12 Eylül 2016 akşamı kadına yönelik şiddet mağdurlarına ne yazık ki bir yeni isim daha eklendi. O isim 'Şortlu hemşire' olarak bilinen Ayşegül Terzi oldu. Biz de Ayşegül Terzi'nin başından geçen olayları, dava sürecini ve insanların tepkilerini bir araya getirmek istedik.


İstanbul Maslak'taki bir hastanede çalışan ve görevinin bitmesinin ardından evine dönmek için otobüse binen Ayşegül Terzi (23) yolculuğu sırasında önce sözlü tacize uğruyor. Bir röportajda kulağında kulaklığın olması sebebiyle kendisine ne söylendiğini duymadığını söyleyen Terzi, yaşadığı olayın başını şu cümlelerle anlattı: “Hiçbir şey duymadım çünkü kulaklıklarım vardı, müzik dinliyordum. Ama belki de duysaydım önlem alabilirdim. Ne bileyim belki de kaçardım başka bir tarafa giderdim. Görgü tanıklarından duyduğuma göre, 'Şeytan, ölmesi lazım' diyormuş. Yerine oturduktan sonra da 'Ölmesi lazımdı niye ölmedi' demiş.”


Olayın ardından kamera kayıtları ve çeşitli araştırmalar sonucunda saldırganın kimliği belirlendi. Aranan ismin 35 yaşındaki güvenlik görevlisi Abdullah Çakıroğlu olduğu ortaya çıktı ve 5 gün içerisinde saldırgan tutuklandı.


Ayşegül Terzi'ye yapılan bu harekete insanların tepkisi ise 'şortlu' oldu. Kadın ve erkeklerden oluşan bir grup şort giyip Beşiktaş'ta buluşarak şort giydiği için fiziksel şiddetine maruz kalan Ayşegül Terzi'ye destek eylemi düzenledi.








Ünlü isimlerden de Ayşegül Terzi'ye destek tweetleri geldi. Hadise, Doğa Rutkay, Birce Akalay, Gani Müjde, Metin Feyzioğlu kararı eleştirenler arasındaydı.














İlk dava 26 Ekim Çarşamba günü İstanbul Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İlk duruşmada tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ve avukatı, Ayşegül Terzi ile çok sayıda kadın avukat hazır bulundu. Duruşma salonuna ilk olarak hemşire Ayşegül Terzi'yle annesi, babası ve avukatları alındı. Ardından duruşmaya sanık Abdullah Çakıroğlu getirildi. Edinilen bilgilere göre saldırganı ile yüzleşen Ayşegül Terzi gözyaşlarına boğuldu.


İddianamenin okumasının ardından savunmasını yapan Abdullah Çakıroğlu, “İş yerinde hastalığım nüksetmişti. Bu da telefon kayıtlarında vardır. Ege'de Murat diye bir hoca efendiden ilaçlarımı istemiştim. Hastalığım ilk başladığında 2 sene önce ona gitmiştim. İlaç verdi, tedavi oldum. Kendime gelmiştim. Son zamanlarda ise kendi kendime konuşma hallerim artmıştı” ifadelerini kullandı.


Bu ilk ifadelerden anlayacağımız üzere Abdullah Çakıroğlu akıl sağlığının iyi olmadığını iddia ediyordu. Nitekim savunmasına şu cümlelerle devam etti: “2 sene kimseye bulaşmadım. Sonra rahatsızlığım nüksetti. Kendi kendine konuşma, bağırma, çağırma hallerim arttı. 2-3 gün üst üste nöbete kalınca psikolojim arttı. Konuşma seanslarım arttı. Otobüsteki hadise vuku buldu.”


Çakıroğlu'nun Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün kaldığını söylemesinin ardından hakim, “Erenköy dışında bir yerde tedavi gördün mü” diye sordu. Sanık, “Hocaya gittim, beni okudular, cinler musallat olmuş dediler” şeklinde cevap verdi.


İddianamesinin devamında Ayşegül Terzi'nin oturuşunun müstehcen olduğunu ve topluma uygun giyinmediğini iddia eden Abdullah Çakıroğlu'nun Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden gönderilen rapora göre suç tarihinde akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınması gerektiğinin değerlendirilmesine karar verdi.


Sanığın alınacak rapora göre kısmi ya da tam akıl sağlığı bozukluğunun tespit edilme ihtimalini dikkate alan mahkeme Çakıroğlu'nun tahliyesine ve Ayşegül Terzi'nin ev ve iş yerine 6 ay boyunca yaklaşmaması yönünde bir karar aldı. Bir sonraki duruşmanın tarihi ise 21 Aralık oldu.





Karar toplumun her kesiminden büyük tepki aldı. Ve kararın hemen ardından başsavcılık, Çakıroğlu'nun tahliye kararına itiraz etti. Başsavcılığın itirazı üzerine hakkında tutuklamaya yönelik çıkarılan yakalama kararının ardından Çakıroğlu'nun 2. kez tutuklanmasına avukatı itiraz etti. 01 Kasım günü itiraz talebi kabul edildi ve saldırgan Abdullah Çakıroğlu tahliye edildi.


Tutuklama talepleri reddedildi


Ara kararını açıklayan mahkeme hakimi, Ayşegül Terzi'nin yaralanmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan istenen raporun dönüşünün beklenmesine karar verdi. Sanık Çakıroğlu'nun tutuklanması taleplerini reddeden mahkeme hakimi, sanığın avukatınca Adli Tıp Raporu'na yönelik yapılan itirazı da raporun yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddetti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Çekmeköy'de, belediye otobüsünde hemşire Ayşegül Terzi'yi darbeden Abdullah Çakıroğlu'nun "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme", "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "kasten yaralama" ve "hakaret" suçlarından 9 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.


Ve karar...


Çekmeköy'de belediye otobüsünde Ayşegül Terzi'yi darbettiği gerekçesiyle yargılanan Abdullah Çakıroğlu'na 3 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Ayşegül Terzi gelmezken, tutuksuz yargılanan sanık Abdullah Çakıroğlu ile avukatı katıldı. Duruşmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, barolar ve bazı kadın platformlarının avukatları da yer aldı. Mahkeme hakimi, sanık Abdullah Çakıroğlu'nu 'inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme', 'kasten yaralama' ve "hakaret" suçlarından toplam 3 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı.


Sosyal medyada ceza kararına gelen tepkiler ise şöyle:














Ayşegül Terzi'ye darp girişiminin ardından sosyal medyada konu hakkında atılan tweetler şöyleydi:
















Derleyen: Dilay Argün

Manşet fotoğrafı: CNN Türk

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.