Nefret ediyorum
İki bebeğimi de sezaryen ameliyatı ile dünyaya getirdim. İkisi de normal doğum niyeti ile başladı ve kurtarma ameliyatı olan sezaryenle son buldu. Kurtarma ameliyatı yani hem bebeklerim hem benim hayatımız için en doğrusu, olması gereken buydu. Bu noktada çok güvendiğim bir doktorum olduğu için içim çok rahat, kafamda hiç soru işareti kalmadı acaba normal olur muydu diye.
Ve fakat ben sezaryenden nefret ettim. Bundan sonrasını hamilelerin okumamasını rica ediyorum.
İlkinde olayın çok farkında değildim, epidural anestezi ile yapılan ameliyatta bebeğime kavuşuyor olmanın heyecanı ve aldığım yatıştırıcının kafa bulanıklığı vardı. Eşim de yanımdaydı ve çok heyecanlıydım. Ameliyat sırasında ve sonrasında yaşadıklarım, bebeğimin kakasını yapmış olup hayatının kurtulmuş olmasının mutluluğu ile hiç aklıma bile gelmedi. Çok acı çektim, haftalarca süren... Yine de ikinci ameliyat kadar koymadı ilki.
İkincide ise her şeyi ikinci kez yaşıyor olmanın bilinirliği ile benim açımdan ameliyatın zorluğu iyice kazındı kafama. O yüzden anlatmak istiyorum, anlatıp kurtulmak.
Doğumum başladı, gece yarısı büyük kızımı uyandırıp kucağımıza aldık, açılma ve sancılarla gittik hastaneye. Açılmam hızla ilerleyecek gibiydi ama bebeğimin başı çok yukardaydı. İlkini de sezaryenle yapmış olmam yine benim ve bebeğim için bir riskti. Doktorum "Bu riski alamayız" dedi ve sezaryen hazırlığımız başladı. Bu noktadan sonra beni en kötü hissettiren şey oldu ve gittiğimiz hastane gece ameliyatında eşimi ameliyathaneye alamayacağını söyledi. Daha önce hiç bunu sorgulamak aklıma gelmemişti ve ben büyük moral bozukluğu ile ameliyathaneye girdim, epiduralim takıldı. Soğuk odada, soğuk masada çıplak uzandım, hemen etki etti epidural, belimden altında acıyı hissetmiyordum. Ama yapılan her şeyi hissettim, belki ikinci kez yaşıyor olmanın tanıdıklığı ile bilerek yaşadım bu sefer. Moralimin bozulduğunu anlayan anestezi uzmanı benimle sohbet etmeye çalıştı hep. Ama çok mutsuzdum, hiç sohbet edesim yoktu. Sadece hissettim, kesilmeyi, bebeğimin çekilerek çıkarılmaya çalışılmasını, karnımın birden boşalma hissini... O sırada ilk bebeğimde yaşadığım "Acaba nefes alıyor mu?" endişesi sardı beni, neyse ki kızım hemen çığlık çığlığa ağlamaya başladı, o zaman rahatladım. Ama onu getirip gösterdikten sonra bu sefer dikilmeyi hissetmeye başladım. Diktiler, diktiler, diktiler... Bu sefer yatıştırıcı bir şey verilmemişti bana, zaten istemiyordum, büyük kızım aklımdaydı hep, ona mutlu görünmek istiyordum baygın değil.
Odaya geçince öyle de oldu, kocaman gülümsedim ona, kucağıma aldım iki bebeğimi de, bana ağrı kesici verildi, karnıma kum torbası kondu ve sabaha karşı 4 kişilik bir aile olarak uyumaya başladık odada. Ben hariç herkes uyudu da, ben sabaha kadar ağladım, acıdan ve ağrıdan. Daha fazla ağrı kesici istedim, veremeyiz en yüksek dozu verildi dediler. Sabah doktorum gelip, kum torbası karnımdan kalkana ve yeni ağrı kesici yapılana kadar geçen zamanı hafızamdan silmek istedim. Sonrasında ağrım azaldı ama geçmedi, iki büklüm yaşadım 1 hafta, yürümek büyük zorluk, tuvalete gitmek işkence idi. Bebeğimi kucağıma alıp emzirmek tek başıma mümkün değildi. Sezaryen acısına bir de göğüs acısı eklendi ve lohusalığım acıların kokteyli ile başladı diyebilirim.
Şu an çok taze anılarım, acılarımı çok net hatırlıyorum. Bebeğimi sağlıkla kucağıma aldığıma şükrederken, biliyorum ki unutacağım yavaş yavaş acı kısmını. Sadece mutluluğu kalacak kavuşmanın.
Ama ben yine de sezaryenden nefret ediyorum.
Not: Sezaryen ameliyatı çok kolay geçen, acısı kısa süren, bir daha olsa bir daha yaparım diyen çok arkadaşım var. Benim gibi böyle acı çektiğini söyleyen çok az kişiye rastladım. Bu bir şans meselesi sanırım ve de yapı meselesi. Yazdıklarımı okuyup da kimsenin kendi ameliyatı böyle olacak diye bir ön yargı ile yaklaşmasını istemem. Bu yazı sadece benim yaşadıklarım, benim hissettiklerimdir. Genel bir sonuç gibi algılanmamalıdır.
YORUMLAR