Sakınan göze çöp batar! Hamilelik sürecinde kendinize ne kadar dikkat ettiğinizi biliyoruz. Ama yine de hastalanabilirsiniz. İnanın bu çok büyük bir sorun değil. Bunu kendinize dert etmeyin, arkanıza yaslanın ve yazımızı okuyun.


‘Grip mi oldum? Sadece üşüttüm mü?’

Her burnumuz aktığında grip olduk sanarız. Oysa grip ve soğuk algınlığı birbiriyle çok sık karıştırılan ve hatta birbiri yerine kullanılan iki terim olmakla birlikte aslında birbirinden çok farklı iki durum. Her iki hastalıkta da benzer belirtiler görülmekle birlikte, hastalığın hem nedeni, hem de sonuçları çok farklı. Her iki hastalığa da virüsler neden olur ve hastalık üst solunum yollarını etkiler. Grip İnfluenza A, B ve C adı verilen üç tür virüse bağlı bir hastalıkken, soğuk algınlığına 200 değişik tür virüs neden olabilir. Soğuk algınlığı genelde burnu etkilerken grip tüm vücudu etkiler. Her iki hastalık da komplikasyonlara neden olabilirken zatürree gibi ciddi durumlar soğuk algınlığında görülmez. Soğuk algınlığından farklı olarak grip, aşısı sayesinde önlenebilir bir hastalık.


Hamilelikte soğuk algınlığı

Soğuk algınlığı genelde burnu tutan bir hastalık. Bu hastalığa neden olan mikropların önemli bir kısmı ‘rhinovirus’ adı verilen gruba dahil. Enteresandır; rhino Yunanca burun anlamına geliyor.


Hamilelikte soğuk algınlığı belirtileri nelerdir?

Belirtiler genelde virüsle karşılaşıldıktan iki gün sonra ortaya çıkar. En sık karşılaşılan yakınmalar nezle, burun tıkanıklığı ve hapşırma. Ateş genelde görülmezken boğaz ağrısı ya da hasassiyet olabilir; ancak muayenede boğazda kızarıklığa nadiren rastlanır. Sinüslerde ağrı ve kulak ağrısı sık görülür. Virüsün tipine bağlı olarak gözlerde sulanma, öksürük, geniz akıntısı, iştahsızlık, halsizlik gibi yakınmalar da olaya eşlik edebilir; ama yine de sorunun merkezi burun. İlk başta daha sıvı olan burun akıntısı, birkaç gün içinde koyulaşarak kıvam değiştirebilir. Belirtiler bir hafta, on gün içinde azalarak kendiliğinden kaybolacaktır.


Hamilelikte grip

Influenza virüslerinin neden olduğu grip hastalığı her yıl yaygın salgınlara neden olabilen bir hastalık. Hastalığa neden olan virüs, çok sık aralıklarla form değiştirdiği için yaygın salgınlara neden olur. Daha seyrek aralıklarlaysa virüsün yapısında büyük değişimler meydana gelir ve tüm dünyayı etkileyen salgınlar görülür.


Gribin bulaşma yolları nelerdir?

Her iki hastalık da damlacık enfeksiyonu şeklinde havadan bulaşır. Virüsü taşıyan hapşırdığında milyonlarca virüs havaya karışır ve kişinin göz, burun ve ağzından girerek enfeksiyona neden olur. Virüsü alan kişi, bundan sonraki ilk iki gün civarında en fazla bulaştırıcılığa sahip. Anlayacağınız belirtilerin ilk görüldüğü dönem bulaşıcılığın da en fazla olduğu dönem. Öte yandan eller de bulaşmada rol oynayabilir. Örneğin hasta olan kişi, eliyle burnunu sildikten sonra bir başkasıyla el sıkışırsa ve elini sıktığı kişi daha sonra gözünü kaşırsa hastalığı alabilir.


Hamilelikte gribin belirtileri nelerdir?

Hastalık genelde vücut sıcaklığında yükselmeyle başlar. Yüzde kızarıklık ve halsizlik de yaşanır. Bazı kişilerde başdönmesi, bulantı ve kusma görülebilir. Ateş genelde iki-üç gün devam ederken, nadiren beş güne kadar uzayabilir. Ateşten sonra genel vücut bulguları ortaya çıkar. Solunum sistemi yakınmaları artar. En önemli bulgu kuru öksürük. Bununla birlikte boğaz ağrısı, boğazda kızarıklık, soğuk algınlığı belirtileri, yaygın kas ve eklem ağrıları sık görülür. Öksürük dışındaki belirtiler genelde bir hafta içinde kendiliğinden kaybolur ama öksürük birkaç hafta daha devam edebilir.


Hamilelikte gribe karşı ne yapılmalıdır?

Tabii hamileyken hastalanmasanız iyi olur. Hastalanırsanız da doktora gidip tedavi olabilirsiniz. Hamilelik, bağışıklık siteminin yanı sıra dolaşım ve solunum sisteminde de değişikliklere neden olarak komplikasyonlar açısından daha yüksek risk altında olmalarına yol açıyor. Öte yandan hamileliğin son dönemlerinde gribe yakalanan bir anne adayının doğum sonrası hastalığını bebeğine geçirme olasılığı da fazla.


