Küçük yaşta olgunluk belirtileri gösteren çocuklar ‘büyümüş de küçülmüş’ denilerek övülebiliyor. Ancak uzmanlar, erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalan çocukların ilerleyen yıllarda kendileriyle ve ilişkileriyle ilgili sorunlar yaşayabileceğini ortaya koyuyor.
Küçük yaşlardan itibaren “yaşına göre olgun” olarak tanımlanmak, ilk bakışta kulağa övgü gibi gelebilir. Oysa uzmanlar, bu tanımın bazı çocuklar için olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Erken yaşta yetişkin sorumlulukları yüklenen çocuklar, yetişkinlikte çeşitli duygusal ve ilişkisel zorluklarla karşılaşabiliyor.
1960'lı yıllarda çocukların aile içinde yetişkinlerin sorumluluklarını üstlenmeleri durumu ilk kez psikoloji literatüründe "ebeveynleştirme" (parentifikasyon) olarak adlandırıldı. Kavramın öncülerinden olan Macar asıllı Amerikalı psikiyatrist Ivan Boszormenyi-Nagy, 1974 yılında yaptığı tanımlamada, parentifikasyonu "ebeveynlerin kendi çocuklarından aile içinde yetişkin rolünü üstlenmesini ve ebeveyn gibi davranmasını beklemesi" olarak açıkladı. Boszormenyi-Nagy'nin öncü çalışmaları sayesinde geliştirilen parentifikasyon kavramı, günümüzde hala psikiyatri ve psikoloji alanında birçok araştırmaya konu olmaya devam ediyor.
Ebeveynleştirme (parentifikasyon) nedir?
Ebeveynleştirme, çocuklara ebeveynleri tarafından yaşamsal sorumlulukların yüklenmesi olarak tanımlanabilir. Erken yaşta ev işleriyle ilgilenmek, kardeşlerine bakım vermek, hatta çalışıp para kazanmak zorunda bırakılan çocuklar, olması gerekenden çok daha erken yaşta bir yetişkin gibi davranmayı, düşünmeyi ve hissetmeyi kaldıramadığı için, çeşitli zorluklara karşılaşıyor. Hatta uzmanlara göre bu şekilde büyüyen çocuklar, ileride ebeveyn olduklarında kendi çocuklarıyla ilişkilerinde de zorluklar yaşayabiliyor.
Araştırmacılar ebeveynleştirmeyi genel ebeveynleştirme ve kardeş odaklı ebeveynleştirme olarak ikiye ayırıyor. Genel ebeveynleştirme, çocuğun ebeveynlerinin veya ailenin genel ihtiyaçlarını karşılamak için sorumluluk üstlenmesi olarak tanımlanıyor. Bu durumda çocuk, ebeveynlerinin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak, ev işleri yapmak, aile bütçesine katkıda bulunmak veya aile içindeki çatışmalarda arabuluculuk yapmak gibi rolleri üstleniyor. Kardeş odaklı ebeveynleştirme ise çocuğun kendi yaşından küçük kardeşlerinin bakımını üstlenmesi olarak ifade ediliyor. Özellikle ebeveynlerin fiziksel ya da duygusal olarak yetersiz olduğu durumlarda çocuk, küçük kardeşlerine bakmak, onları korumak, hatta eğitmek zorunda kalıyor.
Ebeveynleştirme kavramı ayrıca duygusal ebeveynleştirme ve araçsal ebeveynleştirme olarak da ikiye ayrılıyor. Duygusal ebeveynleştirme, çocuğun aile içindeki duygusal ihtiyaçları karşılamak zorunda kalması anlamına geliyor. Bu durumda çocuk, ebeveynlerinin ya da kardeşlerinin duygusal sorunlarını üstlenip onları teselli etmek, aile içi çatışmalarda arabulucu olmak veya ebeveynlerin sırdaşı olmak gibi rollere giriyor. Araçsal ebeveynleştirme ise çocuğun aile içindeki pratik sorumlulukları üstlenmesini ifade ediyor. Ev işleri yapmak, alışverişe gitmek, kardeşlerin fiziksel bakımını üstlenmek gibi görevler bu tür parentifikasyonun örnekleri arasında yer alıyor.
Çocuk neden çocuk kalmalı?
Küçük yaştaki çocuklarda görülen olgunluk belirtilerini toplumsal ve kültürel olarak onaylama ve hatta övgüyle karşılama eğiliminde oluruz. Ancak araştırmalar bu durumun çoğunlukla uzun vadeli olumsuz etkilere yol açabileceğini doğruluyor.
KTO Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmanın sonuçları çarpıcı. 2023’te yayımlanan araştırmaya göre ebeveynleştirme, anne-çocuk arasındaki ilişkiyi de olumsuz etkiliyor.
Araştırma ayrıca, duygusal ebeveynleştirmenin psikolojik sağlığı araçsal ebeveynleştirmeye göre daha olumsuz etkilediğini de gösteriyor. Duygusal yüklerin erken yaşta üstlenilmesi, çocuğun ilerideki duygusal ilişkilerini ve benlik algısını daha derinden etkileyebiliyor.
Her iki durumda da çocukların psikolojik sağlığı ciddi şekilde etkileniyor. Ebeveynleştirme deneyimi yaşayan çocuklar, yetişkin olduklarında kaygı, depresyon, düşük benlik saygısı ve ilişki problemleri gibi psikolojik zorluklar yaşayabiliyor. Çocuk erken yaşlarda aile içinde olması gerekenden farklı bir rol üstlendiği için, ilerleyen yıllarda ebeveynleriyle arasındaki rol karmaşasını çözmekte güçlük çekiyor.
