Bu keyifli, mutlu, güleryüzlü halinizin Pera'ya etkilerini nasıl özetlersiniz?
Çok teşekkür ederim. Bundan daha iyi nasıl olur? Rahat anne, rahat çocuk. Bizim de zor zamanlarımız olmuyor değil ama olumlu yaklaşınca kılıç yarası bile iğne batması gibi gelip geçiyor. Hayatı bir oyun ve eğlence alanı gibi de görmüyoruz sadece. Hepsinin bir zamanı var. Çocuğumla arkadaş gibi filan olmayacağım ben. Arkadaşlık da yapabileceği annesi olacağım. Çünkü bir çocuğun, hatta herkesin öncelikle ebeveyne ihtiyacı var. Arkadaş olmak kolay.
Eşinizle zıt fikirlerde olduğunuz zamanlarda nasıl bu moda yükseltiyorsunuz kendinizi?
(Gülüyor) Her zaman yükseltebildiğim söylenemez. Evlilik kurumu bu. Bazen çıkmaz sokakta da buluyoruz kendimizi. Ama öyle durumlarda bir önümdeki duvara, bir de elimdekilere bakıyorum. Ağır basan elimdekiler olunca çıkış yolu mutlaka buluyorum. Nihayetinde bambaşka iki insan ortak bir hayat sürdürme gayretinde. Bir de üstüne üstlük geçmişten bugüne getirdiği tüm yüküyle bugünü yarına taşımaya çalışıyor. Çocuk sahibi olunca ikimizin de ailesiyle kurduğu ve bizim çocuğumuzla kurduğumuz koskocaman bir iletişim yumağı duruyor ortamızda. İpin ucunu arıyoruz. Biz bulmazsak ileride çocuğumuz da kendi yükünü bir sonraki nesline taşıyacak. Bilinçli olmak, ona tiril tiril, yüklerinden arınmış bir gelecek kurmak sadece bizim elimizde.
Eşiniz bebekle başından beri rahat mıydı?Mesela çekindi mi bakım verme konusunda, kucağına rahat alabildi mi?
Babaçlık diye bir şey yok maalesef. Babalık zamanla oluşan, öğrenilen bir şey. Bu konuda anneye çok iş düşüyor. Babayı oyuna dahil etmek annenin elinde. Kimi anneler istemeden de olsa babayı saf dışı bırakıyor. Babalar da zaten dünden razı. Utanmasa masadan kalkarken annesine ağzını sabunlu bezle sildirecek memleketim babalarından bahsediyorsak hele. Onlar zaten hala bebek gibi hizmet bekliyorlar. Serdar da o bebeklerden biridir valla. Aslında çoğumuz öyleyiz. Erkekler sadece biraz daha fazla. Bunun sorumlusu da aşırı verici olan annelerimiz ve onların anneleri. Bu iki kuşağın etkileri hala çok fazla. Benim için dert yok. Zaten onların da hoşuna gidiyor. Ama benim kuşağım öyle değil işte. Biz de el bebek gül bebeğiz. Bu yüzden hayat müşterektir diyoruz ya zaten. Biraz gerçekçiyim evet ama ne yapayım? Durum bu.
Youtube kanalı fikri nasıl gelişti? İnanılmaz faydalı şeyler anlatıyorsunuz. Nasıl belirliyorsunuz akışı, Pera anlattıklarınızda belirleyici mi?
İhtiyaçtan gelişti diyebilirim. Zaten yaratıcılığı en çok körükleyen şey ihtiyaç. Hamileydim. Birkaç ay sonra sahneye çıkamayacak duruma gelecektim ve bir şeyler yapma ihtiyacı içindeydim. Tam o sıralar internette annelikle ilgili her şeyi takip eder olmuştum. Kendimce görüşlerim de vardı ve bunları Instagram üzerinden paylaşıyordum. Olumlu reaksiyonlar gelince anne-bebek alanına adım atmış oldum. Dedim ki ben bütün anneler adına sorayım, araştırayım. Bu arada başıma gelen acı-tatlı ne varsa paylaşayım. Bu sayede su gibi akıp geçti hamileliğim de, lohusalığım da. Şimdi Pera neredeyse 1,5 yaşında. Biz baya bir kolayladık. Hala yeni hamile kalmış, henüz doğum yapmış ya da ek gıdaya geçiş yapmış annelere tavsiyeler veriyorum hiç üşenmeden çünkü çok hoşuma gidiyor. Biz bir kulüp gibiyiz. Birbirimize benzememize bile gerek yok. Tek arzumuz doğru olanı yapmak. Elimizden geldiğince iyi bir anne olmak.
