Sahtekâr anlaşmazlıklar...

2005’te Nobel Ekonomi Ödülü alan ve Amerika’da Stony Brook Üniversitesi’nde kürsüsü bulunan ünlü ekonomist ve matematikçi Robert Aumann, 1976 yılında bir teorem ortaya attı. Aumann’ın “dürüst anlaşmazlık yoktur” teoremi, hala hiçbir oyun teorisyeni tarafından çürütülemedi…


Dürüstlük; taşıması kişiye gurur veren, yokluğu ise aşağılatan bir “özellik” olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda dürüstlük, kişinin ego’sunu da besleyen bir “duygu”dur. Kişi tarafından bahsedilmeye başlandığı anda, egoyu beslemeye ve değer kaybetmeye başlar. Dolayısı ile dürüstlük, anlatılmaktan çok davranışlarla beslenerek büyütülmesi gereken bir “olgu”dur.


Peki, insan ne kadar dürüsttür…?


Çevreye karşı dürüst olabilmek önce insanın kendisine karşı dürüst olabilmesi ile başlar. Her ne kadar ahlaki olarak dürüst olsak da, gerçekte “ego”muzun izin verdiği kadar dürüstüzdür.


İnsan, sosyal bir varlıktır. Toplum içerisinde sevilebilmesinin ve itibar kazanabilmesinin yolu geçici menfaatler ile “sağlanabileceği!...” gibi, gerçekte kalıcı manevi beğeniler elde etmesinden geçer.


Ve kişi toplumdaki yerini, mutlu anlarda değil, anlaşmazlık ve sorunlarda pekiştirir.



İnsanlar, beğenmedikleri ve kendilerinde mutsuzluk yaratan negatif olayları, beğendikleri ve mutlu oldukları durumlara göre daha fazla kişiye yayarlar.


Çünkü insan eleştirel bir varlıktır. Bu da sayısal olarak, içsel ve dışsal anlaşmazlıkları çözmemiz durumunda, toplum tarafından daha fazla olumlu “dikkat” çekeceğimizin kanıtıdır.


Kişiler arasındaki anlaşmazlıkların tartışma sürecinde, kişiler öncelikle durumu kendi “mahkeme salonları”nda değerlendirirler. “Dava”nın görüldüğü mahkeme salonu, mülkiyeti bize ait olan “kafa”mızdır. Hâkim, iddia ve savunma makamları ise beynimiz.



Peki, anlaşmazlıkların “dava delilleri”nin bile bizim “mahkeme salonu”muzun çekmecelerinde saklandığı, tüm “yargı” çalışanlarının bizim “emrimizde” olduğu bir duruşmada, kendimizi haksız çıkarmamız mümkün müdür!...


“Ben bu konu ile ilgili objektif bir değerlendirmede bulundum…” demek ne kadar inandırıcıdır.


Dürüstlüğün temeli empati yani duygudaşlıktır. İnsanların yerine kendimizi koyabildiğimiz, onlara vereceğimiz acı ve mutlulukları kendimize yaşatabildiğimiz sürece objektiflik sınırına yaklaşabiliriz. Ve biz kendimizi takdir ettiğimiz zaman değil, çevremiz bizi “onayladığı” zaman bir değer kazanırız. Bu nedenledir ki, dürüst anlaşmazlık yoktur.



İnsanlar, egolarını yenebildikleri sürece mutlu birer iç dünyaları olacak, bu iç dünyalarını da çevrelerine yansıtarak yaşanılabilir bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunacaklardır.



Anlaşmazlıkların, mutsuzluklara dönüşmediği günler geçirmeniz dileğim ile…


Sevgiyle kalın…


Ve haftanın reytingi yüksek, sosyal “mecra” paylaşımları…



- Aşk öncesizdir, sonsuzca yaşayacaktır. Onu arayanların sayısı belirsiz olacaktır. Diriliş günü açıklanınca, âşık olmayanlar geri çevrilecektir.


- Hayat boyu öğrenebileceğiniz en önemli şey; sadece sevmenin ve karşılığında sevilmenin önemli olduğudur.


- Aşk; onun kokusundan bir nefes alabilmek için, ömründen bir günü feda edebilmektir.


- Ve an gelir, koskoca dünyaya sadece bir kişi için gülebilirsin…


- Kimseyi yanında zannetme; karşına geçmesi için bir adımın, düşmanın olması için bir lafın yeter...!


- Senin neyi hak ettiğini düşündüğünün hiçbir önemi yok... Önemli olan karşındakinin seni ne kadar takdir ettiğidir.


- Kalp taşıyan insanları ziyan etmeyin lütfen… Market raflarında, size “aşk”ı verip karnınızı doyuracak binlerce ürün var!


- Mükemmeli ararken, sahteleşen hayatlar...!


- Kadını; gülerken sev, ağlarken sarıl, uyurken öp.


- Hiç düş kırıklığına uğramayanlar, hiç umut beslememiş olanlardır.


- Dünyanın en güzel şeyi, sevdiğiniz insanı düşünürken, yüzünüzdeki o şuursuz gülümseme.


- İlk özür dileyen en cesurdur, ilk affeden en güçlü, ilk unutan en mutlu.


- Hayatta satın alamayacağımız iki şey var... Biri zaman, diğeri de sevgi.


- Ve her canlı, muhtaç olduğu şey ile kandırılır.


- Günün birinde bu acıları hiç yaşamamış olmak adına, sevdiğin kadının hiç var olmamış olmasını dilersin.

- Sevgi, karşınızdakinin "işine" geldiğiniz kadardır.


- Adalet, insanların eşit olmamasıdır.


- Sahtekârlar insanları iki sınıfa ayırırlar; araçlar ve düşmanlar.


- Akıllı kimdir? Herkesten öğrenen… Kuvvetli kimdir? Hırslarını yenen... Zengin kimdir? Halinden memnun olan…


- Büyük umut, gerçekleştirilmiş şeylerin hepsinden çok daha güçlü bir uyarıcıdır.


- Az uyuyan insanlar başarılı olmazlar, başarılı insanlar az uyurlar.


- Herkesin birer kişiliği olduğunu sanma. Bazılarının birden çok kişiliği varken, çoğunun hiç yoktur!


- Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur.


- İnsan sevdiğini anar, andığını severmiş. Neyi anıyorsan sevdiğin odur!


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.