1- Plasebo dozaşımı mı? Mümkün!

Jackson, ABD, 2007

Antidepresanlar üzerine yapılan klinik teste katılan 26 yaşındaki bir erkek, laboratuarın verdiği 29 hapı içerek intihara kalkıştı. Tansiyonu hızla düşen adamın durumu endişe vericiydi; yüzü bembeyazdı, aşırı terliyordu ve nefes almakta zorlanıyordu. Saatlerce gözlem altında tutulduktan sonra tansiyonu çıkmaya başladığı sırada doktoru, yuttuğu 29 hapın aslında plasebo tabletleri olduğunu ve herhangi bir aktif madde içermediğini öğrendi. Genç adam aşırı dozda ilaç içmediğini, 29 hapın sadece plasebo olduğunu öğrenirken durumu normale döndü.


2- Plasebo tableti pahalı olduğu kadar etkilidir!

Cambridge, ABD, 2008

82 gönüllüye, birer plasebo hapı içmeden önce ve içtikten sonra hafif düzeyde elektrik şoku uygulandı. Hapın hiçbir şey içermediğini bilmiyorlardı. Gönüllülerin yarısı, içtikleri hapın 2,5 dolar değerinde yeni bir ağrı kesici olduğunu düşündü. Diğer yarısı da verilenin bir ağrı kesici olduğu konusunda hem fikirdi, sadece fiyatının 10 cent daha ucuz olduğunu ifade etti. Araştırmanın sonucuna göre ilaca 2,5 dolar değer biçenlerin %85’i, 2,40 dolar tahmininde bulunların ise %61’i hissettikleri ağrının azaldığını ifade etti.



3- Vücut bir ilaca tepki verir, aslında yoksa bile!

Essen, Almanya, 2008

Duisburg-Essen Üniversitesi’nden psikolog Marion Goebel’in ekibi, beş gün boyunca nezle alerjisi olan 30 kişiyi, her gün kendi ilaçlarını almadan önce “özel bir içecek” içmeye davet etti. Birkaç gün sonra katılımcılar üç gruba ayrıldı. Birinci gruptakilere görünüşü itibarı ile gerçek ilaca benzeyen plasebo hapı verildi ve suyun ardından bu hapı içmeleri istendi. İkinci gruptakiler, plasebo olduğunu bilmedikleri tabletten önce “özel içecek” içtiler. Üçüncü grupta yer alanlar ise önce su, sonra antialerjik ilaç içtiler. Sonuç: İkinci grupta yer alanların içtiği “özel içecek” ve plasebo tableti, üçüncü gruptakilerin içtiği su ve gerçek ilaçla aynı etkiyi yarattı. Alerjik reaksiyon sırasında harekete geçen beyaz kan hücrelerinin, bu hastaların kanında azaldığı tespit edildi. Su içen birinci gruptakilerde ise hiçbir etkiye rastlanmadı.

4- Plasebo aldığını bilmek, etkisini iptal etmez

Basel, Suisse, 2017

Araştırmaya katılan 160 gönüllünün önkoluna ısıl uyaran kullanılarak ağrı verildi. Ardından verilen kremi uyarılan bölgeye sürmeleri istendi. Krem plaseboydu, ancak hiçbiri bunu bilmiyordu. Birinci grup, kremin aktif ağrı kesici içerdiğini düşündü. İkinci gruba kremin plasebo olduğu söylendi; plasebo ve plasebo etkisi üzerine on beş dakika süren bir açıklama yapıldı. Üçüncü grupta yer alanlara da kremin aktif madde içermediği bildirildi, ancak bunun ötesinde bir açıklama yapılmadı. İlk iki grupta yer alanlar, ağrılarının önemli ölçüde azaldığını ifade ettiler.


5- Hastaya bilgilendirilmeden verilen bazı ilaçların hiçbir etkisi yok

Turin, İtalya, 2003

Turin Üniversitesi’nden Fabrio Benedetti’nin ekibi, operasyon sonrası kaygı duyan hastalara yatıştırıcı ilaç verdi. İlacın etkisi ile ilgili açıklama yapıldığında, hastaların duyduğu kaygının açıkça azaldığı görüldü. Buna karşılık, kullanacakları ilaca dair açıklama yapılmadığında ilacın hiçbir etki yaratmadığı fark edildi. Tedavileri kesilen, ancak bundan bilgisi olmayan hastaların stres seviyesinde değişiklik olmazken, tedavileri bilgileri dahilinde kesilen hastaların kaygı düzeyinin 4-8 saat sonunda yeniden arttığı gözlemlendi.



6- Plasebo ameliyatı da etkisini kanıtladı

Sydney, Australie, 2012

Martin Kroslak ve George Murrell, kolun gerilmesine bağlı kronik dirsek ağrısı tedavisinde kullanılan cerrahinin etkinlik düzeyini ölçtü. Operasyon, ilgili kasın incinen kısmını çıkarmaktı. Çalışma, her birinde 13 kişi bulunan iki grup üzerinde gerçekleştirildi. Birinci grup gerçekten ameliyat edildi. İkinci grupta yer alanlara ise sahte bir operasyon uygulandı; dirsekleri açılan hastalar, kaslarının incinen bölümünün çıkarılmadığından habersizlerdi. Sahte operasyonu takiben, iki buçuk yıl boyunca takip edilen hastalar, gerçekten ameliyat edilen hastalar gibi ağrılarında azalma olduğunu söylediler!


