Küçükken buzdolabındaki dondurma kutusunu heyecanla açtığınızda içinden barbunya çıktığını görüp hayal kırıklığına uğradığınız oldu mu? Ya da Pringles kutusunun içinde spagetti saklayan bir anneniz var mıydı? O zamanlarda anneme ne kadar kızsam da, at şu plastik şeyleri biriktirme desem de şimdi aynısını kendim yapıyorum. Yalnız bir farkla: Hepsini aktif bir şekilde kullanıyorum.


Uzun yıllardır kendi evimde yaşıyorum; bir kere bile saklama kabı alma ihtiyacı duymadım. Bir şeyi atmayıp yeniden kullanmak, hayattaki küçük mutluluklarımdan birisi. Ama düşününce giderek kirlenen dünyamız için anlamı büyük. Bir günde evinizden çıkan bütün çöpleri düşünün. Sonra bütün apartmandan, bütün mahalleden ve şehirden çıkan çöpleri… Bu çöplerin ne kadarının çöp olduğunu düşünün bir de. Çöp nedir diye sorgulayın bir an. Şöyle bir sudan geçirince tertemiz olan bir yoğurt kutusu, bir şampuan şişesi, bir salça kavanozu “çöp” diyerek dışlanmayı hak etmiyorlar bence.


Çöp poşeti almak yerine market poşetlerini kullanmak, eskiyen kıyafetlerden toz bezi yapmak, cam kavanozlarda çeşitli bakliyat ürünlerini saklamak zaten annelerimizden görüp uyguladığımız tasarruf yöntemlerinden. Fakat bunlarla kalmayıp hem bütçemizi hem de çevremizi korumak adına daha fazlasını yapabiliriz.


Annemin ya da diğer birçok annenin evinde kullanılmadığı halde duran birçok eşya olduğunu görüyorum. Örneğin bir sürahi, hatta birden fazla sürahi, benim evimde hiçbir zaman olmadı. Cam şişelerde aldığım içeceklerin şişelerini aynı amaç için kullanıyorum. Banyoda sıvı sabun, diş fırçası, pamuk ve benzeri şeyler koymak için bulunan banyo takımı, masraf olmasının yanı sıra arada bir tozunu alıp yıkamak gerektiğinden zaman kaybettiren eşya fazlalıklarından. Zaten aldığımız çoğu ürünün kendi kutusu ya da fermuarlı poşetleri var. Benim yaptığım gibi sıvı sabunu yeniden doldurulabilir pompalı şişesinden kullanabilirsiniz. Bir diğer örneğim huni. 3-5 liralık şey belki de evet ama hiç almadım. Plastik şişelerin ağız kısmını keserek huni olarak kullandım, üstelik böylelikle her amaç için ayrı birden fazla hunim oldu. Birini sadece yağ için, diğerini sadece sabun ya da deterjan için kullanabiliyorum. Saklama kabı, huni, sıvı sabunluk, çöp poşeti, bütün bunlar kaç paralık şey, bunları almayarak zengin mi olacağız demeyin. Damlaya damlaya göl olduğunu unutmayın. Ben bunlara para harcamak yerine haftada 2 kere yüzme havuzuna giderek hem güzel vakit geçiriyor hem de sağlığıma yatırım yapıyorum. Hayatın koşturmacası içinde haftada 2 kere yüzmeye gitmek için vakit yok diyenlere de eşyalarını azalttıkları takdirde kendilerine daha çok vakit ayırabileceklerini söylüyorum.


Yıllardır alıp alıp hiç atmayıp bütün mutfak raflarını tıka basa doldurmuş anneler! Lafım özellikle size. Kullanmadığınız tabak çanakları, yenisini alıp eskisini dolabın arka taraflarında sakladığınız tencerelerinizi, çekmecede aradığınızı bulmanıza engel olan fazlalıkları belediyelere, öğrenci evlerine ya da ihtiyacı olanlara verin, dağıtın. Hem size yer açılsın, hem onlar yenisini alıp masraf yapmak zorunda kalmasın. Tabii eskileri verirken yenisini almamaya çalışmak da önemli. Yemeği güzel yapan sizlersiniz, reklamlarda gördüğünüz o tencerenin, evinizdekinden çok da bir farkı yok, emin olun.




Vuslat Guraslan



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.