Ülkemizde en sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alan kalın bağırsak (kolon) kanseri giderek yaygınlaşıyor. Her 20-30 kişiden birinin yaşamının bir döneminde karşısına çıkan kolon kanserine; yanlış beslenme alışkanlıklarından alkol ve sigara kullanımına dek birçok faktör yol açıyor. Sinsice ilerleyen ve erken dönemde hemen hiçbir belirti vermeyen, buna karşın henüz polip halinde iken tespit edildiğinde önlenebilen kolon kanserinde erken teşhis kritik rol oynadığından toplumsal bilincin artması çok önemli.


Kolon (kalın bağırsak) kanserinin nedenleri nelerdir?


Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Oğuz Önder, kolon kanserinin nedenlerini sıraladı.


Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Oğuz Önder, kalın bağırsak kanseri ve poliplerin erken dönemde hemen hiçbir belirti vermemesinden dolayı; genetik riski olmayanların en azından 50 yaşından sonra hiçbir şikayeti olmasa bile kolonoskopi yaptırmaları gerektiğini belirterek “Kalın bağırsak kanserinin gelişmeden önlenmesinde ve erken tanısında kolonoskopinin rolü büyüktür. Kolonoskopi oldukça güvenli ve uygun şartlarda yapıldığında konforlu bir işlem. Ailesinde kolonda polip veya kolon kanseri olanlar daha erken yaşlarda taramalara alınmalıdır” diyor. Kolon kanserinin ileri aşamasında ise hastalarda kansızlık, tuvalette kan gelmesi, sümük benzeri akıntı, bağırsak alışkanlıklarında ishal veya kabızlık gibi değişme, karın ağrısı ve kilo kaybı gibi belirtiler kendini gösterebiliyor. Peki kolon kanserine yol açan başlıca etkenler neler?


Aşırı kırmızı et ve salam, sucuk, sosis tüketimi

Dünya Sağlık Örgütü 2015 yılında salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına dahil etmiş durumda. Aşırı kırmızı et tüketilmesinin de özelikle kolon kanseri riskini artırdığına aynı duyuruda dikkat çekiliyor.

Yanlış beslenme alışkanlıkları

Yanlış beslenme alışkanlıkları kolon kanseri riskini artırıyor. Aşırı beslenme ve obezite birçok sağlık sorunu ile birlikte kolon kanseri gelişmesine de neden olabiliyor. Özellikle sebze ve meyvenin az tüketilmesi tüm sindirim sistemi sağlığını bozarken, kolon kanseri açısından da önemli risk teşkil ediyor.


Mangalda etin yanması

Kolon kanserinde pişirme biçimi de çok önemli. Özellikle mangal gibi pişirme yöntemlerinde etin yanması sonucu kanserojenler oluşabiliyor. Bu kanserojenler mide, pankreas ve kolon kanserinin gelişmesini tetikleyebiliyor. Bu nedenle etin ateşe en az 15 cm’den yakın mesafede olmamasına dikkat edin. Etin mangalda kalma süresi uzadıkça da kanserojen madde oluşma riski artıyor.


Alkol ve sigara

Yapılan bilimsel çalışmalar, alkol ve sigara kullanımının genel sağlığı bozucu etkilerinin yanı sıra, diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanseri açısından da ciddi bir risk faktörü olduğunu ortaya koyuyor.


Yakın akrabalarında kanser görülmesi

Kalın bağırsak kanserinin nedenleri arasında ailesel ve genetik faktörler çok büyük rol oynuyor. Yakın akrabalarında bağırsak kanseri olan insanlarda kolon kanseri gelişme riski daha fazla oluyor. Bu kişilerde düzenli aralıklar ile kanser taramaları yapılması çok önemli. Ayrıca kendisinde meme, yumurtalık ve rahim kanseri olan kişiler de mutlaka kolon kanseri açısından taranmalı.


