Çocuk mu yapmalı, kariyer mi?

Sevgililer Günü’ne boş verip, Emzirme Haftası’nı biliyor olduğum zamandı sanırım kadınlaştığımı hissettiğim zaman.


‘Dişi’lik değil kastım.


Artık ‘kız’ diye bahsedemediğim, ama bildiğim ‘kadın’ da olmadığım bir kendim vardı. Dışarıdan bakınca arada bir yerde, ikincisine yakınca durduğumu biliyordum, yaş alıp bir üst ligde oynamaya başladığımı da.


Gelecekten bakınca, bu kırılma anını daha da netleşen bir mercekte göreceğimi şimdi bile hissedebiliyorum.


Eliniz pembe, buruşuk, mini-minicik bir ele değmeye görsün, tüm ajandanız, ilgi alanlarınız onun isminin içerdiği konulara göre listelenmeye başlıyor: Kütüphanenizi dolduran kitaplar gelişim yazılarına, dolabı dolduran yemekler süt yapanlara, eve alınan ıvır-zıvır da küçücük boyutlara çevriliyor birden.


İyi ki!


Doğanın herkese yaptığı kadim çağrısını kabul etmemiş olsaydım, yaşlanmak daha zor gelecekti muhtemelen. Çocuk sahibi olmak, akıp giden zamana karşı atılabilecek en iyi çıpalardan. Kırışan göz kapaklarıma uykusuz gecelerimin bir anlamı olduğu tesellisini yüklüyor.


İtiraf edeyim, bu benim verdiğim en zor kararlardandı. Neden bu kadar zorlandığımı da biliyorum. Kendi iç sesim yerine, çocuk sahibi olanların kanaatlerini dinliyordum.


Aslında çocuklu herkesin söylediği her şey doğru:

Çocuk büyütmek, kendinden büyük oranda vazgeçmeni gerektiriyor. Onu isteyen herkesken, bakmak çoğunlukla ve yalnız senin mesaine kalıyor. Kadınlığını kaybetmenden şikayet edenler, seni buna itenler oluyor. Hayat uykusuz gecelerin, dağınık evlerin, sorunlarını içselleştirilmek zorunda olduğun dış dünyanın seni davul yaptığı tokmağında geçip gidiyor.


Ama çocuklu herkes eksik de söylüyor:

Çocuk hayatta nerede durduğuna, duracağına senin asla yapamayacağın netlikte bir tanımlama getiriyor. Çevreni belirliyor, amaçlarını törpülüyor. Uykudan uyanacağın ertesi güne de, 30 yıl sonraki sabahına da bir anlam ve hedef yüklüyor. Zamanını senden çalsa da, bir çocuk hırsızı olduğu tüm anlara müthiş bir neşe katıyor.


Çocuk yapmayı kafasında döndüren lakin harekete geçmeye bir türlü mezun olamayan sevgili hemcinsim. Düşünüyorsan, niyetine girmişsindir, yap gitsin.


Sen eğitimle, kariyerle, hali vakti düzeltmekle vakit geçirirken, hormonların senden bağımsız bir ajandayla çalışıyor. Her şeyin tamam olduğu an, çocuğu vücuda getirecek bedenin için geç oluyor.


Yani özetle…

Kadınsan bilmelisin ki, bir dişi olarak maruz kalacağın sınavların en büyüğü kendi doğana karşı olan. Kariyer nasılsa olur, yalnız çocuk son teslim tarihini aceleyle dolduran.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.