Bir gün bir parka gittik ve her şey değişti
Bundan tam bir sene önce bugünlerdi…
Çoluğumuzu çocuğumuzu arkamızda bırakıp, tasımızı tarağımızı toplayıp gittik Gezi Parkı’na.
Bir ütopya gerçekleşti o günlerde o parkta.
Şarkılar söylendi. Oyunlar oynandı.
Kitaplar okundu ortalıkla. Yemekler getirildi, ikram edildi.
Resim yaptı çocuklar. Sohbet etti büyükler.
Limonata yaptık ellerimizle. Sen hiç hesap edemediğin kadar kilodan limonata yapıp tanımadığın insanlara ikram ettin mi Abidin?
Sınıf, zümre, yaş farkı, gelir seviyesi, etnik köken, dini farklar, cinsel tercih, siyasal eğilim kalmadı o parkta… Herkes hem bir’di, hem tek’ti.
Anlatılmaz yaşanır günler yaşandı Gezi Park’ında o günlerde… Oradan yayılan enerjiyle, her yerde…
Kim ne derse desin, bugün ne olursa olsun o günlerde, oralarda bir şeyler değişti. O gün orada olanlar bizleri, memleketi değiştirdi. Siyaset, sınıflar, toplumsal ilkeler ve hatta ikili ilişkiler bile payını aldı bu değişimden.
Bu ülke “Gezi’den önce ve Gezi’den sonra” olarak ikiye ayrılıyor artık.
2013 Mayıs sonundan beri bu ülkede Her yerde Gezi. Her şeyde Gezi.
Ekmek almaya giden çocukta Gezi. Elini açmış kuşları besleyen gençte Gezi.
Parka dikilen fidanda Gezi. Dozerin karşısında oturan teyzede Gezi.
Penguende Gezi, belgeselde Gezi.
Çadırda Gezi, tencere-tavada Gezi.
2013 Mayıs sonundan beri neşemde Gezi. Hüznümde Gezi.
Bilmem ki nasıl söylesem…
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
YORUMLAR