Yol, ev, yolculuk, ehlileşmek
Sadece evde olmak istiyorum. Durduğum yerle varacağım yer arasında on beş derece var ve ayaklarımda botlarla eve gitmeyi bekliyorum. Tek istediğim bu. Hiç bir şey düşünmeden biraz uyumak.
Dün iptal olan uçuş yüzünden hesap yaparak geçti. İki gün daha mı kalmalı, kırk iki saat uyumadan aktarmaları göze mi almalı? Önceki üç gün de yarım kalan işleri ölçüp biçerek geçmişti. Hırpalandığımı hissediyorum.
Kendime sürekli kahve ısmarlıyorum. Tanımadığın bir şehirde bilmediğin yollardan havaalanına ulaşma kahvesi, kesin olarak uçabileceğini öğrenme kahvesi, uçma kahvesi. Canım kahve çektiğinden değil, hırpalanma molası. Etim büzüşmüş, saçlarım dikleşmiş gibi.
Bir saat öncesine kadar eve gidebileceğimi bilmek yeterliydi. Şimdi bu yetmiyor, yatağımda uyuma hayali kuruyorum. Ev böyle bir yer işte. Hayatını iki bavula sığdırıp terk etme planları yapsan da, sığınağın. Sessizlik, yatay olma ve korunma hali.
Acele ettiğimi biliyorum, yetinmediğimi, dahasını istediğimi. Bir pürüzü düzeltince yenisine takıldığımı. Bir türlü memnun olmadığımı, endişe ve öfke ürettiğimi. Belki son on günde kendimi oradan oraya fazla taşıdığımdan, yorgunum ve yol bitsin istiyorum.
Oysa yavaşlamayı, elimden artık bir şey gelmediğinde kabul etmeyi, durmayı bana öğreten, yol. Varacağın yerde ne yaşarsan yaşa, seni değiştirip dönüştüren, yol. Yolda başına gelenleri nasıl karşılıyorsun? Önüne çıkan engellerle baş başa kalınca ne yapıyorsun? Söyleniyor musun, çözüm mü düşünüyorsun? Çözüm ararken ciddiyetten ölüyor musun, eğleniyor musun? “Bu da geçer” diyebiliyor musun? Başkalarını mı suçluyorsun, kendine mi bakıyorsun? Kendini eleştiriyor musun, yoksa hataların için dövünüyor musun? Dönüp değiştiremeyeceğin koşulları düşünüp, öyle yapmasaydım böyle olmazdı, şöyle yapsaydım böyle olur muydu diyerek sadece zaman kaybettiğini fark ediyor musun? Kendinle didişmenin işe yaramadığını idrak ediyor musun?
Oluştuğun, evrim geçirdiğin, ehlileştiğin yer, yol. Yanına aldığın çanta, ona eklediklerin, içinden çıkardıkların. Yüklendiğin yetmemiş daha mı ağırlaşıyorsun, hafifliyor musun? Sahip olmaya devam mı, vazgeçip özgürleşmek mi? Yanında kim, kimler var? Niye başkaları değil de o ya da onlar? Yalnız mısın? Neden? Halinden memnun musun?
Oturur vaziyette sızıyorum, başım düştükçe uyanıyorum. Tek istediğim evde olmak, yatağımda uykuya dalmak, alarmla bile olsa orada uyanmak. Az kaldı.
Bilmek, farkında olmak işe yaramıyor. Yoldayım, yolcuyum, bitkinim ve içinde bulunduğum koşullar hemen şimdi değişsin istiyorum.
Ehlileşmek için ne yapayım? “Ömür de bir yol” demeyi deniyorum. Belki işe yarar.
YORUMLAR