Tekrarlayan tüp bebek uygulamalarına rağmen gebe kalamayan çiftler, mümkün olan bütün yöntemleri deneme eğiliminde olurlar. Bazı merkezlerde, bilimsel olarak kanıtlanmış tedavi yöntemlerinin yanı sıra, etkinliği kanıtlanmamış, diğer bir deyişle ‘ampirik’ tedavi yöntemleri de kullanılabilmektedir.


Herhangi bir tedavinin etkinliğinin kanıtlanmış olabilmesi için rastgele seçilmiş çiftler üzerinde uygulanması ve aynı şeklide seçilen ve önerilen tedaviyi görmeyen çiftlerle karşılaştırılması gerekir. Ancak bu şekilde yapılmış olan çok az çalışma mevcuttur.


Tüp bebek tedavisinde aspirin kullanımı: Tüp bebek denemeleri sırasında düşük dozda aspirin kullanımı ile ilgili bugüne kadar toplam 5 çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların 3 tanesinde aspirinin faydası görülmemiş, ikisinde ise gebelik oranlarını artırdığı saptanmıştır. Tüm çalışma sonuçlarının beraberce değerlendirildiği meta analizde ise aspirin faydasız bulunmuştur. Bazı merkezlerde, tüp bebek uygulamalarında aspirin kullanımı tercih edilmemektedir. Faydasının kanıtlanmamış olmasının yanı sıra yumurta toplama işlemi sırasında ve sonrasında kanama komplikasyonunu arttırma riski de bulunduğundan, tedavide kan sulandırıcı ilaç kullanmaya karar vermeden önce doktorunuzla detayları görüşmelisiniz.



Heparin: Cilt altına iğne ile yapılan bir kan sulandırıcıdır. Heparin özellikle antifosfolipid sendromu (APLs) adı verilen ve pıhtılaşmaya meyli artıran bir durumda faydalıdır. APLs olan kadınlarda gebe kalmak zorlaşır ve gebelik olduğu takdirde bebeğin karın içinde kaybedilme olasılığı yüksektir. APLs aynı zamanda tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarına da yol açabilir. APLs olmayan kadınlarda tüp bebek başarısını artırmak amacı ile Heparin kullanımı etkinliği kanıtlanmamış bir tedavi şeklidir. Sadece bir çalışmada bu tedavinin etkin olduğu gösterilmiş ancak daha sonra bu sonuçlar doğrulanmamıştır.


Viagra: Özellikle rahim iç tabakasının yeterli kalınlaşmadığı durumlarda rahme gelen kan akımının artırılması prensibinden yola çıkarak vajinal olarak viagra uygulaması denenmiş ve bir çalışmada iyi sonuçlar elde edilmiştir. Ancak bu sonuçlar daha sonra hiç bir çalışmacı tarafından doğrulanmamıştır. Rahim iç tabakası yeterince kalınlaşmayan kadınlarda genellikle bundan sorumlu olan, rahim içi yapışıklıklardır. Bunun anlaşılması ve tedavisi için histeroskopi adı verilen bir işlem yapılmalıdır.



Ko-Kültürler: Bu yöntemde tedaviye başlamadan önceki ay yumurtlamadan sonra rahim içinden alınan bir parça yapay olarak laboratuvar ortamında hücre kültürü yapılarak geliştirilir. Embriyolar bu tabakanın üzerine konarak büyümeleri izlenir. Ko-Kültür özellikle 1990’lı yılların başlarında embriyo kültür ortamlarının embriyoları ileri gelişim aşamlarına kadar desteklemedikleri için ortaya atılmış bir yöntem olup bugün araştırma dışında pek kullanılmamaktadır. Ko kültürlerin tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları olan çiftlerde kullanılması ile gebelik oranlarının arttığını gösteren bir çalışma vardır (Spandorfer 2003). Bugüne kadar diğer araştırmacılar tarafından benzer sonuçlar yayınlanmamıştır. Çalışmanın en önemli zayıf noktası ise randomize diye tabir edilen grupların rastgele seçilmemiş olmasıdır. Ko kültürlerin popülaritesini kaybetmesindeki en önemli neden son yıllarda kullanılan ve embriyo gelişimini 5-6. güne kadar destekleyen ardışık kültür ortamlarının çıkmış olmasıdır. Bu ortamlarda blastokist aşamasına giden embriyo oranı ko-kültür yapılanlardan farksız ve hatta daha iyidir.


Embriyo yapıştırıcısı: Özellikle ileri yaştaki kadınlarda ve tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan çiftlerde "embriyo glue" adı verilen yapıştırıcının kullanılması ile gebelik oranlarında artma olduğunu gösteren çalışmalar vardır.



Lenfosit aşısı: Bu yöntemde babadan alınan kan içinden izole edilen lenfosit hücreleri annede cilt altına verilerek bağışıklık sistemi modifiye edilmektedir. Tekrarlayan gebelik kayıpları olan çiftlerde önerilmiş, ancak bu grupta dahi etkinliği kanıtlanmamış bir tedavi yöntemidir (Ober 1999). Tüp bebek başarısızlıkları olan çiftlerle ilgili tek bir çalışma yayınlanmış ve bu çalışmada sonuçların aşılamayı takip eden ilk 6 ay içinde tüp bebek yaptıran olgularda yükseldiği gösterilmiştir (Kling 2002). Ancak bu tedavinin de diğerleri gibi etkinliği iyi planlanmış çalışmalarda gösterilememiştir.


Ardışık Embriyo Transferi: Embriyoların bir kısmının 2. veya 3. gün, bir kısmının ise bekletilerek 5. veya 6. gün transfer edilmesine verilen isimdir. Özellikle son yıllarda transfer edilebilir embriyo sayısının kanunlarla kısıtlanmasını takiben tamamen terk edilmiş bir yöntemdir. Kullanımda olduğu dönemlerde de herhangi bir faydası gösterilmemiştir.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.