Bizim evdeki bitkiler her zaman yemyeşil ve coşku içindedir. Evi aynı yönde olan komşularımız bile canlılığını yitirmekte olan bitkilerini bizim eve rehabilitasyon için getirirler, bir süre sonra bitkileri saksılardan fışkırır. Çünkü evimizin yardımcısı müthiş sevgi dolu bir hanımefendidir. Her bitkiye sevimli bir isim takar, onlara isimleriyle hitap eder. Onları sever, okşar, yerine göre şakalaşır, konuşur. Onlar da cevap olarak büyür, serpilir, gelişirler. Dünyadaki her canlı için insan yüreğinin yarattığı elektromanyetik güç, sevgi ve şefkat içeriyorsa şifa ve gelişme kaynağı olur.


Çocuklar insan kalbine karşı çok hassastırlar. Seveni, sevmeyeni çabuk ayırırlar. Yürekteki elektromanyetik güce karşı çok duyarlıdırlar. Aynı şekilde hayvanlar da kendilerine zarar verecek olanı veya okşayacak, sevecek olanı büyük bir duyarlılıkla ayırt ederler. Bilimsel verilerle saptandığına göre, insan yüreğinin yarattığı elektromanyetik güç, aklın yarattığından 5 bin kat fazla imiş. Yine aynı bilimsel verilere göre, bu güç insanlar tarafından 1,5 veya 2,5 metre uzaktan hissedilebiliyormuş.


Çocukluk günlerimden hatırlarım; bembeyaz sakallı, nur yüzlü bir dedem vardı. Gözlerinin içi gülerdi. Hem bize hem de çevresindeki insanlara sevgiyle yaklaşır, şefkatle okşardı. Bazen elimden tutardı, çarşıya birlikte giderdik. Önünden geçtiği her esnafı sevgiyle selamlar, uğradığı her dükkândan büyük saygı görürdü. Bir gün yine beraber yürürken bir dükkândan gelen yüksek sesler duyduk. Sonra da iki kişi itişerek dışarı çıktılar. Aralarında bir anlaşmazlık olduğu belliydi. Dedem: “Hayrola, mesele nedir?” diye aralarına girdi. Olayın detaylarını hatırlamıyorum ama kısa bir süre sonra itişen her iki kişi de dedemin ellerini öperek yeniden dükkâna girdiler. Onun içindeki şefkat ve barış duygusu itişen insanları yatıştırmış, münakaşaları bitirmişti.


İnsanlar genelde, diğer insanlar tarafından yalnızca dışlarının görüldüğünü zannederler. Hâlbuki her insan, alışkanlıkları ve yetenekleri doğrultusunda, az veya çok, karşı tarafın içinden neler geçtiğini hisseder. Her insanda diğer insanların içini okuyabilecek yetenek vardır. İçinizden bir insana karşı sevgi geçiriyorsanız hisseder; o da size karşı sevgi duyar. Karşınızdaki insan hakkında kötü şeyler düşünüyorsanız, onu yanıltmaya veya kandırmaya çalışıyorsanız; içinizdeki kötü duyguları hisseder. Yalnızca ikiniz arasında kötü bir hava oluşmakla kalmaz, bulunduğunuz ortama da olumsuz hava hâkim olur. İnsanlar sizin onlara verdiğiniz değeri hisseder, onlar da size değer verirler. Onları küçümsüyor, hor görüyorsanız, bu tavrınızla insanları çevrenizden uzaklaştırır, sevilmeyen, burnu büyük bir insan görüntüsü sergilersiniz. “Dünyaları ben yarattım” tavrı içinde kibirle gezen insanlar vardır. Herkese tepeden baktıklarını zannederler. Oysaki etraflarındaki herkes onları gerçek yönleriyle görür ve “Kendini ne zannediyor?” diye bu tip insanları alaycı gözlerle izlerler.


İnsanlar dışsal şeyleri, şöhreti, kazancı, gücü kovalamaktan kendileri ile olan ilişkilerine ilgi göstermiyor, kendi içlerine yönelmiyorlar. İçlerindeki dünyanın dışardan nasıl fark edildiğini fark etmiyorlar. İçlerindeki karmaşa ve karmaşadan kaynaklanan kompleksleri, yüzlerine ve davranışlarına yansıyınca oluşan görüntüleri onları; kimi gün gülünecek, kimi gün acınacak durumlara düşürüyor.


Acınacak veya gülünecek durumlara düşmemek için içinizi temizleyiniz. Kinleri, korkuları, kıskançlıkları, hasislikleri, kibirleri, kuruntuları… Özetle sizin gerçek insanlığınızı gölgeleyen duyguları temizleyiniz. Yaşamınızdaki etkilerini azaltınız. Onlar yüzünüze yansımasınlar. Herkes yüzünüzde sevgi ve şefkatin yansımalarını izlesin. Yüzünüz içinizdeki aydınlığı yansıtsın, apaydınlık ve nurlu olsun.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Acba normal dogum kolay mu
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.