YÖK’ün üniversitelerin açılacağı tarih olarak 1 Ekim’i açıklamasının ardından eğitimin online mı yüz yüze mi olacağı soruları ön plana çıkmaya başladı. 13 Ağustos 2020 tarihinde yapılan açıklamada, üniversitelerin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamaları istendi. Bunun yanı sıra kampüslerdeki öğrenci sayısının seyreltilmesi ve kampüs için hareketliliğin azaltılması yönünde üniversitelere karar alma imkanları tanındığı açıklandı. Üniversitelerin açılış tarihleri 1 Ekim 2020 sonrası olarak belirlenirken her üniversitenin fakülte ve program bazında farklı uygulamalar yapabileceği belirtildi. Böylece üniversiteler için de hibrit eğitim modelinin önü açıldı.


Hibrit eğitim modeli, “karma öğrenme”, “karma eğitim modeli” gibi isimlerle de anılıyor ve yüz yüze eğitim ile online eğitim ortamının bir arada bulunması durumunu özetliyor. Hibrit modelde uzaktan eğitim ile canlı-yüz yüze eğitim bir arada gerçekleşiyor. Öğrenci sayısı seyreltilmiş olan sınıflarda yüz yüze dersler devam ederken, öğrencilerin geri kalanı da dersi uzaktan ve internet üzerinden takip ediyor.


Tüm dünyada bugüne kadar 20 milyondan fazla kişinin enfekte olduğu ve pandemi boyutunda seyreden Covid-19 salgını, yüksek öğretim düzeyinde ülkeler arasında farklı yaklaşımlarla karşılanıyor. Bazı ülkeler 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminin tamamen dijital ortamda uzaktan eğitimle yapılacağını, bazı ülkeler ise online (çevrimiçi) ve karma eğitim modelini uygulayacaklarını, fakülte ve programlara göre uzaktan öğretim yöntemlerini belirleyeceklerini açıkladı.


Yükseköğretim, ilköğretim ve liseden farklı bir dinamiğe sahip olarak öğrencilerin ve öğretim üyelerini farklı açılardan ilgilendiriyor. Üniversite hayatında kampüs hayatı, yurt veya evde konaklama, kongreler, değişim programları, atölyeler ve uygulamalı eğitimler yer alıyor. Yurt dışı eğitim ayağının en büyük payını da üniversite öğrenimi oluşturuyor. Türkiye’de yüksek öğretimde 45.000’e yakın program bulunuyor. Pandemi şartları dolayısıyla eğitim programlarının uygulamalarında da farklılıklar yaşanması kaçınılmaz görünüyor.


Eğitimin geleceği için online dersler hem öğretim üyeleri hem de öğrenciler için bazı açılardan geliştirici bir deneyim olsa da belirsizlik, çevrimiçi dersleri takip etmek için gereken donanım, konaklama gibi konular özellikle de okumak için başka şehre veya ülkeye giden öğrenciler için değişim süreçlerini de beraberinde getiriyor.


Pandemi döneminde üniversiteler

Eğitimin nasıl yürütüleceği, nasıl bir sistem kullanılacağı, hibrit eğitimin nasıl olacağı, derslerin verimliliği 2020-2021 eğitim-öğretim döneminde üniversitelerin en önemli gündemi olacağa benziyor. Teknolojinin kullanıldığı bölümler için online veya hibrit-karma eğitime adapte olmak zor olmasa da diş hekimliği gibi yüz yüze etkileşimin ve uygulamalı derslerin olduğu bölümler için eğitimin verimliliği ve öğrencilerin adaptasyonu tartışılıyor.


İlköğretim ve lise kademesindeki devlet okullarında dersler EBA TV üzerinden yürütülürken özel okullar da Zoom, Webex gibi çevrimiçi araçları veya kendi geliştirdikleri platformları kullanıyor. Yüksek öğrenimde ise YÖK tarafından online eğitim kapasite artırımına gidildiğini açıklanırken online eğitimle verilecek ders oranı %40 olarak duyurulmuştu. Üniversitelerin, 13 Ağustos’ta YÖK’ün yaptığı açıklama sonrasında bölüm ve fakülte bazında ihtiyaçlara göre çözümler geliştirilmesi bekleniyor.