Kolon polipleri

Kolon polipleri, kalın bağırsağın en sık görülen hastalıklarından. Hemen hemen tüm kalın bağırsak kanserleri; bağırsak iç duvarından oluşan ve bağırsak içine doğru uzanan anormal yapıdaki bu doku parçalarından gelişiyor. Zaman içinde polip içindeki hücreler değişerek kansere dönüşebiliyor ve buradan yayılıyor. Bu polipler kolonoskopi ile tespit ediliyor ve kötü dönüşüm gerçekleşmeden önce yok edilebiliyor.


İlerleyen yaş

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Oğuz Önder “İlerleyen yaş ile birlikte kalın bağırsak kanseri riski artar. Hastaların yüzde 90’ından fazlası 40 yaş üzerinde tespit edilmektedir ve 40 yaşından sonra kolon kanserine yakalanma oranı her 10 yılda bir ikiye katlanarak artmaktadır” diyor.



Kolon (kalın bağırsak) kanserinin risk faktörleri nelerdir?


Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Erol Avşar kolon kanserinin risk faktörlerini ve belirtilerini açıkladı.


Uzmanlar 45–50 yaşındaki herkesin düzenli kolonoskopi yaptırması durumunda 20–30 yıl sonra kolon kanseri vakalarının neredeyse kalmayacağını söyledi.


Kolon kanseri risk faktörleri:


  • Yaş: 50 yaş ve üstünde olanlar, cinsiyet ayrımı yapmaksızın büyük risk taşıyor.

  • Ailede olması: Ailede, özellikle birinci derece yakınlarında kolon kanseri olanlar ile ailesinde erken yaşta (55 yaş öncesi) kanser hikayesi olanlarda risk artıyor.

  • Bazı polip türlerinin bulunması: Adenomatöz polip varlığı riski artırıyor.

  • Jinekolojik kanser: Kendisinde ve ailesinde rahim, yumurtalık veya meme kanseri olanlarda risk artıyor.

  • Beslenme şekli: Lifli gıdaları az tüketmek, bol yağlı, hayvansal protein ağırlıklı beslenmek riski artırıyor.

  • Genetik: Kalın bağırsağın genetik hastalıkları (herediter kolon kanseri) kolon kanseri gelişmesinde yüksek risk oluşturmaktadır.

  • Diğer yatkınlık durumları: Daha önce kolorektal kanser veya polibi ile iltihabi bağırsak hastalığı olması da kişide kolon kanseri riskini arttıran faktörler arasında yer alır.

Kolon (kalın bağırsak) kanserinin belirtileri nelerdir?


Kolon kanseri kolay belirti vermeyen ve yavaş büyüyen bir kanser türüdür ancak belirti vermeden önce tarama testleri ile tanısı konulunca tedavisi mümkündür. Kalın bağırsak iki metrelik bir organ... Bağırsağın sağını tutan kanserler ile solunu tutan kanserler farklı belirti veriyor, kanserin bulunduğu tarafa göre hastanın şikâyetleri değişiyor. Bağırsağın sol tarafı daha dar bir bölge, buranın kanserlerinde daha çok dışkıda incelme, kanama, dışkı düzeninde değişme gibi bulgular oluyor. Sağ tarafta bağırsak daha geniş olduğundan, kanser burada sinsi bir şekilde ilerliyor. Bölge daha geniş olduğu için belirti vermesi daha uzun sürüyor. Hastada, halsizlik, kansızlık, iştahsızlık ve karın ağrısı gibi belirtiler oluyor.


  • Ağrılı dışkılama,
  • Yeni ortaya çıkan demir eksikliği anemisi,
  • Kilo kaybı,
  • Karında kitle hissinin kolon kanseri açısından önemli belirtilerdir.


Kolon kanseri önlenebilir bir hastalıktır!


Doç. Dr. Erdem Akbal, kolon kanserinin önlenebilir kanser türleri içerisinde ilk sıralarda yer aldığına dikkat çekiyor.


