Güzellik standartlarının belirlenme öyküsü uzun ama basittir: Moda tasarımcıları kıyafetlerini sergilemek için podyumda yürüyecek ve eserlerini üzerinde taşıyacak kadınların belli ölçülerde olmasını istediler ve olaylar gelişti... Birkaç yüzyıl önce daracık korselerle kum saati gibi gözükmeye çalışırken ayılıp bayılan kadınlarla bugün incecik kalabilmek için sağlığını hiçe sayan kadınlar, aynı sistemin kurbanı.


Öte yandan anne olmakla ilgili kalıplar, emzirmeyle ilgili önyargılar da kadınları bunaltmaya devam ediyorken, iki ay önce Miami’deki bir defilede ilginç bir çıkışa şahit olduk. Model Mara Martin, altın rengi ışıltılı bikiniyi sergilemek üzere podyuma çıktığında, kucağında 5 aylık kızı Aria da vardı. Müzikten rahatsız olmaması için kulağına kulaklık geçirilmiş olan bebek, annesi işini yaparken karnını doyurmaya devam ediyordu.



Bu sadece gösteri amaçlı mıydı, kadın bebeğini emzirip çıksa olmaz mıydı, ne gereği vardı gibi sorgulamalara hiç girmeden devam edelim.


Geçtiğimiz hafta Londra’da gerçekleşen bir defilede sahneye çıkan model Valeria Garcia de benzer şekilde bizleri şaşırtmayı başardı. Önünü açık bıraktığı siyah blazerin içine siyah sütyenini giymişti, sütyeninin içinde de memelerini kaplayan süt pompaları gözüküyordu. Yakın zamanda ikinci doğumunu yapmış olan ve hala emziren Valeria Garcia, bebeği için süt sağarken podyuma çıkmış ilk model olarak kabul edilebilir. Bu da elbette süper akıllı ‘göğüs’ pompası markasının adının bütün dünyada duyulmasını sağlayacak şahane bir reklam hadisesi olabilir ama yine de, nedenini nasılını sorgulamadan sadece birçok annenin çeşitli durumlarda memesindeki sütü sağmak için bazı aletler kullanabileceğini görünür hale getiren tarihi bir hadise olarak bu haberi kenara not edelim...



Sosyal medyanın tüm dünyadaki iletişim biçimlerini kökten etkilemiş olması sayesinde, ‘body positivity’ (beden olumlama) hareketi artık kısa aralıklarla haberlerde gözümüze çarpıyor. ‘Herkes olduğu gibi güzeldir’, ‘güzellik içimizdedir’ gibi mesajlar artık ünlü markalarının tişörtlerinin üzerinde bile yer almaya başladı. Son birkaç yılda, ebeveynlikle ilgili kalıp yargıların da derinden sorgulanmaya başladığına şahit oluyoruz –ne mutlu! Annelik, babalık, hamilelik, emzirme, aile olmak... Toplumda çok net yargılarla var olan bazı kavramlar, artık her fırsatta sorgulanıyor ve artık hiç kimse, sadece birilerinin işine gelen kalıplar içerisinde yer almak istemiyor. Yine moda dünyası ve kalıpların yıkılması temasıyla devam edecek olursak, bu seneki New York Moda Haftası’nda gerçekleşen bir olayı da anmamız gerek. Rihanna’nın Savage x Fenty gösterisinde yer alan ve özel tasarım iç çamaşırları ile poz veren Slick Woods, çekimler devam ettiği esnada doğumunun başladığını ve gösteri tamamlandıktan yaklaşık 14 saat sonra da oğlunu kucağına aldığını açıklamıştı.


Fotoğrafını Instagram’da paylaşan Woods şu mesajı eklemişti: “Bu doğum yapan bir kadının yüzüdür. Ne yaşıyor olursak olalım, bazen bazı şeyleri kendimize saklayıp durumu gayet güzel idare edebiliyoruz. Şunu söylemek için burdayım: Neyi, ne zaman ve nasıl istersem yapabilirim, siz de yapabilirsiniz!”



Bütün bu gelişmeleri kadınların belirli standartlara kurban gitmesinin, güzellik ve doğruluk anlayışının hayatlarımızı olumsuz yönde etkilemesinin, birçok kadının medyada gördüğü ‘ideal kadın’ imgesi yüzünden zorluk çekmesinin artık kabul görmeyeceği bir dünyaya doğru gidiyor olmamız şeklinde değerlendirdiğimizde, kadınlar adına çok olumlu gelişmeler olarak düşünebiliriz.


Reklam maksadıyla olsun, markanın adını duyurmak olsun, hatta isterse bazı markalar bu ‘aykırı’ görüşleri kendi çıkarları doğrultusunda destekliyor olsun; hiç önemli değil. Podyumda emziren bir kadın görmek, emzirmeyi normalleştirmek için atılmış bir adımdır. Bir kadının podyuma meme pompası ile çıkması, her gün sütünü sağan binlerce, milyonlarca kadının omzuna değen bir destek elidir. Ünlü insanların hamileyken pozlar vermesi, hamilelikten sonra kalan göbeğini saklamak için üstün çabalar sarf etmemesi artık kadın bedeninin erkek dünyasına hizmet eden mekanik bir imaj değil, kendi döngüleri olan ‘gerçek’ bir yaşam olduğunu hatırlatmak için harika gelişmeler olarak yorumlanabilir.


Yeni yeni popüler olmaya başlayan bu ‘gerçek kadın’ algısı sevindiriyor; çünkü en önemlisi, bu ilk kez ortaya çıkan bir şey değil, çağlar sonra insanlar olarak yeniden hatırlamaya başladığımız bir şey. Gösteri dünyası, göstergeler dünyası bizi kendi gerçekliğimizden, kendi bedenimizden uzaklaştırmayı başardığı gibi, belki hatasını telafi etmeye başlamıştır ve bize kadının gerçek yüzünü hatırlatmayı seçmiştir... İyi düşünelim, iyi olsun!


Yazı: Duygu İslamoğlu



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.