Doğumdan sonra işe dönmek sizi nasıl etkiledi? Dengeyi kurmayı nasıl kurdunuz?
Ne tuhaf, şimdi bana rüya gibi geliyor o zamanlar. Tabii ki lohusa depresyonu da tam gaz destek oluyordu o dönemki ruh halime kesin. Dengeyi kurmak zor oldu. Hala zorlandığım durumlar var ama çoğunlukla düzene koyduk diyebilirim. Hala günü birlik işlerim dışında şehir dışına girmek ya da uzun çalışma saatleri zor geliyor. Ama bizim de şartlarımız bunlar. Çiftçinin çocuğu, Sirk insanı çocuğu, diplomat çocuğu gibi. Hepsi ailelerinin hayatını yaşıyor. Pera da oyuncu çocuğu. Benim hayatımı en azından kendi kararlarını verene kadar yaşayacak. Hepimiz yaşamadık mı? Ofis hayatı olanın çocuğunun dahi ödediği bedeller var. Canım kızıma hayatımın renkli ve zevkli geleceğini düşünüyorum. Oyuncu çocukları genelde mutlular.
Pera’nın gelişimi için olmazsa olmazlarınız var mı? Takip ettiğiniz oyun grubu ya da yayın?
Yoo, şu anda özellikle takip ettiğim bir şey yok. Oyun grupları için iki yaşını bekliyordum ama fikrimi değiştirdim. Akranlarıyla çok mutlu oluyor. Şu an oyun grubu arayışındayım. Yaz sonu itibariyle Müzisyen Anne’nin Etiler Müzik Okulu’na götüreceğim haftasonları. Müzik eğitiminin bir çocuğa yapılacak en büyük iyiliklerden olduğunudüşünüyorum ama işkenceye de dönüşebiliyor. Çocuğu dinlemek çok önemli. Temel eğitimini alsın. Sonrası onun seçimi.
Ona aktarmak istediğiniz en temel değerler neler?
Dürüstlük. Çünkü dürüst insan hafiftir. Kibarlık. Kibar insanlar başkalarının hayatına karşı özen gösterirler. Bu da bir çok sorunu çözecek önemli bir meziyettir. Özgür irade. İradesi özgür insanlar öncelikle kendi seçimlerini yaşarlar. Böyle yaşayan insanlar da genel olarak hayatlarından memnundur.
Pera'nın doğumu ile eşiniz ve siz yeni rollerinize adapte olmakla ilgili sıkıntılar yaşadınız mı? İlişkiniz bundan nasıl etkilendi?
Tabii ki kolay olmadı. Serdar’ı seviyorum ama anlaşmak ve sevmek aynı şeyler değil. Anlaşmak için doğru iletişim kurmak gerekiyor. Bunun karakterlerle de bir ilgisi yok. Kimi ilişkiler sürüyormuş gibi görünen ama sadece birinin pasif kalıp diğerini idare ettiği ilişkiler oluyor. Halbuki bir ilişki de iki taraf da doyum içinde olmalı. Biz de bunun için gayret gösteriyoruz. Gerekirse atölye çalışmalarına, eğitimlere katılıyor, ilişki terapistine gidiyoruz. Bunlar bizim ilişkimize yaptığımız yatırımlar. Bunun olumlu etkileri tabii ki çocuğumuza da yansıyor. Dikkat ettiyseniz her şeyin güllük gülistanlık olmadığını ve emek gerektirdiğini belirtiyorum sürekli. Mutlu ve hiçbir sorunu olmayan aile pozuna artık kimse itibar etmiyor. Ben de inanmıyorum öyle şeylere. Gerçek hayat; acısıyla tatlısıyla kabul ettiğinde güzel. Önemli olan başına ne geldiği değil; bunu nasıl karşıladığın.
Röportaj: Bengü Kantekin Günal
YORUMLAR