Kolon kanseri kalın barsaklarda anormal hücre büyümesi sonucu görülür. Barsak lümeni içerisine doğru olan bu büyümeler polip ya da düz lezyon olarak isimlendirilir. Tüm poliplerin yaklaşık yüzde 80’lik kısmı kanser gelişimi için risk faktörüdür. Adenom ya da serrated adenom denilen poliplerden kanser gelişmektedir. Polip kanser gelişmesi süreci arasında belirli bir zaman periyodu bulunduğundan dolayı kanser öncüsü olan bu lezyonları, kanser gelişmeden saptamak mümkün olmaktadır. Doç. Dr. Erdem Akbal, bu nedenle kolon kanseri taramaları ile erken tanının mümkün olabileceğini belirtiyor.


Kolon kanseri gelişmesinde risk faktörleri nelerdir?

Yaş, sigara, alkol, cinsiyet, şişmanlık, fiziksel aktivitenin azalması, ailede kolon kanserli yakınlarının bulunması ya da genetik geçişli kanser sendromlarının olması (mesane kanseri, prostat kanseri, pankreas kanseri, mide kanseri, meme kanseri) kolon kanseri için risk faktörüdür.


Beslenmenin kolon kanserini önlemedeki rolü nedir?

Kolon kanseri gelişiminde birinci basamakta kolondaki epitel hücrelerinde hücresel düzeyde bozukluk olması yer almaktadır. Bu bozukluğu tetikleyen birtakım diyet faktörleri vardır. Besinlerdeki yağ içeriği özellikle hayvansal yağ içeriği önemli bir faktördür. Son dönemdeki en popüler konulardan biri olan barsaklardaki bakteriyel düzeni bozarak kanser için risk faktörü olan nitröz amin içerikli bir takım kanserojen maddelerin üretiminde artışa neden olmaktadır. Yüksek oranda kırmızı et tüketimi demir bazı kanserojen maddelerin oluşmasına neden olarak kolon kanser riskinde artışa neden olur. Liflerden fakir düşük sebze ve meyve içerikli beslenmede bağırsak kanser riskinde artışa neden olur.


Sigaraya dikkat!

Sigara başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanser türünde artışa sebep olmaktadır. Sigara aynı zamandan kolon kanseri/polibi gelişiminde de belirgin artışa neden olmaktadır. Özellikle uzun zamandır ve yüksek oranda sigara içenlerde hem bağırsak kanseri hem de polip görülme sıklığı artmaktadır.


Hiçbir yakınmaya neden olmayabilir!

Hiç şikayeti olmayan hastalarda kolon kanseri için tarama zamanında yapılmazsa, şikayet oluşana kadar hastalık genellikle ilerlediği için bu hasta gruplarında beklenen yaşam süreleri daha kısa olmaktadır. Bununla birlikte kalın bağırsaktaki yerleşim bölgesine göre değişik şikayetlere de neden olabilir. Kanama kabızlık karın ağrısı karında şişlik bağırsak alışkanlıklarında değişiklik ya da dışkının şeklinde olan değişiklikler, halsizlik yorgunluk kilo kaybı ve demir eksikliği de kolon kanserinin bulguları arasındadır.


Tarama kimlere yapılmalıdır?

Tarama herhangi bir şikayeti olmayan kimselerde kolon kanserini ve kolon poliplerini erken dönemde saptamak için yapılmalıdır. Bunun için tüm dünyada 50 yaş sınırı getirilmiştir. 50 yaşın üzerinde olan kişilerde herhangi bir şikayeti olmasa dahi kolon kanseri taraması yapılması önerilmektedir. Son zamanlarda sigara alkol kullanımı ve cinsiyete göre yapılan puanlama sistemleri baz alınarak belli kriterlere göre 50 yaş altında da tarama yapılabileceği bildirilmektedir.


Ailesinde kolon kanseri bulunan kimselerde ise genellikle 40 yaşında taramaya başlanılmaktadır. Bazı özel genetik geçişli kanser sendromların da çok daha erken yaşta taramaya başlanılmalıdır. Şikayeti olan kimselerde ise yaş sınırına bakılmadan gerekli görüldüğünde kolon kanseri için tetkikler yapılmalıdır.


