Peki böyle bir planın içeriği ne olmalı?


Ergen ebeveyni olan, NY Times’tan Bruce Feiler, sıradan tavsiyelerden daha fazlasına ihtiyaç duymuş ve diğer ebeveynlerin bu konuda işe yarar önerileri olup olmadığını öğrenmek istemiş. Feiler, 6 hafta boyunca sosyal medyada ev ödevleri, şifreler, yatma zamanı ve cezalandırmayla ilgili 20 soru sormuş. 60’tan fazla aileden cevap gelmiş ve araştırma bilimsel olmasa da Feiler’ın, evindeki teknolojiyi idare etme şeklini değiştirmiş.


Akıllı telefonları çocuklara kısıtlama yöntemleri nelerdir?


Ankete cevap veren ebeveynlerin büyük çoğunluğu, çocuklarına ilk cep telefonlarını 11-13 yaşları arasında vermiş, bazılarıysa lise yaşını beklemeyi tercih etmişler. Verdikleri telefonlar, her zaman son teknoloji cihazlar değil; akıllı olmayan telefonları, kapaklı telefonları veya kardeşlerden, yetişkinlerden devredilen telefonları tercih etmişler. Ayrıca, kablosuz internet, Siri, hatta internet erişimi gibi özellikleri kapatmışlar.


Diğer yaygın kısıtlamalar arasında “sergilenmesi gereken davranışlara dair bir anlaşma yapmak”, “ödevler dışında, okul zamanında internet kullanılmaması”, “hafta içi, günde 30-60 dakikadan fazla telefonda zaman geçirilmemesi (Cumartesi sabahları sınırsız)” bulunuyor.


Bir diğer kısmi yasaklama, grup mesajlaşmalarıyla ilgili. Anket katılımcılarından biri, “Oğluma, grup mesajlarını ailenin iPad’inde görmesine izin vererek, bu yasaklamayı kabul etmesine yardımcı olabildim,” diyor. “Bu, onun grup gevezeliğinin ne kadar değersiz olduğunu görmesine yardımcı oldu.


Arkadaş ziyaretleri sırasında telefon kullanımıysa başka bir sorun. “Arkadaşlarının evime telefonlarıyla gelmeleri ve çocuklarımla takılmak yerine telefonlarına odaklı olduklarını görmek kadar hayal kırıklığı yaratan bir şey yok,” diyor bir anket katılımcısı.


Feiler’ın en sevdiği teknoloji kısıtlama yöntemiyse: “Sinyal zayıf, telefonlar her zaman çalışmıyor.”


Çocuklara ne zaman telefon verilebileceğine dair tavsiye istendiğinde ortaya bir görüş birliği çıkmış: “Olabildiğince bekleyin. Bir kere telefon verdiğiniz zaman, geri alması çok zor oluyor.






Ev ödevi yaparken internet kullanımı nasıl olmalı?


Çocuklar ev ödevi yaparken arkadaşlarıyla iletişim kurabilmeli mi? Ebeveynlerin üçte ikisi buna “evet” derken, kalan üçte biri “hayır” diyor.


“Evet”çilerin yorumları arasında “Yalnız, çocuklar evin açık alanlarında bulunuyorlarsa” veya “Sadece kapı açıksa (böylece izleyebiliriz)” yer alıyor. Bir başkası da “Bir proje üzerinde birlikte çalışıp çalışmadıklarına göre değişir,” diyor. “Bu durumda mecbur etmek zor oluyor.”


“Hayır”cılar, ev ödevinin bağımsız olarak yapılmasını ve çocukların yardıma ihtiyaç duymaları halinde anne ya da babaya danışmalarını veya ebeveynin bir öğretmenle temasa geçmesi gerektiğini savunuyor.


Bilgisayarların ev ödevi için yaygın olarak kullanımı da çeşitli tepkilere neden olmuş. Bazı ebeveynler oldukça katı yaklaşarak yazım denetimi veya Google docs amacıyla kullanılan bir bilgisayar dışında bütün teknoloji ürünlerini kısıtlamayı tercih etmiş. Bir diğeri, “hiç bir sosyal medya sitesine değil, sadece ev ödeviyle ilgili olan sitelere” erişime izin veriyor. “Sadece eğitim sitelerine izin veriyoruz. Wikipedia kullanımını özellikle istemiyoruz. Araştırma yapmak için her şeyi Google’lamak yerine gerçek kitaplar kullanılmasını şiddetle savunuyorum,” diyor başka bir ebeveyn.


