Şifalı arı gıdalarını önce kendi sofrasına taşımak amacıyla üç yıl önce yola çıkan Müjde Hanım, markası BeeDuru ile geçen Şubat’ta Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) ‘Tarımda Kadın’ projesine seçilen 21 kadından biri oldu. Türkiye’nin dört bir yanındaki tarım yapılmayan yani ilaç kullanılmayan bölgeleri keşfederek arıcı ailelerin bal, polen, arı sütü ve propolislerini değerlendiren girişimci Müjde Duru, sorularıma şöyle yanıt verdi:
Kendinizden söz eder misiniz? Kendi markanızı kurana kadar neler yaptınız?
Kurumsal hayat ile dolu dolu geçen 20 yıl. Perakendecilikte önde gelen markalardan Boyner, Gima, Marks&Spencer, Teknosa ve Gratis gibi holding şirketlerinin yatrım ve girişimlerinin kuruluş, projelendirme ve yönetme deneyimleri ile zenginleşen bir dünya görüşü edindim diyebilirim. Kapitalist sisteme tam uyum sağladığım, kariyer basamaklarını hızla tırmanan, idealist ve üretken yıllardı.
Müjde Duru
Dünya Arı Günü’nde doğdu
Niçin arıcılık? Bu alanı nasıl keşfettiniz? Girişimci olmaya nasıl karar verdiniz? İşinizde tek başına mısınız, yoksa ortaklarınız var mı? Bu arada Dünya Arı Günü'nde doğduğunuzu öğrendim. Çok hoş bir detay...
Kızımın sporcu oluşu ve küçük yaşına karşılık yüksek tempolu antrenmanları sebebiyle bedeninin sağlıklı, enerjik ve kuvvetli olması için arıların tüm üretimlerindeki şifaya direkt ulaşma isteği doğdu. En doğal ve katkısız şifalı arı gıdalarını önce kendi soframıza taşımaktı amaç. Arıların dünyasını inceledikçe duyulmaması imkânsız olan hayranlık ve saygı, bir tutkuya dönüştü. Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Arı Günü’nün ilan edildiği 2017 yılında arılarla buluşmamın ve doğum günümün de 20 Mayıs Dünya Arı Günü’nde olması ise pusulanın doğru yönde olduğunun kendime kanıtı oldu. Denetleyici ve üretici sertifika programlarını tamamladım. Fuar, kongre ve üniversite çalışmaları ile teorik ve pratikteki eğitimlere katılmam, sahadaki çalışmalarım, doğada arılardan öğrenmeye doğru büyük bir çekim yarattı. Bu tutku, kendiliğinden bir girişime dönüştüğünde ise KAGİDER tarafından düzenlenen bir yarışmada ‘Tarımda Kadın Projesi’ne seçilen 21 kadından biri oldum. Ve geçen altı aylık Covid-19 döneminde seçilen bu kadınlar, bir kooperatifin altyapısını oluşturduk. Bu ayın sonunda ‘Tarımda Kadın’ adında bir kooperatif kuruyoruz.
Tarımsız arıcı ailelerle işbirliği yapıyor
Markanız ne zamandır var? Faaliyet alanı neler?
3 yıldır her nefeste BeeDuru var. 2017 baharında doğdu. Endemik bitki çeşidine sahip doğal florada ve tarımsız alanlarda arıcılık yapan aileler ile işbirliği yaparak, denetimli ve güvenilir ‘Ham Bal’, ‘Taze Polen’, ‘Propolis’, ‘Arısütü’ ve ‘Perga'yı koruyucu hekim olarak kullanan ailelere sunar hale geldi.
Bal üretimini nerede yapıyorsunuz? Bir çiftlik ortamı hayal ediyorum. Doğru mu?
Fethiye, Çanakkale, Datça, Bayburt derken bu eşsiz coğrafyanın zenginliğini üretime çeviren yerleşik aileler ile çalışmalarımı sürdürüyorum.
Müjde Duru, ‘Arıcılığın alfabesini öğrendiğim arkadaşım” dediği Beyza Yavuz ile.
Geçmişten bugüne şifa
Türkiye'deki bal üretimi ve aracılık konusunda bilgi verebilir misiniz?
Arıcılık M.Ö. 5000 yıllarında Mısır'da ve 1600 yılında Hitit Uygarlığı’nda başlayarak geçmişten günümüze insanlığa şifa dağıtmakta ve tıp alanında çeşitli Apiterapi yöntemleri ile günümüzde emin adımlarla ilerlemekte.
Markanız ile hedefiniz nedir? Neler yapmayı planlıyorsunuz?
İlaç ya da sentetik vitaminler kullanmadan ve koruyucu hekim mantığı ile sağlıklı yaşam mümkün. Genç-yaşlı herkesin düzenli kullanımda, bünyesindeki olumlu değişimi fark edeceği arı ürünlerinin mucizesine dikkat çekmek için çalışıyorum.
YORUMLAR