Kolon kanseri taraması nasıl yapılır?


Kolonoskopi: Kolon polibini ve kanserini saptamada en güvenilir yöntem kolonoskopi ile yapılan tarama yöntemidir. Kolonoskopi ile kalın barsaklar direk olarak görülmekte ve polip veye kanser gibi lezyonlardan biopsi alınarak tanı konulmasına neden olmaktadır. Dışkıda gizli kan testi, fekal DNA testi, sanal kolonoskopi, çift kontrastlı grafi gibi bazı testlerde taramada kullanılmaktadır. Ancak kolonoskopiye göre tanıda doğruluk oranı düşüktür.


Kolon kanseri ya da polibi saptanırsa ameliyatsız tedavi edilebilir mi?

Kolon poliplerinin ve erken evre kolon kanserlerinin tedavisinde endoskopi ile yapılan polipektomi uzun zamandır yapılan rutin işlemler arasındadır. Son dönemlerde daha önce yalnızca ameliyat ile çıkartılması mümkün olan bazı büyük polip/erken evre kanserler ise endoskopik mukozal rezeksiyon, endoskopik submukozal diseksiyon ya da endoskopik tam kat rezeksiyon denilen yöntemlerle artık ameliyatsız olarak yapılabilmektedir.



Kolon (kalın bağırsak) kanserini önlemenin yolları nelerdir?


Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, kolon kanserinden korunmanın yollarını anlattı.


Beslenmenize dikkat edin

Kalın bağırsak kanseri sağlıksız beslenme ile doğrudan ilişkili. Özellikle aşırı yağlı yiyecekler, hayvansal yağ tüketimi ve kırmızı et ağırlıklı beslenme kalın bağırsak kanserine davetiye çıkarıyor. Salam-sucuk-sosis-pastırma gibi işlenmiş ve katkılı etten de kaçınmak gerekiyor. Sebze ve meyvenin yetersiz tüketimi sindirim sistemi sağlığını olumsuz etkilediğinden her gün yeterli ölçüde sebze ve meyve tüketmeyi ihmal etmeyin. Bol lifli gıda tüketmeye özen gösterin.


Sigara ve alkolden kaçının

Alkol kullanımının kolon ve rektum kanserinde artışa yol açtığı 57 çalışmada gösterilmiş. Günde 50 gram ya da daha fazla alkol içenlerde kolon kanseri riski içmeyenlere göre 1.5 misli artıyor. Alkolün yıkılması sonrası ortaya çıkan, toksik bir kimyasal olan asetaldehid hem DNA’ya hem proteinlere zarar veriyor. Alkol ayrıca toksik oksijen türevlerinin oluşması yoluyla da DNA’ya hasar vererek kanseri tetikliyor. Alkolün bileşiminde bulunabilecek nitrozamin, fenoller, hidrokarbonlar gibi kanserojen maddelerin etkisini de yabana atmamak gerekiyor. Sigara ve alkol birlikte kullanıldığında kolon kanseri riski daha da artıyor. İçerdiği nikotin ve diğer toksik artıklar ile sigara kolon tümörünün büyümesine ve kanlanmasının artarak hücre çoğalmasına yol açıyor. Özellikle karaciğer ve yemek borusu kanseri sigaranın alanına girmekle birlikte sigara metabolik artıkları aracılığıyla kolon kanserine hem zemin hazırlıyor hem de kanserli kişilerde tümörün büyümesini ve metastaz yapmasını kolaylaştırıyor.


Fazla kilolardan kurtulun

Fazla kiloların sağlık düşmanı olduğu yapılan pek çok bilimsel çalışma ile kanıtlanmış durumda. Diyabetten kalp ve damar hastalıklarına bir çok soruna yol açan aşırı kilo, kolon kanserine de zemin hazırlıyor. Örneğin 5 kiloluk bir artış kolon kanseri riskini yüzde 5 artırıyor.


