Fırında kabak mücveri

Bizim buralar turistik yerler, hem küçük hem de yazın inanılmaz turist alan bir bölge. Hal böyleyken hep yazlıkçılar sorar, kışın ne yapıyorsunuz. Ben de onlara soruyorum, siz ne yapıyorsunuz asıl?


Kışın sakin ve güzel, trafiğin hiç olmadığı, insanın az olduğu, serin ama bol güneşli geçiyor, çocuğunuz var ise yaşadınız, asla aksiyon bitmez tabii ki hayatta. Zaten çocuğum olduktan sonra anladım ki dünyadaki en muhteşem mutluluk ve enerji kaynağı çocuklarmış. İnsan yalnız başına bir yere kadarmış, sonradan bölünmek, bölünerek de çoğalmakmış asıl olan. Küçük yerde yaşamanın avantajlarından sonuna dek faydalanıyoruz çekirdek ailemizle. Biz bunu seviyoruz, okulu okul, parkları park, yeşili yeşil, denizi deniz. Tek sorun yazın en kalabalık olduğumuz dönemlerdeki tatilcilerin maalesef ki tatildeyim ben ne istersem yapabilirim rehaveti ve maalesef büyük şehirlinin yanında tatile de beraberinde getirdiği trafik, gerginlik ve sıkıntılı ruh hali. Aslında biz burada o gerginliği yaşamayı sevmiyoruz ama büyük şehirliler agresif ve bunda haklılar. Ruhları yorgun, bedenleri yorgun ve belki de bütün yılın acısını 1-2 haftada çıkartmaya çalışıyorlar burada.





Bodrum’da bu aralar kalabalığın, hafif esintili bunaltmayan güzel yaz havasının yanı sıra daha da farklı güzellikler oluyor. Bodrum Tohum derneği, bizlere yerli tohum, ilaçsız tarım ile harika sebze meyveler sunuyor. Üreticiyi bilinçlendirdikleri gibi, bizim gibi bilinçli tüketicileri de üreticiyle buluşturuyor. Bu hafta ilk kez kurulan pazarlarına gittim. Evet organik ama gerçek organik, pahalı organik market raflarına benzemiyor. Ben sanırım marketteki organik amblemine inanmıyorum, pazarlama stratejisi olduğunu düşünüyorum. Günümüzde bir ürünü 10 kat daha fazla fiyata satmak bu şekilde oluyor: Organik etiketini yapıştır.


Bizim pazarlarımız güzeldir zaten ama bu yeni mini Pazar çok daha güzel. Diyebilirim ki daha önce böyle güzel kavun yemedim, pazardan bu hafta çok az sebze aldım, fazla alınca ziyan oluyor. Kocaman kütür kütür salatalıklar, kabaklar, mis gibi kavunlar karpuzlar, körpecik maydanozlar, biberler, domatlar, nefis kırma zeytin, zeytinyağı, aradığım her şey vardı açıkçası.


Elimde bol bol kabak, dereotu ve havuç vardı, bu güzel sebzelerle ne yapsam ki, tabi ki yazın vazgeçilmezlerinden mücver şahane olacaktı. Fakat dur, kızartma istemiyoruz bu sıcakta, çocuk da var. Gerek yok şimdi diyerek fırında mücver yaptım, aslında tarif klasik ama malzemesinden midir nedir, pek güzel oldu bu sefer. Kızartma yemeyenler için bu fırın mücverini tavsiye ederim, sağlıklı olduğuna inanıyorum üstelik basit ve pişince börek gibi oluyor.


Yanında yoğurtla tüketebilir, üstüne de mis gibi kavun yiyebilirsiniz, iste yaz menüsü.


- 1 kocaman kabak veya 4-5 adet mini kabak

- 2 adet havuç

- Yarım demet dereotu

- 1 adet kuru 1 adet taze soğan

- Dilerseniz 2-3 diş sarımsak

(Tüm sebzeleri rondoladım, dilerseniz ve üşenmezseniz rendeleyebilirsiniz)

- Tuz, karabiber

- 1 yumurta ve 5 kaşık da ya da göz kararı kıvamına ve tercihinize göre tam un.

- 1 paket kabartma tozu


Hepsini geniş bir kapta karıştırdım, içine taze soğan yerine pırasa da katabilirsiniz veya patates eklenebilir. Tüm bu karışımı hafif zeytinyağı ile yağladığım fırın kabına dökerek, önceden ısıttığım 200 derece fırında pişirdim, ısı fazla gelirse 180 derece de uygundur. Bu arada üstüne susam serptim, çok yakıştı, adeta börek gibi oldu.


Afiyet olsun.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.