Bir sokakta, bir kapının önünde manasızca birbirine bakan 5 kişiyiz. “Burası mı? Emin miyiz?” “Adreste öyle yazıyor.” “Eh, iyi madem bekleyelim...” Genç bir kız koşarak geliyor. Elinde anahtarlar. Kan ter içinde, ağır bir demir kapıyı açmaya çalışıyor. “İki dakikaya sizi içeri alacağım.” Ve nihayet son anahtar da dönüyor. Bir ricası var: “Beşinizin içeriye aynı anda girmesine imkân yok. 2 kişi girerse rahat edersiniz, zaten 2 kişi alıyor!” Ve uzaklardan koşa koşa altıncımız da geliyor.


Neden buradayız? Burası dünyanın en küçük müzesi. New York’ta ara sokaklardan birinde, Cortlandt Alley’de, sizi herhangi bir yol bulma aplikasyonunun götüremeyeceği bir noktada duruyor.


Adı: Mmuseum. 2012’de açılmış. Dünyada bütün müzeler haftada 7 gün açık kalmayı tartışırken, burası sadece hafta sonları 11’le 19 saatleri arasında gezilebiliyor. Aslında “İçinde durulabiliyor” demek çok daha doğru olacak. Buranın büyüklüğü 5.5 metrekare.


Bush'a atılan ayakkabı...

3 arkadaşın fikri, zaten yukarı katta da ofisleri var. Alex Kalman, Josh ve Benny Safdie. Bu üçlü aynı zamanda bağımsız filmler çeken Red Bucket Films’in sahipleri. Dünyada onlara manasız gelen o kadar çok şey var ki burayı o manasız şeyleri toplayıp anlamlı bir yer yapmaya karar vermişler.


Müzenin üç tarafı raflarla dolu. Raflarda diş macunları, New York’ta kasaların önünde duran “Bahşiş bırakırsanız seviniriz” kutuları, yenmiş atılmış cips paketleri duruyor. Ya da tek bir ayakkabı! Yükte hafif pahada ağır bu tek ayakkabı Iraklı gazeteci Muntader al-Zaidi’nin George W. Bush’a 2008’de fırlattığı ayakkabı. Müzenin sahipleri bu ayakkabı tekinin onlara nasıl ulaştığını gizli tutuyor. Raflarda gerçekten “saçmasapan” deyip geçeceğiniz şeyler de duruyor. Kirlenmiş paralar, bir deste sayısal loto kuponu, bir porno videosu, 2000’lerden kalma bir çift parlak Nike, tıraş bıçakları... Alex Kalman, “Günlük hayatta ne kadar manasız ya da çirkin olduklarına bakmadan ya da bazen güzelliklerini anlamadan tükettiğimiz çok şey var, burası beklenmedik şeylerin müzesi” diyor. Şimdilik müze 5.5 metrekare olarak kalacak. İleriki vakitlerde belki birkaç metrekare daha büyütebileceklerini söylüyorlar.


Müzenin kafesi espresso makinesi

Müzedeki “objelerin” kabul edilmeleri için bazı şartları karşılıyor olmaları gerek: Öncelikle sanat. “Bu da kıymetli babaannemden anneme kalmış, yani vintage” olmayacak. Müzede duran her şey ama her şey bağış yoluyla buraya kadar ulaşmış. Çok cömert bir ziyaretçileri, burası kapılarını kapatmasın diye 5 bin dolar vermiş; insanlık kasası için küçük müzenin kasası için büyük bir para! Burası zaman makinesi gibi. Ama sizi 50 sene önceye de götürebilir, düne de. Müzenin kafesi de hediye dükkânı da var. Kafe, dediğim kenarda duran bir espresso makinesi, hediye dükkânı da yerdeki kutulardan eğilip alabileceğiniz bir tişört ve belki de bir posta kartı. Her şey sizin hayatı ne kadar abartmaya meraklı olduğunuzu yüzünüze vuracak kadar basit!


Müzeyi çok merak edenler için:

Google maps’le yolunuzu bulabilir, 1 (888) 763 8839 numaralı telefondan müzedeki parçaların hikâyesini dinleyebilirsiniz.

Daha detaylı bilgi için; www.mmuseumm.com,

Twitter’da @mmuseumm; İnstagram’da like basmak isterseniz de @mmuseumm.


Teknoloji bu kadar ilerlemeseydi iyiydi de, ilerledi işte!


Haber: Elif Key

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.