Düzenli egzersiz yapın

Modern çağın insan sağlığına verdiği en büyük zararlardan biri olan hareketsizlik hızla yaygınlaşıyor. Oysa her gün en az 45 dakika tempolu egzersiz ya da haftanın en az üç günü en az 30 dakikalık düzenli yürüyüş sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmaz kurallardan. Düzenli egzersiz kolon kanserinden de korunmada büyük fayda sağlıyor.


Tarama testlerini yaptırın

Kolonoskopi ve dışkıda gizli kan testini 50 yaşın üzerindeki herkes yaptırmalı. Ailenizde kanser öyküsü varsa daha erken yaşta yaptırın. 1. derecede akrabanızda kanser olanlar var ise, hastanın mevcut yaşından 10 yıl önce yaptırmaya özen gösterin. Çünkü ailede 1. derecede yakınınızda kolon kanseri olması kanser riskini 2-4 kat artırıyor.


Kalsiyum ve D vitaminine dikkat edin

Kalsiyum ve D vitamininin kolon kanserini önlemede etkinliği konusundaki çalışmalar çelişkili olmakla birlikte kalsiyumun bağırsağa toksik olan ikincil safra asitlerine bağlanarak onları ortamdan uzaklaştırdığı ve onların zararlı etkisini önlediği ileri sürülmekte. D vitamininin ise kanseri nasıl önlediği tam olarak bilinmiyor. Buna karşın kansere yol açan inflamasyonu (yangı) baskılayarak ve hücre çoğalmasını önleyerek anti-karsinojenik etki gösterdiği kabul ediliyor. Bu nedenle kalsiyum ve D vitamininizin yeterli olmasına dikkat edin.


Stresten uzak durun

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün “Günümüz koşullarında stresten kaçmak kolay mı? Her ne kadar stresin kanseri tetiklemedeki rolü gösterilememişse de yoğun ve sürekli stres bağışıklık sistemini çökerterek hem enfeksiyonlara hem de kansere karşı direncimizi azaltabilir. Ancak bunu ispat edecek geniş çalışmalara ihtiyaç var. Diğer taraftan düzenli uyku da kanserden korunmada önemli rol oynuyor” diyor.


Kolonoskopi sayesinde erken yakalanıyor!

Kolonoskopi yaptırmanın erken teşhis için çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nurdan Tözün “Ülkemizde ulusal kolorektal kanser taramaları Aile Sağlığı Merkezleri ile Toplum Sağlığı Merkezleri bünyesindeki Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) tarafından yürütülüyor. 50 yaş üzeri ya da risk grubundaki kişilerin Aile Sağlığı Merkezleri’ne gidip dışkı örneği vermeleri yeterli. Dışkıda gizli kanı pozitif olanlar kolonoskopi yapılmak üzere ilgili merkeze sevk ediliyor. Bu program başarılı bir şekilde yürütülüyor. Ancak toplumdaki farkındalığın yaygınlaşması gerekiyor” diyor. Kalın bağırsak kanseri ‘polip’ denilen iyi huylu tümörlerin zemininde gelişiyor. Bu poliplerin kolonoskopi sırasında çıkarılarak kanser gelişiminin önlendiğini söyleyen Prof. Dr. Nurdan Tözün “Son yıllarda tarama programlarının da yaygınlaşmasıyla kolon ve rektum kanseri tespit edilen hasta sayısı artıyor. Kolon kanserinin sıklığının genç yaşlarda artış göstermesi üzerine tarama yaşının 40-45 yaşa çekilmesi de gündemde. Kolonoskopi kolon kanseri sıklığını yüzde 80 azaltıyor. Ancak yapan kişinin deneyimli ve ehliyetli olması, tüm poliplerin çıkarılması, bağırsak temizliğinin çok iyi olması şart. Ayrıca yeni aletlerle ve hastanın konforu sağlanarak yani sedasyon (uyutma) ile yapılan işlem hiç de zor bir işlem değil ve hayat kurtarıcı kabul ediliyor” diyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün sanıldığının aksine ehil ellerde yapılan kolonoskopi işleminin ve bir gün önceden gereken hazırlığın hiç zor olmadığını vurguluyor.