2021’de Polonya’daki Gdansk Üniversitesi’nde yapılan bir başka çalışma ise, ebeveynleştirme kavramının yaşam kalitesi üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Bu araştırmaya göre, ‘ebeveynleştirilen çocuklar’, gelişimsel görevlerini yerine getirmekte zorlanabiliyor ve bunun sonucunda akademik başarıları da olumsuz etkilenebiliyor. Bu deneyimin çocukların genel yaşam kalitesini düşürebileceği ve duygusal refahlarını olumsuz yönde etkileyebileceği de araştırmanın doğruladığı sonuçlar arasında.
Ebeveynleştirmeden kaçınmak için çocuklara nasıl davranmalı?
Uzmanlar ebeveynleştirme tuzağına düşmemek için ailelerin öncelikle çocuklarına gelişimlerine uygun sorumluluklar vermeleri gerektiğini vurguluyor. Çocukların yaşları ve kapasiteleri göz önünde bulundurularak ev işleri ya da bakım sorumlulukları paylaşılmalı, onların duygusal veya fiziksel sınırları zorlanmamalıdır. Örneğin, küçük çocuklardan kardeşlerinin sorumluluğunu tamamen üstlenmeleri yerine, ebeveynin yanında yardımcı roller beklenmelidir. Bu noktada ilk çocuk neden daha fazla sorumluluk sahibi olur? sorusunu da irdelemek gerekiyor. Detaylar için tıklayın.
Ebeveynlerin çocuklarıyla kurduğu sağlıklı iletişim de ebeveynleştirmeyi önlemenin önemli yollarından biri olarak görülüyor. Polonya’da yapılan araştırmada, ebeveynlerin çocuklarının duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmalarının, çocukların gelişimsel rollerini sağlıklı biçimde üstlenmelerine yardımcı olduğu vurgulandı. Araştırmacılar, ailelerin çocuklarına açık iletişim kanalları sağlayarak onların duygusal yüklerini azaltabileceklerini ve böylece ebeveynleştirmenin etkilerini engelleyebileceklerini belirtiyor.
Ayrıca, ailelerin ebeveynleştirmeden kaçınmak için kendi duygusal ihtiyaçlarını çocuklarına yansıtmamaları gerektiği de önem taşıyor. Anne-babalar kendi streslerini yönetmeyi öğrenmeli ve ihtiyaç duyduklarında profesyonel destek almaktan çekinmemeliler. Bu şekilde çocuklar, ebeveynlerinin duygusal sorunlarını üstlenmek zorunda kalmadan kendi duygusal gelişimlerini sağlıklı bir biçimde sürdürebilir ve çocukluklarını tam anlamıyla yaşayabilirler.
Ebeveynleştirilmiş çocuklar büyüyünce ne yapmalı?
Ebeveynleştirilmiş çocukların yetişkinlikte depresyon, anksiyete, uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığı, işsizlik, zayıf fiziksel sağlık ve düşük akademik başarı gibi sorunlarla daha sık karşılaştığını araştırmalar doğruluyor. Peki buna maruz kalmış olan gençler ve yetişkinler ne yapmalı?
Erken yaşta olgunlaşmanın getirdiği nadir faydalardan biri, acımasız koşullarda da olsa dayanıklı olmayı öğrenmiş olmak. Uzmanlar, bu durumun olumsuz etkileriyle baş etmek için yetişkinlikte bu dayanaklılığın avantaj olarak görülmesini öneriyor. Kişinin öncelikle kendi ihtiyaçlarını tanımayı ve bu ihtiyaçları karşılamayı öğrenmesi, iyileşme sürecinde kritik.
ABD’li profesyonel danışman Maggie Lancioni HuffPost’a yaptığı açıklamada, çocuklukta başkalarının ihtiyaçlarını ön planda tutan bireylerin, yetişkinlikte kendi fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal sağlıklarına öncelik vermelerinin önemli olduğunu belirtiyor. Lancioni ayrıca, "içsel çocuğu iyileştirme" olarak bilinen bir terapi tekniğinin faydalı olabileceğini ifade ediyor. Bu yaklaşım, çocuklukta deneyimlenememiş olan oyunbaz, yaratıcı ve spontan yanları keşfetmeyi teşvik eder. Örneğin, kaotik veya işlevsiz bir çocukluk geçiren bireyler için dinlenme, gevşeme ve öz bakım aktivitelerine zaman ayırmak, içsel çocuğun iyileşmesine katkı sağlayabilir.
Klinik sosyal hizmet uzmanı Justin Vafa William ise, terapiye başvurmanın önemini vurguluyor. Özellikle travma konusunda eğitimli bir terapistten destek almak, ebeveynleştirme deneyimlerinin yetişkinlikteki etkilerini anlamak ve bu etkilerle başa çıkmak için kritik bir adım olabilir. Mindful ebeveynlik yaklaşımı da size yardımcı olabilir.
Referanslar:
“If You Were Called 'Mature For Your Age' As A Kid, You Need To Read This” Şuradan alındı: https://www.huffpost.com/entry/if-you-were-called-mature-for-your-age-as-a-kid-you-need-to-read-this
“The Parentified Child in Adulthood” Şuradan alındı:
https://www.psychologytoday.com/us/blog/of-prisons-and-pathos/202107/the-parentified-child-in-adulthood
YORUMLAR