Diğerleri daha gevşek: “Yaşarken ihtiyaç duyacakları araçları kullanmalarına izin vermelisiniz. Yoksa ellerine abaküs vermemiz gerekir.”



Yatma saatinde telefon kullanımı için getirebileceğiniz kurallar


Londra’da bulunan King’s College’deki bir araştırmaya göre yatma saatinde cihaz (cep telefonu, ipad vb.) kullanımıyla yetersiz uyku, kötü uyku ve gün içinde daha çok uykulu olmak arasında “güçlü ve tutarlı bir bağ” var.


Ebeveynlerin çok büyük bir kısmı, yatma zamanında cep telefonlarını yasaklıyor: “Bizim evimizde teknolojinin de bir yatma saati var, ışıkları kapatmadan 30 dakika önce”, “Yatma saatine bir saat kala teknolojiye izin vermiyoruz”, “Akşam saat 9’da kızımız telefonunu aşağı getiriyor, sabah 7’ye kadar telefon orada kalıyor”, “Yatağa girmeden önce telefonların çocukların yatak odalarının dışına alınması gerekiyor.”


Bazı ebeveynler hafta sonları veya çocuklar büyüdükçe istisna yapıyor. Az sayıda ebeveyn hiç bir kısıtlama yapmıyor ancak teknoloji dostu bir annenin dediğine göre “Kulaklıklara izin yok! Bir gece karbon monoksit detektörümüz alarm vermeye başladı ama oğlum kulaklıkla uyuduğu için uyanmadı.”


Tam zıt kutuptaki bir baba da geceleri belli bir saatte Wi-Fi’ı (kablosuz internet bağlantısı) kapatıyor ve “Aynı kurallar ama daha iyi bir uygulama,” diyor.


Telefonların yatak odası dışında şarj edilmesini gerektirmek de popüler: “Evimizdeki herkes, yatmadan önce telefonunu mutfaktaki bir şarj istasyonuna takıyor”, “Cihazlar mutfakta şarj ediliyor. (Çok yemek yapıyorum ve bir gözüm telefonlarda oluyor, özellikle de çocuklar cezalı oldukları ve telefonlarını alıp sıvışmaya çalıştıkları zaman)”, “Yatma saati gelince cihazlar şarj için banyoya gidiyor.”


Bir anne, belli bir yer belirlememekle birlikte, çocuğun odasında şarja izin vermiyor. “Kocam ve ben sadece, ‘sorumluluk denetimlerimiz’ sırasında telefonların nerede şarj edildiğini soruyoruz. Çocuklar kuralı çiğnemeye kalkarlarsa cihazın ‘hapse’ gireceğini biliyorlar.”



Çocuğunuzun sosyal medya ile arası nasıl?


Bir çok ebeveyn, telefonunu yeni alan çocukları tek bir sosyal medya platformuyla kısıtlı tutuyor: “Sadece Snapchat. Instagram, Twitter, Facebook yok”, “Sadece Instagram ve arada sırada kontrol ediyorum”, “Sadece tek bir platform.”


Sitelerden bağımsız olarak çoğu ebeveyn şifreleri ve kullanıcı adlarını bilmekte ısrarcı: “Benim kurallarıma göre, oğlum 18 olana kadar bütün hesaplarının şifrelerini alıyordum. Ara sıra ufak kontroller yaptım”, “Bütün kullanıcı adları ve şifreleri bende ve değişirlerse kızım bendeki listeyi de güncellemek zorunda. Bir hesaba girmeye çalışır ve giremezsem, şifreyi alana kadar telefonu bende kalıyor.”


Ebeveynler gerçekten çocuklarının online (çevrim içi) davranışlarını kontrol ediyor mu?

Bazıları ediyor: “Mesajları sıkça okuyorum”, “Oğlumuzla ’arkadaş’ız veya bütün sosyal medya hesaplarını takip ediyoruz, böylece bütün mesajlarını görüyoruz”, “Odasına girdiğimde kızım cihazını sakladığı zaman bütün mesajları okumayı talep ettim”, “Rastgele denetimler yapıyorum. Dijital vatandaşlık ve pozitif sözcükler hakkında konuşuyoruz.”