Kolon kanseri taraması yapılması gereken kişiler

  • 50 yaşın üzerindeki kişiler,
  • Ailesinde 1. derece yakınlarında (anne, baba, kardeş) kalın bağırsak kanseri olanlar,
  • Daha önce kalın bağırsak, meme, yumurtalık veya rahim kanseri tanısı almış olanlar,
  • Ailesinde kolon polibi, ailevi polipozis ya da ailevi non polipozis kanser hastalıklarından biri bulunan kişiler ,
  • Daha önce kendisinden polip çıkarılmış olanlar,
  • 8 yıllık kronik iltihabi bağırsak hastalığı bulunan kişiler öncelikle kansere yatkın olup düzenli taranması gereken gruplar arasında.


Onkoloji Diyetisyeni Dilşat Baş, kolon kanserinden korunmak için dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlıklarını anlattı, önemli önerilerde bulundu.

Bol posalı beslenin

Yapılan çalışmalarda; az posa ile beslenen toplumlarda kolon ve rektum kanserinin daha sık görüldüğü belirlenmiş. Yüksek posa içeren bir diyet ile beslenme, atık maddelerin sindirim sisteminden geçiş süresini azaltarak ve daha ağır, daha hacimli atık maddesi (dışkı) oluşturarak kanser riskini azaltıyor. Bunun yanı sıra bol posalı diyetlerin yağ içeriği genellikle daha az oluyor ve bu sayede de kolon kanserinden koruyucu özellik taşıyor. Onkoloji Diyetisyeni Dilşat Baş yeterli posa tüketimini sağlayabilmek için günlük beslenmenizde 25-35 gram posa almanız gerektiğini söylüyor.


Günlük posa ihtiyacınızı karşılamak için:

  • Tam tahıllı ekmek tüketin.
  • Günde 1-2 porsiyon pişmiş sebze yemeğini düzenli olarak tüketin. Söğüş sebze veya salatayı en az iki ana öğününüze ekleyin.
  • Haftada 2-3 kez kurubaklagil yemeyi ihmal etmeyin. Günlük olarak salata ve çorbalarınızı kurubaklagiller ile zenginleştirebilirsiniz.
  • Sade makarna yerine kepekli makarnayı, pirinç pilavı yerine kepekli pirinç veya bulgur pilavını tercih edin.
  • Günlük beslenmenize 1-2 yemek kaşığı buğday veya yulaf kepeği veya yulaf ezmesi ekleyin.


Meyve tüketimini unutmayın

Meyve de posa açısından zengin besinlerden. Yeterli meyve tüketenler yetersiz tüketenlere kıyasla kolon kanserinden daha fazla korunuyor. Dolayısıyla her gün meyve yemeye özen gösterin. Diyetinizin posa miktarını arttırmak için kabuğu ile tüketilebilen meyveleri çok iyi yıkayarak kabuklarıyla birlikte tüketmenizde fayda var. Kayısı, kırmızı erik ve incir gibi meyveleri, posa açısından zengin oldukları için özellikle kabızlık şikayetiniz varsa beslenmenize dahil edin. Bu durumda özellikle şekersiz kompostolarını tercih etmeniz bağırsak faaliyetlerini arttırmada daha da etkili oluyor. Onkoloji Diyetisyeni Dilşat Baş aşırı meyve tüketiminin kolon kanseri açısından ek bir fayda sağlamadığını belirterek, “Dolayısıyla günde 2-3 porsiyon meyve tüketmeniz yeterli olacaktır” diyor.

Sarımsağı sofranızdan eksik etmeyin

Sarımsak içeriği yüksek olan diyetlerin kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkisi olduğunu gösteren kanıtlar var. Geleneksel beslenmemizde sıkça kullanılan bu çeşni verici sebzeye sofralarınızda biraz daha yer verin.


