Kadınların kansere karşı mücadelesine dikkat çekerek, kanser ile ilgili süreçlerde kadınlara farkındalık yaratmayı ve tarama-tanı-tedavi süreçlerine destek sunmayı amaçlayan “Kadın Kansere Karşı” projesinin ilk adımı bugün atıldı.


İpek Açar moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda projenin detaylarını Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, Pembe İzler Derneği Başkanı Arzu Karataş, Türk Kanser Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Murat Atay ve Roche İletişim Direktörü Meltem Ersöz anlattı. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Demir, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras ve Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Güngör ise kadın kanserleri konusunda bilgiler verdi.


Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, Türk Kanser Derneği'nin 52 senelik bir dernek olduğunu ve yaklaşık 1 milyon hastaya dokunduğunu açıkladı ve erken tanının önemine değinerek “Kanserden değil geç kalmaktan kork” mesajını verdi. Burak Duruman sözlerine şöyle devam etti: “Dünya bu konuda çok duyarlı, biz de çok duyarlı olmalıyız. Logolu kemoterapi kutuları hazırladık. Bu kutular şimdilik yalnızca çocuklar için ancak büyüklerimize de moral lazım.





Türkiye'de ilk defa iki dernek bir proje için el ele veriyor


Pembe İzler Derneği Başkanı Arzu Karataş ise konuşmasında “Kanser benim için çok korkunçtu ve ben çok bilinçsizdim. Derneğimizi 2014 yılında kurduk. 'Kanser korksun kadından' sloganı ile yola çıktık. Kısa zamanda da uzun yollar aldık. Neden ben sorusunun cevabını şimdi verebiliyorum. Yaptığımız çalışmalar sonucunda kazandığımız paralarla sosyal imkanı olmayan insanların tedavisini üstleniyoruz. Hem maddi hem manevi destek olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı


Roche İletişim Direktörü Meltem Ersöz ise konuşmasında istatistiki verilere yer verdi. Meltem Ersöz “Dünyada her yıl 1 milyon kadına meme kanseri tanısı koyuluyor; her 19 saniyede 1 kadın meme kanseri olduğunu öğreniyor; 1 dakikada bir kadın meme kanserine yenik düşüyor” dedi ve sözlerine şunları ekledi “Kadının yanında olmak, onu bilinçlendirmek, ona destek olmak temel amacımız. Kadınları, kadın kanserleri konusunda bilinçlendirmeliyiz.



“Doğru bildiğimiz yanlışları düzeltmeliyiz”


Seminerin ikinci oturumunda kadın kanserlerine yönelik bilgiler verildi. İlk sözü alan Prof. Dr. Gökhan Demir, “Bilgi korkuyu yener” ifadesini kullanarak kanserin coğrafi farklılıklar gösterebilen bir hastalık olduğunun bilgisini verdi. “Akdeniz coğrafyası kanser sıklığının en az görüldüğü coğrafyadır, Antalya ise Türkiye'de kanser sıklığının en az olduğu şehirdir” dedi.


Diğer ülkelere oranla, Türkiye'de genç kanser olma sıklığının daha fazla olduğuna değinen Prof. Dr. Demir, “Bu bilgi bize genç hanımların meme kontrollerini mutlaka yapması yönünde mesaj veriyor” ifadesini kullandı. Konuşmasına “Kadın kanserlerinden bir diğeri sıklığı ülkenin gelişimi ile ters orantılı olan rahim ağzı kanseri. Rahim ağzı kanserinde erken teşhis çok önemli düzenli jinekolojik kontroller yapılmalı” sözleri ile devam eden Prof. Dr. Demir, son olarak şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıllarda tedavi süreci cerrahi, kemoterapi, radyoterapi şeklinde ilerliyordu. Ancak günümüzde kemoterapi dışında ilaçlarla hastalığı tedavi etmeye başladık. İmmünoterapi yöntemi ile çok önemli gelişmeler elde ettik. Bağışıklık sistemini uyararak yapılan bu çalışma başarılı sonuçlar verdi.


Prof. Dr. Cihan Uras da meme kanserinin genç yaşta görülebildiğine dikkat çekti ve şu ifadeleri kullandı: “Farkındalık çok önemli. 'Ben gencim, bende olmaz, ailemde kanser hastası yok bu yüzden kanser olmam' düşünceleri son derece yanlış. El muayenesi sonucunda kitlelerin süt bezesi olduğunu düşünen hastalar var bu düşünce ile geç kalınabiliyor.”


Tarama programlarına katılmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Uras: “Gelin, kendinizi kontrol edin ve bilinçlenin. Kendi memenizi 20 yaşından itibaren tanıyın. Düzenli olarak memenizi muayene ettiğinizde kendinizi tanıyan en iyi kişi siz olacaksınız” dedi.



Prof. Dr. Mete Güngör ise kadın kanserlerinin çeşitlerine değindi: “Konuşulacak üç kanserimiz var. Bunlar: Rahim ağzı (Serviks), yumurtalık (Over) ve meme kanseri... Düzenli kontrollere giden, tarama methodlarını uygulayan kişiler serviks kanserini önlenebilir. En çok zorlandığımız kanser türlerinden biri yumurtalık kanseridir. Ancak yumurtalık kanseri de yıllık olarak jinekolojik muayenelere gelinirse başlangıç aşamasında tespit edilebilir bu nedenle yumurtalık kanserinin saptanmasında rutin kontroller çok önemlidir.”


Kanser cerrahisinde yaşanan büyük değişikliklere değinen Prof. Dr. Güngör son olarak şu ifadeleri kullandı: “Son 5-10 yıl içerisinde kapalı ameliyat yapabiliyoruz bu sayede hastalar erken ayağa kalkabiliyorlar. Kanser ne yazık ki erken yaşlarda da görülebiliyor, biz ise gelişen teknolojiler sayesinde erken yaşta kanser olan hastaların tedavisinde standart bir yöntem uygulamıyoruz ve onların doğurganlıklarını koruyabiliyoruz.”


Haber: Dilay Argün

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.