Öte yandan bazıları, çocuklarını serbest bırakmayı tercih ediyor: “Mesaj yazmaya başladıkları zaman, rastgele mesajları okuyordum. Ve okuduklarım hakkında sorular soruyordum ("Arkadaşınla futbol hakkında konuştuğunuzu gördüm” veya "Arkadaşınla sınıftaki başka bir çocuk hakkında konuştuğunuzu gördüm.") Böylece, okumasam bile, herhangi bir zaman, herhangi bir mesajı okuyabileceğimi biliyorlar”, “Neredeyse bütün mesajları çok sıkıcı.”


Dijital teknolojinin içine doğmuş çocuğa getirilebilecek kısıtlamalar


Çocuklar aile kurallarını çiğnerse ne oluyor? Dijital teknolojinin içine doğmuş birisini uzun bir süre cep telefonu veya tablet gibi bir cihazdan ayırabilmek gerçekten mümkün mü? Şu işe bakın ki, bir çok ebeveyn buna “evet” diyor.


“Daha küçükken evet”, “Evet, kızımız buna karşılık veriyor”, “EVET!! Bu en büyük motivasyon unsuru”, “Evet. Ağlıyorlar ve diş gıcırdatıyorlar ama sonra yapacak başka şeyler buluyorlar,” “Ben bunu yaptım. Başlarda çok kızıyor ama sonra sakinleşiyor. Geçen baharda 3 haftalık bir dijital temizlik yaptım. 3 gün boyunca her gün kızgındı ama keyfi daha çok yerindeydi.”


Çocukların kısıtlamalara uymalarını sağlamanın diğer bir yaygın yolu da aşımlar için ödeme yaptırmak. “Ücreti biz ödüyoruz ama aşım masrafını kızımıza ödetiyoruz”, “Veriyi de kesiyoruz”, “Artık daha fazla kazanmak için aile arkadaşlarımıza bebek bakmaya gidiyor ve temel bütçelendirmeyi öğrenmek zorunda kalıyor.”



Aile ile geçirilen zaman önemli


Teknoloji hakkındaki belki de en büyük şikayet, aile zamanından yiyor olması. Peki ebeveynler, bu zamanı geri almak için ne gibi teknikler kullanmışlar?


İlk olarak, teknolojisiz yemekler. “Hiç bir yemekte cihaz kullanımına izin yok”, “Masaya telefon getirmiyoruz ve bu sadece bizim evimizde geçerli değil. Kardeşlerim, kuzenlerim, yeğenlerim ve annemin evinde de aynı kural geçerli. Kimse sızlanmıyor, herkes buna uyuyor”, “Yemeklere cihaz getirmiyoruz. Arabada kulaklık taktırmıyoruz.”


İkinci olarak, pozitif alternatifleri düşünün. “Telefonları bir yük haline getiren şeyler yapıyoruz. Hızlı hareket gerektiren bir oyun oynamak, yürüyüşe çıkmak, konserlere veya performanslara gitmek”, “Birlikte film izliyoruz, bahçede ateş yakıyoruz veya hava sıcaksa yüzüyoruz ve sadece kutu oyunlarına izin verilen oyun gecemiz var. Şikayet ediyorlardı ama artık favori oyunlarını buldular ve artık iple çekiyorlar.”


Birlikte yapıcı bir şeyler yapın. Herkesin (anne ve babanın bile) ellerinin kirlenmesini sağlayın. Çoğunlukla birlikte yemek yapıyoruz ve bazıları çok kötü yemekleri oluyor ama sorun değil, çünkü birlikte yapıyoruz.


Son olarak, yapacak başka hiç bir şey kalmamışsa, çoğu, eski ebeveynlik moduna geçerek tehdit, rüşvet ve utandırmaya başvuruyor.


Tehditler: “Rastgele bağırıyorum ‘Bırak şu telefonu artık!’ diye. Bu, beş dakika için kullanımlarını kısıtlıyor.”


Rüşvetler: “Ebeveyn ve çocuk gecesi. (Anne ve baba dönüşümlü olarak bir çocuğu gezmeye çıkarıyor, dördüncü hafta anne ve baba birlikte çıkıyorlar.)”


Utandırma: “Aile zamanında eline bir cihaz alırsa mesajları açıyoruz ve kocamla birlikte dramatik bir şekilde okuyoruz.”


Bu, en dertli ebeveynlerin bile uygulayabileceği bir teknik. Bu günlerde, sorunlar telefonla başlıyor olabilir ancak çözümün kaynağı hala evlerde.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.