Yurt dışındaki üniversiteler arasında ise uygulama farklılıkları görülüyor. Örneğin İngiltere’deki sanat üniversitelerinden biri olan Arts University Bournemouth, kademeli başlangıç yapacağını açıklayan kurumlar arasında görülüyor. Kurumdaki tüm bölümlerin birbirinden farklı tarihlerde başlaması planlanıyor. Böylece yüz yüze eğitimde bir araya gelecek olan öğrencilerin sürekli aynı kişiler olması yönünde bir tedbir düşünülüyor.


Viyana’da devlet üniversitesinde öğrenim gören üniversite öğrencisi İlhan Angın, Koronavirüs’ün eğitim hayatına etkileri konusundaki deneyimlerini şöyle paylaşıyor:

“Viyana'da, İtalya'da yaşanan Corona krizinden sonra okulların ve üniversitelerin kapanması beklenmedik bir durum değildi. Sömestr başlangıcında bazı profesörler, Koronavirüs nedeniyle uzaktan eğitime geçilirse nasıl devam edeceklerini çoktan planladıklarını ve öğrencilerin mağdur olmayacaklarını söylemişlerdi. Ben bilgisayar fakültesinde öğrenci olduğum için, profesörlerimin çoğu teknolojiye aşina insanlar. Üniversite tarafından geliştirilen, Zoom benzeri ama web tarayıcı tabanlı Big Blue Button ile derslere devam ettik. Teknik aksaklıkların olabileceği de göz önünde bulundurarak, derslerde katılım zorunluluğunu kaldırdılar. Sınavların çoğu Moodle üzerinden yapıldı. Öğrencilerin kopya çekmesini engellemek adına sınavdan sonraki 3 hafta içinde rastgele seçilen öğrenciler kameralı sözlü sınava tabi tutuldu ve sözlü sınavda kalan öğrenciler not olarak X aldı. X Avusturya’da transkriptte gözüken ve kopya çektiğini belirten bir nottur. 3 kez X alan öğrencinin okulla ilişiği kesilir.”


“Haziran ayına kadar mümkün olan tüm sınavlar ve projeler online devam etti. Haziran başlarında ise önemli derslerin fiziksel sınavlarının yapılmasına izin verildi. Sınavlarda ise; oturana kadar olan süre boyunca maske takmak zorunluydu. Öğrencilerin arasında 1,5 metre mesafe vardı ve oturduktan sonra maskeyi çıkarıp normal bir şekilde sınav yürütülebildi. Açıkçası Corona süreci benim için çok sıkıntılı geçmedi. Okuduğum bölüm bilgisayar ve proje odaklı bir bölüm olduğu için yaşadığım tek sıkıntı grup projelerinde diğer grup üyeleriyle uygun zaman bulmak ve toplantı yapmak oldu. Profesör desteği gereken grup projelerinde 3 kişilik grup ve dersin 2 profesörüyle beraber Skype görüşmeleri yaparak destek aldık.”


Türkiye’de Covid-19 pandemisinin ilk etkilerinin görüldüğü zamanlarda online eğitim deneyimini nasıl yaşadıklarını, bundan sonrası için neler planladıklarını sorduğumuz üniversite öğrencileri ise “Adapte olma süreci üniversitenin imkanlarına ve önceden sahip olduğu alt yapıya göre, ayrıca okunan bölüme göre değişiyor. Atölye tarzı veya uygulamalı eğitimi olan bölümler için eğitim süreci oldukça zor oluyor.” diyerek görüşlerini belirtiyor. Devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasındaki farklara bakıldığında, özel üniversitelerin genellikle bu dönemi aksaklıklar olmadan yürütebildikleri gözlemlenmiş. Üniversite öğrencileri, online eğitim yerine tüm derslerin yüz yüze olmasının daha verimli ve keyifli olduğunun da altını çiziyor.


İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan öğrenciler için uzun mesafelerden ve kalabalık olan toplu taşıma araçlarından uzak kalma imkânı çevrimiçi eğitimi avantajlı hale getirse de kampüs içi yurtlarda kalanlar için bazı dezavantajlar ortaya çıkmış durumda. Kampüs hayatının Koronavirüs açısından riskli olabileceğini düşünen bazı öğrenciler, 1 veya 2 arkadaşlarıyla birlikte ayrı eve çıkarak riski azaltma ve masrafları bölüşme yoluna gidiyor. Bu yöntemin daha avantajlı olup olmadığını görmek içinse zamana ihtiyaç olduğu söyleniyor. Düzen değişikliği her halükârda ek masraflar getiriyor.


Çevrimiçi uzaktan eğitimin öğretim görevlilerini öğrencilerden daha çok zorladığı da öğrenciler tarafından da gözlemleniyor. Öğrenciler canlı derslere katılımı, ayrıca ders içeriklerine erişimi sonradan telafi edebilseler de öğrencileri uzaktan takip etmek, ödevler için her bir öğrenciyi ayrı ayrı değerlendirmek, iletişim trafiğini yönetmek öğretim görevlileri için zorlayıcı süreçler olarak görülüyor. Öğrenciler online eğitime adaptasyonda daha ziyade konaklama ve yaşamsal giderler açısından değişim yaşamakla baş başa kalmış görünüyor.


Eğitimin ücretlerinin azaltılması talebi tartışılıyor

Hibrit eğitim modeli gibi uzaktan eğitimin dahil olduğu sistemlere geçilmesi, okullara ödenen yüksek ücretleri de tartışma konusu haline getirmiş durumda. Eğitim ortamının değişmesi ve öğrencinin dersleri ağırlıklı olarak kendi imkanlarıyla çevrimiçi olarak takip etmesi, okulların öğrenim ücretlerini azaltması konusunu gündeme getiriyor. Özellikle de yurt dışındaki tartışmalarda, Harvard gibi yüksek bütçeli kurumların, öğrencilerini desteklemek için daha fazla kaynak ayırabileceği yönündeki görüşler göze çarpıyor.


Üniversiteler söz konusu olduğunda eğitim-öğretim masraflarının içine konaklama ve yemek gibi masraflar da giriyor. Derslerin çoğunluğunun çevrimiçi yapılması gibi yenilikler, kampüs içindeki yurtlarda kalan öğrenciler için de seçim yapma gereğini ortaya koyuyor.


İlköğretim ve lise kademesinde bazı veliler pandemi döneminde uzaktan eğitim nedeniyle özel okul ücretlerinin yeniden belirlenmesi talebiyle imza toplayarak kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Ülkemizde ilköğretim ve lise kademesindeki özel okullarda ücret tartışmaları sürerken, bazı ülkelerde öğrencilerin bir kısmının uzaktan eğitim ve getirdiği şartlara zorunlu tutulması büyük tartışmalara yol açmıştı. ABD Başkanı Trump, 6 Temmuz'da yaptığı açıklamada, Covid-19 salgını nedeniyle tamamen internet üzerinden eğitime geçen üniversitelerde okuyan yabancı uyruklu öğrencilere yeni vize verilmeyeceğini söylemiş, halen ülkede bulunan öğrencilerin de ülkeyi terk etmeleri gerektiğini ifade etmişti. Öğrencilerin yasal statülerinin korunması için kısmen ya da tamamen yüz yüze eğitim veren diğer üniversitelere geçmeleri zorunluluğu büyük tartışmalara yol açmış, 40’tan fazla yüksek öğrenim kurumu ve 17 eyalet, kararın iptali için dava açmıştı. Başlatılan hukuk mücadelesi sonucunda karar iptal edilmiş olsa da asıl tartışmalar, eğitim ücretleri konusunda yaşanıyor.