Diyetinizde kalsiyum kaynaklarına yer açın

Yeterli kalsiyum alımı kolon kanserinden koruyucu etki oluşturuyor. Belirlenen miktarlar kadar süt ve süt ürünleri günlük beslenme planınız içinde mutlaka yer almalı. Yetişkin bireyler için 2 bardak süt veya yoğurt ve 60 gr peynir tüketimi yeterli kalsiyum miktarını karşılıyor. Ergenlik dönemindeki gençlerin ise kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamak için günde 2 su bardağı süt veya yoğurt, 120 gr peynir tüketmeleri gerekiyor.


Kırmızı et tüketimini sınırlandırın

Kırmızı et tüketimi arttıkça kolon kanseri görülme riski yükseliyor. Onkoloji Diyetisyeni Dilşat Baş bu nedenle kırmızı et tüketiminizin haftada 500 gramdan daha az olması gerektiğine işaret ederek, “Eti pişirirken de yanmamasına dikkat edin, çünkü etin yanmasıyla ortaya çıkan kimyasallar (polisiklik aromatik hidrokarbonlar) kanser öncüsü moleküllerin oluşmasına katkı sağlıyor. Pişirme yöntemi olarak haşlama, ızgara veya fırında pişirme tekniklerini kullanın” diyor.


Salatanız rengarenk olsun

Sebzelere doğal rengini veren maddeler, kanser öncüsü hücrelerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı oluyor ve bağışıklık sistemini güçlendirici etki oluşturuyor. Bu sebeple günde 2-3 porsiyon salatayı sofranızdan eksik etmeyin. Salatalarınızın mevsim sebzelerinden oluşmasına ve olabildiğince çok renkte sebze içermesine özen gösterin. Salatalarınızın hem posa hem de protein içeriğini arttırmak için üzerine haşlanmış nohut, kuru fasulye, bulgur, mısır ve yarma ilave edin.


İşlenmiş et ve et ürünlerinden kaçının

Salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerinin üretimi sırasında renk ve ürün kalitesini korumak amacıyla kullanılan nitrit ve nitratlar kanserojen özellik taşıyor. Bu yüzden işlenmiş et ürünlerinin tüketiminden sakının.


D vitamini düzeyinizi kontrol edin

Yapılan çalışmalarda D vitamini yetersizliği olan kişilerde kolon kanseri sıklığının yüksek olduğu bildirilmiş. D vitamini düzeyinizin yeterli olup olmadığından emin olmak için tahlil yaptırmanızda fayda var. D vitamini yetersizliği söz konusu ise doktorunuzun tavsiyesiyle gerekli takviyeler alabilirsiniz.


Sigara içmeyin alkol tüketiminden kaçının

Yapılan çalışmalara göre sigara içmek birçok kanser türünde olduğu gibi kolon kanserinde de riski artırıyor. Dolayısıyla sigara içiyorsanız hemen bırakın, alkol kullanmıyorsanız başlamayın. Alkol tüketiyorsanız miktar ve sıklığını mutlaka azaltın.


İdeal kilonuza ulaşın

Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması verilerine göre; her 100 kişiden 30’u obez ve yaklaşık 35’i de fazla kilolu. Onkoloji Diyetisyeni Dilşat Baş, obez veya aşırı kilolu olmanın fiziksel aktivite alışkanlığından bağımsız olarak kolon kanserinin oluşumuna sebep olan risk faktörleri arasında gösterildiğini vurgulayarak şu öneride bulunuyor: “Sağlıklı ağırlığa ulaşmak için gerekli olan beslenme önlemlerini alın. Tek başınıza kilo veremiyorsanız hedef ağırlığınıza mutlaka bir uzman yardımı alarak ulaşın. Özellikle karın bölgesindeki yağlanmaya dikkat edin ve vücut yağ oranının azaltılmasını hedefleyen beslenme planı oluşturun.”



Kolon (kalın bağırsak) kanserinin evreleri ve tedavi yöntemleri nelerdir?


Prof. Dr. Faruk Aykan, kolon kanseri evreleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.


