24 Ocak Aslan’da Dolunay: Yaranızı bir aslan gibi iyileştirin

“Elinde mitolojinin anahtarı var. Ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsün.” -Jung

Ay, dolunay haline bürünüp, bilinçaltına rehberlik eden bir tanrıça gibi gökyüzünde salındığı zaman, bütün gece canlıları da, Ay’ın ışığından beslenmek için dışarı çıkarlar. Özellikle hayvan arketipleriyle temsil edilen burçlarda gerçekleşen dolunaylar, dürtüsel ve güdüsel davranışlarla ilgilidir. Sevdiğiniz, kendinizle özdeşleştirdiğiniz içsel hayvan ya da efsanevi yaratık hangisi? Dolunayda sembolik olarak bu hayvanın/yaratığın gücünün kaynağıyla ya da zayıflıklarıyla yüzleşmeniz gerekebilir.

Bu yazıda aslan arketipinden bahsedeceğim. Ama siz istediğiniz ismi kullanabilir, örneğin akrep, ejderha, tek boynuzlu at, yılan, kartal, köpek ya da at diyebilirsiniz. Sevdiğimiz hayvanlar ya da hayali yaratıklar, alt benliğimizle bütünleşmiş arzu ve ihtiyaçlarımızın bir yansıması olarak, bir erdemi ya da kötülüğü simgeleyebilirler.

Güneş’in sıcaklığını ve merkezini ifade eden, “Ormanlar Kralı” unvanını alarak, gücü ve cesaretiyle iktidara layık görülen Aslan’a, Mısır, Yunan, Roma ve Sümer mitolojilerinde, kafası insan, kuş ya da koç olan sfenks formunda da rastlanır. Aslan figürü, tarihte, pek çok devletin, ordunun ya da takımın bayraklarında yer almıştır. Astrolojide Aslan, kalp ve kandır. Gılgamış, Oedipus, Herakles ve Samson gibi kahramanlar, Aslanı çıplak elleriyle öldürerek ya da zekâlarıyla alt ederek aslında, Güneş’in güçlerini, yaratıcılığını, benzersizliğini, ışığını ve yenilmezliğini sembolik anlamda devralırlar. Böylece kahraman, kazandığı bu güçle tıpkı Güneş gibi, yeryüzünü ve gökyüzünü domine eden ulaşılmaz bir figür haline gelir.

Egonun simgesi Aslan burcu, içimizdeki kahraman, lider, baba, patron, kral ya da kaptan figürleridir. Aslan burcu, hayata dair her alanda, evde, ilişkilerimizde ya da siyasette, sınırlarını kendimizin belirlediği, kraliyet arazimiz, bir diğer tabirle “kişisel Serengeti’miz” gibidir. Krallığımızda saygı, ilgi, takdir ve sevgi görmeyi bekler, beklentilerimizi karşılayıp açlığımızı doyuramadığımız zamanlarda ise vahşi ve diktatörce davranarak hayatı hem kendimize hem de çevremizdekiler için zorlaştırırız.

Aslan burcunun kör noktası, kendi duygularına karşı son derece hassas olduğu halde, başkalarıyla empati kurmakta zorlanmasıdır. Aslan burcundaki dolunay, düşüncesizce girebileceğimiz dogmatik, kibirli, kabadayı hallerin başımızı belaya sokabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla bu dolunayda zirveye tırmanan enerjimizi, ilgi açlığıyla ve çeşitli dramalar yaratarak heba etme ihtimalimiz yüksek. Benliğimizi ve prensiplerle işaretlediğimiz sınırları anlayışla esnetmediğimiz sürece, hayatı paylaşmamız, ilişki ve ortaklıklar kurmamız zorlaşır. Gözü dönmüş bir yıkıcılıkla aşkın celladı olmuşuz, çok büyük konuşmuşuz, ölsem de dönmem demişiz, gururumuzdan ödün vermemişiz de ne olmuş? Her şeyi yaktıktan sonra kendimizi haklı çıkarmanın gerçekte ne anlamı var?

Oysa kötümserliğe karşı koşulsuz bir muhalefet sergileyen Aslan, serinkanlı olup analiz yeteneğini kullandığı sürece, olayları ve insanları aydınlatmak gibi de bir misyona da sahiptir. Eğer istersek bu dolunayda Aslan postundan ibaret egomuzun delinen kısımlarını tamir etmek yerine, neşe ve cesaretle hem kendimizi hem de çevremizdekileri iyileştirebiliriz.

“Kahramanın serüvenini” temsil eden hayatta, hepimiz birer Aslan ve Aslan terbiyecisiyiz. Hâlbuki insanın kendisini ve dengesini terbiye etmesi zordur. Ama bunun için sevgiyle çaba göstermek, hayatımızın dizginlerini elimizde tuttuğumuz anlamına gelir. Aslan dolunayında kendinizi tehdit altında hisseder ve karşılık olarak tehditkâr bir tutum takınırsanız, hayatınızdaki bir erkekle ya da otoriteyle sorun yaşama ihtimaliniz artar. Sevdiğiniz biri kendisini tehlike altında hissetmesine neden olacak bir tavır geliştirmeniz yüzünden sizi incitebilir. Cezalandırmak veya bu kişiyi kendi krallığınızın dışına atmak çözüm olmayacaktır. Zira sevdiklerinizi yaraladığınız ölçüde siz de yaralanırsınız.

Yaralarınızı bir Aslan gibi ele alarak, yeniden zarar göreceğiniz ihtimali üzerine kurduğunuz düşünceleri önce zihnen iyileştirmeye çalışabilir, bir daha aynı hatayı yapmamaya karar verebilirsiniz. Bir aslanın saldırısı daima terbiyecisinin suçudur. Bu zorlu dolunayı kendi terbiyeciniz olmaya bir nebze daha yaklaşarak değerlendirebilirsiniz. Tehdit altında hissetmenize neden olan süreçlerdeki payınızı kavramaya çalışmadığınız sürece nefsinizi terbiye etmiş sayılmazsınız. Bir yolunu bulup kendinizi haklı çıkarmak ise kendi ellerinizle kurduğunuz bir tuzaktan öte anlam taşımaz. Aksine kendinizi sürekli anlamsızca incitildiğiniz, bunun için mantıksız bahaneler ürettiğiniz ve yalnız kaldığınız bir döngü içinde bulabilirsiniz.

Aslan’daki dolunay, sfenksin bilmecesinin yanıtı, ışığın ve sıcaklığın cömert hamisi olarak karanlıklarınıza fener olsun dilerim.

Cesaret ve umutla…