Köklü kurumlardan beklentiler, pandeminin başından beri mağdur olan öğrencilerden 2020-2021 eğitim öğretim döneminde aynı ücretleri talep etmemeleri yönünde dikkat çekiyor. Benzer beklentinin ülkemizdeki ilköğretim ve lise kademesindeki eğitim kurumları için de geçerli olduğundan bahsetmek yanlış olmaz. Özel eğitim kurumları ücretler konusunda indirim yoluna gitmese de bazı okulların yemek ve genel gider kalemleri gibi birkaç konuda velilere ücret iadesi yaptığı duyuluyor.


Koronavirüs yayılım hızı ve sonbahar-kış dönemine dair belirsizlikler devam ettiği için özel okulların ücretleri revize etmeyi planlamadığı görülüyor. Öte yandan hem yurt dışında hem de yurt içindeki bazı farklı görüşler, uzaktan veya hibrit eğitimin mecburi bir dönüşüm olduğu, eğitim kurumlarının da kendi tecrübelerini bu yeni sisteme aktardıkları, dolayısıyla eğitim içeriğinin değişmediği yönünde. Küçük yaş grubu öğrenciler içinse okulların bir nevi bakım hizmetini sağlaması da söz konusu oluyor. Sosyal-duygusal gelişimin devam ettiği anaokulu ve ilköğretim döneminde okul ortamında yaşanan deneyimler eğitimin bir parçası halinde oluyor. Üniversite öğretiminde eğitim uzaktan olsa da deneyimli akademisyenlerle etkileşime devam etme imkânı devam etmiş oluyor. Tartışmalara bakıldığında, okul ücretlerini azaltmanın üniversite düzeyinden ziyade ilköğretim için söz konusu olmasını daha fazla gündeme getiriyor.


Yurt dışı eğitim danışmanlık firması ICES Türkiye’nin, yurt dışında çalıştığı üniversitelerin bir kısmıyla görüşerek derlediği bilgilere göre, 50’den fazla üniversitenin pandemi dolayısıyla farklı yollar izleyeceği görülüyor. Bazı üniversitelerin, tüm öğrenci adaylarının aynı anda etkilenmesi durumunda dönem erteleme modelini düşündüğü görülüyor. Olası bir büyük ölçekli seyahat engeli durumunda üniversitelerin dönem başlangıcını ertelemesi de özellikle yurt dışından öğrencisi yoğun olan üniversitelerin düşündüğü önlemler arasında yer alıyor. Eğitim-öğretimle ilgili planların yanı sıra konaklama da öğrenciler açısından pandemiden etkilenen konulardan biri. Kampüs içi veya kampüs dışı yurtlar, paylaşımlı apartman daireleri veya aile yanı seçeneklerin koşulları da pandemiden etkileniyor. Yurt dışı eğitimle ilgili planlanan önlemler arasında ilk olarak birinci dönem eğitiminin online alınabilmesi, hak kazanılan eğitimin 1 veya 2 dönem ertelenmesi ihtimal dahilindeyken, yurt dışından gidecek olan öğrencinin mücbir sebep dolayısıyla vazgeçmesi durumunda iptal ve ücret iadesinin söz konusu olması da söz konusu olabiliyor.


Covid-19 pandemisi sürerken; tüm dezavantaj ve avantajlarıyla birlikte, online eğitimle yüz yüze eğitimin bir arada yürüdüğü hibrit ve karma eğitim modellerine geçilmesi zorunlu hale geldi. 2020-2021 eğitim öğretim dönemi boyunca edinilen deneyimlerle birlikte, “Nasıl bir eğitim?” sorusunun cevabı için tüm dünyanın önünde uzun bir yol olduğunu görülüyor.


Derleyen: Senem Tahmaz



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.