Kolon kanserinin 4 evresi bulunuyor. Bunlar:


İlk 2 evre: Erken evre

Bu evrelerde hastalık kalın bağırsağın içinde yer alıyor ve başka hiçbir yere sıçramıyor. Böylece hastalığı cerrahiyle temizlemek ve hastanın yaşamını kurtarmak mümkün oluyor.


Üçüncü evre

Bu evrede hastalık sadece lenf düğümlerine sıçrıyor. Cerrahi bu evrede yarar sağlasa da mutlaka koruyucu kemoterapi de yapılması gerekiyor.


Dördüncü evre

Bu evrede uzak organa yayılmış hastalık anlamına geliyor. Bu tedavinin başarısında hastanın yaşı ve performansı büyük önem taşıyor. “Eğer hasta yatalak değilse tedavi şansı yüksek demektir” diyen Prof. Dr. Faruk Aykan, 4’üncü evrede de cerrahi yapılabildiğini fakat öncelikle kemoterapi gerektiğini dile getiriyor.


Kemik sıçramaları gibi bazı metastazlardaysa akla radyoterapi geliyor. Rektum kanserinde hastaya, erken dönemde ameliyattan önce kemoterapi ve radyoterapi uygulanması gerekiyor. Bunun en önemli avantajının hastanın organıyla yaşamasını sağlamak olduğu belirtiliyor. Eskiden normal dışkılama yolunun kapatılarak karna torba bağlandığını ve hastanın dışkılamayı ömrünün sonuna kadar karnından yaptığını belirten Prof. Dr. Aykan, “Modern tıp bu oranı çok azalttı” diye konuşuyor. Prof. Dr. Aykan, hastalığın ileri evrelerinde kararın vakaya göre verilmesi gerektiğinin altını çiziyor.


Tümörü küçülten tedavi

Prof. Dr. Faruk Aykan, hastalığın karaciğere sıçraması durumunda önce kemoterapi yapıldığını ve hedefe yönelik ilaçlarla birlikte karaciğerdeki tümörü küçülterek hastanın ameliyata hazır hale


getirildiğini söylüyor.


Hastalar geç kalıyor

Kolorektal kanserlere yakalanan pek çok hastanın tedaviye geç başvurdukları belirtiliyor. Evresine


göre değişmekle birlikte, kolon kanserinde yurtdışında mortalite oranlarının yüzde 25’lere kadar düştüğü biliniyor. Başarı oranını artırmanın yolu farkındalığı artırmaktan geçiyor. Risk grubunda olanların her yaşta, her şeyin yolunda gittiği bireylerin ise 50 yaş itibarıyla kolonoskopi yaptırmaları ve her yıl dışkılarındaki gizli kana baktırmaları gerekiyor. Bunun dışında yaşam tarzının düzenlenmesi ve vücut kitle indeksinin 25’in altında olması da dikkat edilmesi gereken noktalar arasında bulunuyor. Kalori kısıtlamasının ve bol egzersizin ihmal edilmemesi de büyük önem taşıyor. Belirtilerin ciddiye alınması, gerekli tahlil ve yaşam değişikliklerinin yapılması kolon kanseri riskini yüzde 60 oranında azaltabiliyor.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir çok zor bir hastalık bu
    CEVAPLA
  • Misafir Annem kolon kanseri yaklaşık bir buçuk sene öncesi teşhis konuldu bir senedir kemoterapi gördü cevap vermeyince kemoterapiyi kestiler son evresinde bununla beraber akciğer ve karaciğerine sıçramış akciğer bitmiş hastanede yattı 14 gün sonra eve gönderdiler yaklaşık bir ayı geçti ne yapmalıyım
    CEVAPLA
  • Misafir Hocam anemde kolon kanseri iki kere ameliyat oldu ince bagrsaktr su an doktorumuz diyor akcigere scrams ve akcigerde iki tane leke var daha önce ilk ameliyattnda 8defa kemoterapi gurdu 20 günde bir ıkinci ameliyatnda sıcak kemoterapi aldı ve su an tekrar kemoterapi akacak diyor bunun için ne yapmamz
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.