Hormonsuz Anadolu çocuğundan dev kültür hizmeti

Bilmem hatırlar mısınız, Kayahan katmıştı söz dağarcığımıza Anadolu çocuğu tamlamasını. Bir şarkılı şiirinde dile getirdiği bu söz, kısa zamanda dillere pelesenk olmuştu. Fonda “Seni versinler ellere”nin melodisi çalışıyor, önde Kayahan coşkuyla şiirini okuyordu. O günden bu güne Anadolulu olduğu için değil, zayıf, güçsüz, yarı cahil olduğu için eziklenen bir kitlenin kendini ifade etme biçimine dönüştü Anadolu çocuğu. Söylenişinde biraz atar, biraz isyan, biraz yalancı özgüven vardı. Kim kabalığına, düşüncesizliğine, duygusuzluğuna ve cehaletine bir kılıf uydurmak istiyorsa hemen bu sözün arkasına sığınıyordu. Sonrasında hamaset peşinde koşan siyasilerin sloganına dönüşmesi çok uzun sürmedi.


Bu tanımın en özgün yorumu geçtiğimiz günlerde geçici hükümetin yeni Kültür ve Turizm Bakanı olan Yalçın Topçu’dan geldi. Kendisine Levent Üzümcü’nün şehir tiyatrolarından ihracını soran bir gazeteciye, “Benim zamanımda çıkmadı öyle bir karar. Ben neticede milletin önünde siyaset yapan, dupduru, natürel, hormonsuz bir Anadolu çocuğuyum” dedi. Sanırım hormonsuz vurgusunu yapmasına sebep olan şey, zaman içinde bazı Anadolu çocuklarının özünü kaybettiğine dair inancıydı.


Ardından ekledi: “Bahsettiğin olayı, arkadaşı bilmiyorum. Bakacağım, söylediğin neymiş ben de merak ettim. (….) Bahsettiğin arkadaş devletin birliğine, vatanın bütünlüğüne gadretmişse, dağdaki de ovadaki de aynı muameleyi hak eder.”


Böylece daha ilk icraatında nasıl bir kültür bakanı olacağının ipuçlarını vermiş oldu. Anlaşılan o ki, gazetecilere sen diye hitap edecek, sanatçılara bahsedilen arkadaş gözüyle bakacaktı. Hele bir de devletin birliğine, vatanın bütünlüğüne gadretmişse, bahsedilen sanatçıyı tanımıyor olsa da, ânında terörist damgasını yapıştıracaktı.



Aslında sanata ve sanatçıya bakışının ilk örneği değildi Topçu’nun bu tutumu. 11 Ağustos 2009’da Topkapı Sarayı’ndaki İdil Biret konserine, içerde şarap içiliyor, diye Alperen Ocakları’ndan saldırı olduğunda, Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) genel başkanıydı. Saldırı hakkında yorumu sorulduğundaysa, cevabını Abdullah Çatlı'nın Nevşehir Asri Mezarlığı'ndaki kabrine çiçek bırakırken verdi.


Kültürle ilgili konular çeşitliydi tabii. Bir televizyon programında kendisine Atatürk Kültür Merkezi’nin akıbeti (AKM) sorulunca, konuya Libya tarihi ve Ömer Muhtar’dan girdi. Sunucunun, sorusunu “Taksim’deki AKM’yi soruyorum,” diye hatırlatması üzerine “Haa Taksim’deki AKM’yi… Allah Allah…” diyerek cevapladı. Aslında konuyla ilişkin herhangi bir bilgisi ve dahası konuya ilgisi yoktu. Söyleyebileceği tek şey, “O bina Taksim’e yakışmıyor” demekti ve o da öyle yaptı. Tam da AKP’nin 13 yıldır yapmış olduğu gibi.


Ama kendisine sorarsanız, milletten yetki alan bağımsız bir bakandı. Seçilmiş değil atanmış bir bakan olması millet kelimesini ağzına almasına engel değildi. “Devletimiz, dün dedelerimizi Çanakkale’ye emretmişti, dedelerimiz koştu, bugün de bizi Ankara’ya çağırdılar, biz de o emrin gereğini yerine getirdik" diyerek bakanlığa koşmuştu. Bağımsızdı ama Gezi’yi AKP hükümetlerinin yaptığı gibi üst aklın tezgâhı diye nitelemesinde bir sakınca yoktu. “Bizler de üst aklın oyununu bozduk,” demesinde de bir sakınca yoktu. Çünkü belli ki, geldiğinin ertesi günü bir aidiyet duygusu zuhur etmişti içinde ve biz diyordu, bozduk diyordu.


Sonuç olarak hormonsuz Anadolu çocuğuna Kasım’da yapılacak seçime kadarki bakanlığında başarılar diliyoruz. Şimdilik, bakanlığa gelir gelmez basına bu kadar çok malzeme vermesi en büyük icraatı gibi görünüyor. Bir de tabii, Muhsin Yazıcıoğlu’nun 2009’daki kaza mı cinayet mi olduğu belli olmayan şüpheli ölümü meselesi var. İnsan şunu sormadan edemiyor:


AKP iktidarı döneminde meydana gelen ve üzerinden altı yıl geçmesine rağmen hâlâ sır perdesi aralanamayan bir olayı es geçerek nasıl oluyor da bakanlığa koşuyor? Ki kendisi, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan sonraki ilk BBP Genel Başkanı’ydı. Yoksa o da şu zaman içinde özünü kaybeden bazı Anadolu çocuklarından birine mi dönüştü bakan olur olmaz?




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.