Gebeliğimin 39. haftası
Kesinlikle uyuyamıyorum. Nefes alamıyorum. Öksürmekten sabahı zor ediyorum. Genzim akıyor, burnum tıkalı… 38. haftamda kıyı kıyı başlayan bu hastalık 39. haftamda beni delirtecek kıvama ulaştı. Durmadan ıhlamur, zencefil, limon ve bal karışımı içip boğazımı yumuşatmaya çalışıyorum. Çok ağrım olursa doktorumun tavsiyesi ile bir ilaç açıyorum. Onu da sadece bir iki kere aldım. İlaç kullanmaktan nefret ediyorum. Karanfil çiğniyorum, homeopatik boğaz spreyi kullanıyorum. Evin her yeri kağıt mendil dolu. Burnumu açmak için vidanjör çağırsak yeridir.
Tavuk suyu çorba içmekten gıdaklayacak kıvama geldim. Gündüzleri birazcık daha iyi olsam da karanlık çökünce her şey değişiyor. Gece on oldu mu bana fenalık gelmeye başlıyor. Sonrasında sabah olsa da rahatlasam diye saatleri sayıyorum. 01:00, 02:00, öksür, öksür, burnunu açmaya çalış, toz zencefil içine bal karıştır, öksür, ıhlamur, ağla, ağla, tıkan, sıcak uzun uzun bir duşa al, toz zencefil içine karabiber karıştır, saat 05:00 yorgunluktan bayıl… Sabah taş gibi tıkanmış burunla uyan saat 08:00, 09:00…
Böyle üç gün, üç gece geçirdim. Artık hava kararmaya yakın bir korku basıyordu. Acaba bu gecem nasıl geçecek. Sinirlerim inanılmaz derecede bozuldu. Çınar’la konuşuyorum. Oğlum annen iyileşsin, biraz daha sabret, toparlanayım da öyle doğ… Şu anda doğumum başlasa, değil sancılarla baş etmek veya ıkınmak, hastaneye bile gidecek halim yok. Bu arada durumu kadın doğum doktoruma anlattığımda bana gebelikte güvenle kullanılabilen balgam sökücü bir ilaç önerdi. Onu kullanmaya başladım.
Yine akşam oluyor ve yine uyuyamayacağım. Öksürmekten kaburga kemiklerim kırılmış gibi acıyor. Eşime dedim kalk bir acile gidelim. Artık dayanamıyorum, bir ilaç falan versinler, ne bileyim serum falan taksınlar, bana bir şey yapsınlar da bu gece uyuyayım… Lakin nöbetçi dahiliye uzmanı sadece bir boğaz spreyi verip bizi eve yolladı. Hamileyim ve ilaç alamazmışım. Yıkıldım. Bu gece yine uyku yok. Bari hastaneye kadar gelmişken yarın çektireceğim NST’yi çektireyim de aradan çıksın dedim. O işi de hallettik. Çınar’ın keyfi yerinde. Aferin bebeğime. O kadar öksürüğe, tıksırığa annesinin karnında mutlu, mesut takılıyor. Aman nazar değmesin…
Boğaz spreyini alıp tıpış tıpış evimize döndük. Artık hastalığımın 8. günü. Yine aynı tarzda geçen bir gece, ne yapsam iyi gelmiyor. Sanki daha da kötü öksürük krizleri gelmeye başladı. Nefes dahi almamı engelliyorlar. Ben artık bir doktora gideyim dedim ve randevu almak için sabahı bile beklemedim. Bu hastalık doğal yöntemlerle geçmeyecek. Sabaha karşı beşte evimizin yakınındaki bir özel hastanenin kulak burun boğaz bölümündeki doktorlardan birine, yine aynı günün sabahı 12:00’de gitmek üzere online bir randevu aldım. Ardından doulama bir mesaj attım. Beni hastaneye götürebilir misin diye ve sonrasında yorgunluktan bitap düşüp uyumuşum.
İlaç içeceğim için hiç bu kadar sevinmemiştim. Faranjit olmuşum. Geniz akıntım varmış. Canım doktor yaz dedim ilaçları, çaresizim… Antibiyotik, burun damlası (dün gece meşhur bir burun damlasıyla uzun uzun bakışmış, kullanamayınca oturup ağlamış ve daha çok tıkanmıştım), boğaz spreyi, öksürük şurubu yazdı. Sadece öksürük şurubunu kullanmadan kadın doğum doktoruna sormamı önerdi. Hemen kendi doktoruma sordum, o da kulak burun boğaz hekimi kullanmamı önerdiyse sorun olmadığını söyledi. Bu arada balgam söktürücü daha da öksürmeme neden olmuş, onu bırakmamı önerdi.
Doktora gitmek dışında evden çıkmadığım tüm hafta yattım, ilaçlarımı aksatmadan aldım, bunun yanında doğal tedavilere devam ettim. Üç gün oldu birazcık daha iyiyim ama saatleri sayıyorum. İlk 24 saat, 48 saat, 72 saat… Elbet iyi olacağım, uyuyacağım, iyileşmeden de doğurmayacağım.
YORUMLAR