Ne istediğini bilmek... Ya da ne istemediğini...

Bu aralar ne tarafa baksam aynı durum; “ayrılmış çiftler” ya da bitirme cesaretini henüz toplayamamış “tüketme sendromu ile kıvranan ilişkiler…” Sevgilisinden, karısından -kocasından, arkadaşından… Fark etmiyor. Gelinen sonuç aynı; bir yerlerde bir tatminsizlik ve bitiş durumu var.


Acaba eskiden de böyle miydi ilişkiler? Bu kadar kolay mıydı bitişler? İşin bu kısmını çok da hatırlayamıyorum. Ama her şeyi eskiye oranla çok daha hızlı, korkusuzca ve acımasızca tükettiğimiz kesin!


Her konuda “neeeext”, “ bir sonrakiii” haline geçiveriyoruz…


Kendi hayat giderimde yeni bir uygulamaya geçtim! Herhangi bir konuda karar vermeden önce, ilk etapta "istemediğim" özellikleri not alıyorum ve değerlendiriyorum. Malumunuz istekler bitmiyor. Ama istemediklerinizi daha hızlı ve net yazıp, daha bilinçli bir şekilde uygulamaya geçiriyorsunuz.


Yani hayattan, bir ilişkiden, bir evlilikten ne istediğini bilmek kadar, ne istemediğini bilmek de bir o kadar önemliymiş; bunu öğrendim.


Mutluluk denilen şeyi, hayatımızdaki "eğer"lere bağlamadan yaşayabilmeyi öğrendiğimizde her konuda çok daha tatminkâr ve huzurlu olacağız. Bu da en başta mutlu ve uzun soluklu ilişkiler ve evlilikler yaratacak!


Kendi kendimize içimizde mutluluğu bulamazsak, kendimizi sevmezsek; başkasıyla da yaşayabilmemiz çok zor! Hatta imkânsız oluyor; inanın bana!


Tam da şu an da; ertelemeden "mutlu" olmayı seçmeniz dileğiyle…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.