Olsun ama bana karşı iyi
Son aylarda iyimser olmak için kendimi fazla zorladım. Aslında yolunda gitmeyen işleri yolundaymış gibi görmeye çalıştım.
“Bana öyle geliyordur.”
“Olur böyle şeyler, biraz da idare etmek lazım.”
“Her şeyin bir sebebi vardır.”
“İyiyim iyiyim, yok bir şey.”
Halbuki iyi değilsin, var bir şey. Her yolunda gitmeyen işin arkasında en az biri var ve o işin her neyse, onunla ilgili sorunu görmezden geldiğinde, arkasındaki kişiyle ilgili sorunları da görmezden geliyorsun. Sen yok saydın diye hiçbir şey yok olmuyor ve birikip büyüyen bütün sorunları görmek zorunda kalıyorsun. Ve ne yazık ki sen görmeye razı olduğunda, çözemeyeceğin kadar derinleşmiş olabiliyor.
Hangisi doğru? Birinin yanlışını gördüğün anda üstünü çizmek mi? Herkes hata yapar canım deyip kredi makasını açmak mı?
Galiba yaptığı yanlışa ve bu yanlışı tekrarlamasına bağlı. Eğer bu yanlış başkalarının haklarını gasp etmekse, kasıtlı kötülükse ortada idare edilecek bir durum yok, o kişiye haddini derhal bildirmek gerek. Ki bir daha yapmasın, yaptığının bir karşılığı olduğunu bilsin.
İdare etme işi hem yorucu, hem de tehlikeli. Yorucu, çünkü sonu yok. Tehlikeli, çünkü karşındaki usulen varmışsın gibi davransa da, aslında seni yok sayıyor.
Ortalığı boş bulduğu için kötülükte sınır tanımayan biri ne kadar idare edilebilir?
İnsanın en büyük hatalarından biri, “Olsun ama bana karşı iyi” demek. Başkasına nefret kusan seni sevebilir mi? Başkasına bel altından vuran seni yanağından öpebilir mi? Başkasının başını ezen senin saçını okşayabilir mi? Notunu vermek, önlemini almak için ne kadar bekleyeceksin? Sana kastedene kadar mı?
Bazen yakınlarım peşin hükümlü olduğumu söylüyorlar. Fakat bugüne dek “beş para etmez” dediğim birinin sonradan beş para ettiğini hiç görmedim. Hep yanılayım istedim, ama bir türlü yanılmak kısmet olmadı. Ben de yanılmadığım için mutlu olmadım.
Başkalarını olduğu gibi kabul ediyorum, etmesem ne olur ki, herkes nasılsa öyle. Ama bizzat senin, birinin, birilerinin hakkını ihlal eden kişiyi zamanında uyarmak gerektiği konusunda ısrarlıyım. Zamanında uyarmak da yetmiyor, her neyse o yaptığı ikinci kez yaptırmamak gerekiyor. Yoksa haksızlık rutin oluyor, kanıksanıyor. Herkesin söyleneni anlayabildiği, kabul etmek zorunda kaldığı bir ton var. Kararlı olursan yolu, yöntemi ve tonu bulmakta zorlanmıyorsun.
Aksi halde geç kalıyorsun, sonra sana yaşayacak alan kalmıyor.
YORUMLAR