7- Beyinsel aktiviteler plasebo altında artıyor

Portland, ABD, 2008

Barry Oken ve Oregan Üniversitesi’ndeki çalışma arkadaşları, sağlık durumu iyi olan yaşlılardan oluşan 2 grubu iki hafta boyunca izlediler. Birinci grupta yer alanlar her gün, düşünsel becerilerini artırdığını düşündükleri birer hap aldılar. İkinci gruptakilere hiçbir tedavi uygulanmadı. İki afta sonra, iki gruba da hafıza testi yapıldı. Sonuçlar, birinci gruptakilerin dikkat, kelimeleri hatırlama gibi bilişsel davranışlarında dikkat çekici düzeyde ilerleme kaydedildiğini gösterdi.


8- Parkinson üzerinde etkili olan yalancı nakil

Denver, ABD, 2004

Kateri McRae ve birlikte çalıştığı araştırmacılar, 40 parkinson hastasına uygulanan embriyonik hücre nakli ile sahte beyin ameliyatının sonuçlarını karşılaştırdılar. Hastaların hiçbiri, hangi gruba dahil olduğunu bilmiyordu. Dokuz ay sonra, aslında sahte olduklarını bilmedikleri “gerçek ameliyata” ikna olan hastalarda (embriyonik hücre nakli yapılan hastalara göre) titreme ve kaslarda sertliğin azaldığı, yaşam kalitelerinde olumlu yönde değişimler olduğu kaydedildi.


9- Plasebo çocuklar üzerinde de etkili

Hershey, ABD, 2014

Pennsylvania Üniversitesi’nden pediatri uzmanı Ian Paul’un ekibi, gece öksürüğünden rahatsız, 2 ay-4 yaş aralığındaki 120 çocuğa uygulanan üç tedavinin etkilerini karşılaştırdı.

Çocuklar üç gruba ayrıldı: 40 çocuk hiçbir ilâç kullanmadı. 40 çocuk agave şurubu içti. 40 çocuk ise placebo aldı. Agave şurubu ve placebo içen çocukların durumunda net bir iyileşme gözlemlendi. Hiçbir tedavi uygulanmayan çocuklara göre öksürükleri azalmış, uyku kaliteleri artmıştı. Plasebo çocuklar üzerinde etkili olmuştu. Ebeveynler “ilacın öksürüğü geçireceğine” inandığı ve çocuklarını da buna inanmaya teşvik ettiği için mi? Soru, cevaplanmayı bekliyor.



10- “Nosebo” etkisinin sebep olduğu potansiyel ölüm

Nashville, ABD, 1974

Doktor Clifton Meador, emekli ayakkabı satıcısı Sam Londe’a, o dönemde “çaresiz hastalık” olarak kabul edilen yemek borusu kanseri teşhisi koydu. Tedavisine hemen başlandı, ancak Londe’un durumu kötüye gitti. Durumunu izleyen sağlık ekibi, tıpkı yakın çevresi gibi kötümserdi. Hepsi mücadeleyi baştan kaybettiğine inanıyordu. Birkaç hafta sonra Londe hayatını kaybetti. Ancak otopsi yapıldığında yemek borusu kanseri teşhisini doğrulayacak hiçbir ize rastlanmadı. Sadece akciğerde bir, karaciğerde birkaç leke tespit edildi. Bu kadar hızlı gelen ölümü açıklayacak hiçbir sebep bulunamadı. Hasta, ölüme mahkûm olduğuna inandığı için mi ölmüştü?


(Nosebo etkisi, placebo etkisinin tersini ifade ediyor. Kişi, uygulanan tedavinin yararına inamadığında olumsuz etkiler baş gösteriyor.)


11- Plasebo etkisi hayvanlarda da söz konusu

San Antonio, ABD, 2008

Köpek epilepsisi üzerine üç yeni tedavinin etkinliğini değerlendirmek amacıyla bir araştırma yapıldı. Tedaviler şunlardı: Implant yerleştirme. Rejim. Epilepsi ilacı. Araştırmada, epilepsisi olan 32 köpek izlendi. Çift kör deneyi yapıldı. Yani ne köpek sahipleri ne de veterinerler söz konusu tedavinin gerçek mi, yoksa plasebo mu olduğunu biliyordu. Sonuç: Tedavinin türüne bakılmaksızın, placebo altında haftalık epilepsi krizi tekrarında yüzde 26 ile 46 arasında bir düşüş görüldü. Köpeklerin yüzde 29’unda tedavi sonuç verdi ve bu köpeklerin yaşadığı epilsepsi krizlerinde en az %50 düşüş kaydedildi. Plasebo etkisi köpek sahibinin beklentisine mi bağlıydı? Mümkündü: Bir sonraki araştırma gösterdi ki, köpek sahibi köpeğine verilen ilaca inandığında (placebo ya da gerçek ilaç), hayvanın duyduğu acı hafiflemiş görünüyor.


Fransızcadan çeviren: Perihan Özcan



Refereans:

Science et Vie (Bilim ve Yaşam) Ekim 2019 sayısı



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.