Frankestein'ın yazarı Mary Shelley’in babasından ebeveynlik ve erken yaşta kitap sevgisinin hayat boyu mutluluk getirmesine dair:


18.YY’in son yıllarında, radikal politik düşünür ve roman yazarı William Godwin (Mart 3, 1756–Nisan 7, 1836), bir diğer radikal politik düşünür ve roman yazarı olan Mary Wollstonecraft – sonraki nesillerin feminizmin kurucu olarak gördüğü kişi – ile öncü bir evliliğin temellerini attı.


Wollstonecraft kızları Mary Shelley’e hamileyken – geleceğin Frankenstein yazarına – Godwin, eşiyle mutlu, zeki ve ahlaki değerleri yüksek çocuklar yetiştirmek üzerine yaptıkları gece sohbetlerini makaleler serisi haline getirdi*.





Viktorya dönemi duyarlılıkları açısından skandal ve zamanının yüzyıllar ötesinde, kendi zamanında resmi bir çalışma alanı olarak var olmayan modern sosyal bilimler ve psikoloji bağlamında, ideal ebeveynliğin temelleri üzerine çıkarımlar yapar Godwin ve şöyle der:


"Eğitimin gerçek amacı, her tür ahlaki süreçte olduğu gibi, mutluluğun neslini yaratmaktır. Evvela bireye mutluluktur. Bireyler evrensel kapsamda mutlu olsaydılar eğer, türler de mutlu olurdu.”


Godwin, bu mutluluk-yaratan eğitimin kalbine, çocuklara erken bir edebiyat sevgisini aşılamanın önemini yerleştirir; genç yetişkinlerin “iyi düzenlenmiş, aktif ve öğrenmeye hazır zihinler” olarak yoğrulacakları, “gözlem alışkanlığını aşılayacak” bir sevgiden bahseder. Dili çağın önyargıları ile sınırlanmış olsa da Godwin’in düşünceleri, zamanın ötesinde, şiirsel bir şekilde dile gelen gerçeğin kanatları ile şahlanır:



“Bir insanın gelecek entelektine saygı duymaya istekli ya da isteksiz bir şekilde karar vermek, eğilimlerin en büyüğüdür belki de; erken yaşlarda edebiyatın tadından etkilenip etkilenmeyeceği sorusu değil… Okumayı sevenin, menzilindedir her şey. Hiçbir şeyi yoksa, arzusu vardır; hükmedebileceği her tür bilgeliğe, gerçekleştirmeye yarayan kudrete sahip olabilir.”


Godwin, kitapların, içlerindeki düşüncelerin bilgeliği ile bizi yalnızca zenginleştirdiklerini değil; aynı zamanda da onları yaratan zihinlerin ihtişamı ile algı ve anlayışta ivme sağladıklarını söyler:


“Kitaplar, merak duygumuzu sayısız yolla tatmin ve tahrik eder. Düşünmeye zorlar bizi. Bir noktadan diğerine acele ettirir. Birçok türden direkt fikirler sunar, dolaylı yollardan gösterir. İyi yazılmış bir kitapta, alışılmamış üstünlükte bir zihnin en olgun yansımaları, en mutlu uçuşları ile karşılaşırız.


Biraz da olsa benzerliğe erişmeden bu yoldaşlara alışmak mümkün değildir. Thomson okurken, Thomson olurum; Milton okurken, Milton. Kendimi, üzerinde durduğum maddenin rengini takınmış entelektüel bir bukalemuna dönüşmüş bulurum. İyi seçilmiş bir kütüphanede, sayısız yemeğin bütün lezzeti ile mest olan. Damak tadı o kadar keskindir ki farklılığın en ince tonlarını dahi ayırabilir. Zihni, her izlenime duyarlı, her birinden yeni bir şeyler kapacak kadar biçimlenmeye elverişli hale gelir. Düşüncesindeki çeşitlilik, hesapları bozar ve güçleri, akıldan ya da meraktan kaynaklanan, şaşırtıcı şekilde coşkulu hale gelir.”




Modern kurgunun annesi: Marry Shelley


Okumanın değeri ölçülemeyecek yararlarını özetleyen Godwin, bir okuyucu yetiştirmenin temel hatlarını çizmeyi dener. Çocukların otoriter düşüncenin özneleri olarak değil, entelekt ve duyarlılık bahşedilmiş eşit yurttaşlar olarak muamele görmeleri gerektiğini, ikiyüzlülüklerle aldatılmaktan ve dünyanın endişe verici gerçeklerinden korunmalarındansa gerçekliğin itibarına layık görülmeleri gerektiğini söyleyen Godwin, şöyle devam eder:


“Çocuk, erken yaşlarda, dünyanın içerisinde, türleri ile yaşamaya başlamalı; tıpkı okuduğu kitaplarda yaptıkları gibi. Sonsuza dek hayali sahnelerde tıkılıp kalması, düşünürlerin vecizelerine, bilimsel ya da etik bilimin ilkelerine aşina olması iyi bir şey değil; insan kalbinin sapkınlığından ya da insanoğlunun davranışlarını düzenleyen kaynaklardan bihaber olması da iyi değil. Bırakın kendi ile kalsın; güvenin ona. Bırakın okuma rotasını kendisi çizsin, bırakın edebiyatın çöllerinde kendi yolunu bulsun.”



Her gerçek okuyucunun altına imza atacağı üzere, kendimizi okuduğumuz kitaplarda görürüz ve kitaplardan aldıklarımız, giderken götürdüklerimize bağlıdır.


“Kitaptan edindiğimiz izlenim, kitabın gerçek içeriğinden çok, zihnin tabiatına ve o anki hazırlığına dayanır.” der William Godwin.



* The Enquirer: Reflections on Education, Manners, and Literature


https://www.brainpickings.org/2020/01/17/how-to-raise-a-reader-william-godwin/


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.