinin dinlendiği tek alan, çocuklarla baş başa kaldıkları dört duvar arasıdır.


Annesini suçlayan bir kadının, “Annem niye böyle oldu?” diye kendine sorması gerekir. “Annemi kimler böyle yaptı?” Sadece farkında olmadan çocuklarına, özellikle de kızlarına, annesinin ona davrandığı gibi davranmasın diye değil. Sebepleri anlayıp ailesinin, akrabalarının annesini sıkıştırdığı “gelenek görenek mengenesini” gevşetmenin yollarını düşünmeye başlasın diye.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir annenizden uzak oldun ayda bir arayın rahat edin.
    CEVAPLA
  • Misafir Çok etkileyici ve çok yerinde bir tespit. Biz de gerçekten kadının adı yok hele anneyse.. Hayatı boyunca hep engellenmiş hep baskılanmış, eleştirilmiş ve yaftalanmamak için köşesine pıstırılmış o kadar çok hasta kadın var ki ve onların çocuklarına bıraktıklarını bu miras..
    CEVAPLA
  • Misafir annemizi affetmek...zor ama özgürleştirir..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.