Eğitim sistemin neyse o’sun

Geçenlerde bir duvar yazısı görseli yayıldı sosyal medyada…


‘Türk eğitim sisteminde iki eksik var’ diyordu; 1) eğitim 2) sistem







Herhalde eğitim sisteminin sorunları daha önce bu kadar net ifade edilmemiş, eğitim sisteminin neresinden-baksan-elinde-kalır’lığı bu kadar iyi anlatılmamıştı...


Eğitim sisteminin eğitim eksiği ve sistemsizliğinden yakınmışken, çuvaldızı başkalarına batırıyorsak eğer iğneyi de azıcık kendimize batıralım... Eninde sonunda eğitim sistemi denilen şey insanlar tarafından yaratılıyor, e o insanları da insanlar yetiştiriyor, demek ki bir eğitim sistemi, onu oluşturan insanlar kadar eğitimli ve sistemli olabilir. Bir başka deyişle, eğitim sistemin neyse o’sun. Aynı şekilde, sen neysen eğitim sistemin de o...


Örneğin bizim eğitim sistemimiz çocukları sorumluluk almaya pek teşvik eden bir yapıya sahip değil. Öyle araştırsın, soruştursun, ortaya proje çıkarsın, yaratsın, o yarattığını iyisiyle kötüsüyle savunsun falan işlemiyor bizde pek... Peki anne babalar çocuklarını sorumluluk almaya ne kadar teşvik ediyorlar? Çocuk sehpaya kafasını çarptığında ‘Pis sehpa! Kaka sehpa! Al sana al sana!’ diye sehpayı döven insanların yetiştirdikleri çocukların ileride davranışlarının sorumluluğunu alan yetişkinler olmalarını bekleyebilir miyiz?


Peki, çocuklarının öğretmenlerine ‘Hocam bizimki hep televizyon izliyor, çok fazla abur cubur tüketiyor, gece 11’den önce uyumuyor’ diye dert yanan ebeveynler, ebeveyn olarak sorumluluklarının ne kadar bilincinde? Öğretmenin ya da okulun, evde verilmeyen terbiyeyi okulda vermek gibi bir yetki ve becerisi var mı?


İşte bu davranışları kanıksayarak büyüyen insanların oluşturduğu bir toplum olduğumuzdan olsa gerek, 300’den fazla insanın öldüğü bir maden katliamını ‘fıtrat’a bağlayan devlet adamlarımız, deprem/sel gibi doğal afetlerin önlenebilir sonuçlarını o yöredeki insanların ahlaksızlığına yoran yöneticilerimiz, 10 kişinin öldüğü asansör faciasından ‘en büyük mağdur benim’ diyerek kendini kurtaran işverenlerimiz, her bayram yüzlerce kişinin trafik kazalarında ölmesini ‘trafik canavarı’na bağlayan insanlarımız var bizim.


Bizim eğitim sistemimizin ne üzerine inşa edildiği belli: Ezbercilik. İlkokula giden çocukların okulda mutlu olup olmadıklarındansa çarpım tablosunu ezberleyip ezberlemediğiyle ilgilenen insanların çoğunluğunu oluşturduğu bir toplumuz biz. Bu ezbercilik ve hazıra konma anlayışı sadece okulla ilgili konularda değil, her alandaki davranışlarımıza sirayet ediyor.


Sosyal medyada örneğine çok rastlıyoruz bunun: Aradığı şeyi –ve daha fazlasını- Google denilen deryaya danışmak varken alakalı alakasız paylaşımların altına yorum yazıp ortaya sormak, birkaç tuş/bir iki tıkla erişebileceği bilgilerin peşinden koşmaya üşenip hazıra konmaya çalışmak, derinlemesine bilgi içerek yazıları okumaktansa ‘Filancayı falanca yapan 10 şey’ gibi hap maddeler içeren yüzeysel yazıları tüketmek, işte bunlar hep ezbercilikten...


Eğitim sistemimizin çok eksiği var, evet; en büyük iki eksiğini çok güzel özetlemiş yukarıdaki duvar yazısının sahibi... Eğitim sisteminin düzelmesi için, eğitim sistemini yaratan toplumun öncelikle eğitim nedir, sistemli nasıl olunur konuları üzerine kafa patlatması gerekiyor. Eğitimi çarpım tablosunu ezberlemekten çıkarırken, sistemi, her önüne gelenin değiştiremeyeceği şekilde inşa etmek gerekiyor.


Ancak bu o kadar kolay değil ne yazık ki... Belki mümkün bile değil... Devletlülerimiz de bunun farkında olacaklar ki ‘Bizden mucit çıkmaz’ diyorlar.


Ne de olsa eğitim sistemin neyse sen de o’sun. Ve aynı şekilde sen neysen, eğitim sistemin de o.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.