Hamilelikte grip aşısı

Grip aşısı, canlı virüs içermeyen ve hamilelikte kullanılabilen güvenli bir aşı. Aşı, genelde üç tür influenza virüsüne karşı bağışıklık sağlıyor. Aşının içeriği her yıl değiştirilerek o yıl içinde salgınlara neden olması beklenilen virüslere karşı olacak şekilde üretiliyor. Aşının etkinliği genelde aşı yapılan kişinin yaşına ve o yıl enfeksiyona neden olan virüsle aşının içerdiği inaktive virüsün benzerliğine bağlı oluyor ve ortalama yüzde 70-90 civarında. Amerikan Jinekolog ve Obstetrisyenler Birliği (ACOG) 2000 yılı, Aralık ayında yayınladığı görüşte salgın mevsiminde hamileliğinin ikinci ya da üçüncü döneminde olan kadınlara grip aşısı olmalarını öneriyor. Yine aynı bildiride şeker hastalığı, astım, hipertansiyon gibi yüksek risk durumlarının varlığında gebelik yaşına bakılmaksızın grip aşısı yapılmasını öneriyor. Bu gibi yüksek risk faktörleri olmayan kadınlarda ise aşının gebeliğin ilk dönemi sonunda yapılması öneriliyor. Bununla birlikte aşı sonrası annede gelişen antikorlar bir miktar bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onu da gribe karşı koruyor.


Destekleyici tedaviler ve yapılması gerekenler

Her iki hastalık da virüslerin neden olduğu hastalıklar. Antibiyotikler virüsler üzerinde etkili olamıyor. İkincil bir bakteriyel enfeksiyon yoksa antibiyotik kullanmayın. yakalanmamak daha önemli. Bu nedenle salgın dönemlerinde kapalı yerlerde fazla uzun kalmayın.


  • En iyi ve en etkili destek tedavisi istirahat. Eğer mümkünse bol bol yatak istirahati yapın.
  • Yatarken başı yukarıda tutmak geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltır.
  • Bulunduğunuz ortamın yeteri kadar sıcak olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edin.
  • Havanın kurumasını engelleyin, nemli kalmasını sağlayın.
  • Yeteri kadar sıvı içmeniz çok önemli.
  • Hastalık dönemlerinde beslenmeye dikkat edin.
  • Boğaz ağrısını gidermek için pastil kullanabilirsiniz.
  • Burun tıkanıklığı için tuzlu su ya da okyanus suyu kullanabilirsiniz.
  • Ağrı ve ateşi gidermek için doktorunuzun önerdiği bir ilacı alabilirsiniz.
  • Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönmeyin.

Bu durumlarda doktorunuza danışın

Doktora gitmenizi gerektirecek belirtileri yaşıyorsanız ihmal etmeyin:


  • Yüksek risk grubundaysanız,
  • Ateşiniz 38.5 derecenin üzerine çıkarsa ve birkaç gün içinde düşmezse,
  • Soluk alıp vermede güçlük olursa,
  • Göğüs ağrısı ortaya çıkarsa,
  • Şiddetli kulak ağısı, kulaktan akıntı ve kanama olursa,
  • Döküntü ve kızarıklık ortaya çıkarsa,
  • Ense sertliği ortaya çıkarsa,
  • Birkaç gün içinde düzelemediğinizi ve ciddi derecede hasta olduğunuzu düşünüyorsanız.


Grip, hamilelikte daha ağır seyrediyor

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Uzm. Dr. Figen Temelli Akın, anne adaylarına, kış aylarında üst solunum yolu hastalığına yakalanmamaları için önemli uyarılarda bulunuyor.


Hamilelikte meydana gelen her türlü enfeksiyonda, enfeksiyonun yerine göre yaklaşımlar değişkenlik gösterir. Bu durumda önem verilmesi gereken konu, enfeksiyona zamanında müdahale edilmesi ve ilerlemesinin önüne geçilmesidir. Hamilelik döneminde bağışıklık sistemi oldukça hassas ve önemlidir. Yaşanan üst solunum yolu enfeksiyonları, bağışıklık sistemini zayıflatarak, dolaşım ve solunum yolunda normalde yaşanan sıkıntıların daha fazla hissedilmesine sebep olur. Bu nedenle hamilelerin kış aylarında çok yönlü önlem alması gerekir. Beslenme düzeni, hijyen koşulları, giyim, ilaç kullanımı ve egzersiz gibi konularda da titiz davranılması önemlidir.


Grip ve soğuk algınlığı birbirinden farklılık gösterir

Grip ve soğuk algınlığı virüslerin neden olduğu hastalıklardır. İki hastalık da sanılanın aksine farklılıklar gösterir. Soğuk algınlığında yüksek ateş görülmezken, gripte çok yüksek ateş ve araya giren ikincil bakteriyel enfeksiyonlar gözlemlenebilir. Soğuk algınlığında görülen belirtiler; burun akıntısı, hapşırma, boğazda yanma hissi ve öksürüktür. Gripte ise; genelde 39 derece ve üzeri ateş, baş, kas-eklem ağrısı, bitkinlik ve orta şiddette öksürük yaşanır. Hamilelerde görülen yüksek ateş 39 derece ve üstünü geçmemelidir. 38 derece ateşte, ateş düşürücüler kullanılır. Alın, koltukaltı, diz kapağı arkasına soğuk kompresi uygulanmalıdır. Ilık duş alınmalı, ince giysiler giyilmelidir. Anne adayında ateş şikayeti devam ediyorsa, mutlaka doktora başvurulmalıdır.


Hamileliğin ilk aylarında yüksek ateş tehlikelidir

Hamileliğin ilk üç ayında yüksek ateş tehlikelidir ve bebeğe zarar verebilir. Bu sebeple yüksek ateşe izin verilmemelidir. Doktor muayenesine kadar, hamilenin vücut ısısını ve bebek üzerinde oluşturacağı olumsuz etkiyi azaltmak için, annenin ateşi mutlaka düşürülmelidir. Doktora gidene kadar parasetamol ilaçlar alınabilir. Bu tür ilaçların hamilelik üzerinde kötü bir etkisi yoktur.


Enfeksiyonlar, fiziksel ve psikolojik olarak anneyi zorlar

Özellikle sonbahar ve kış ayları bu enfeksiyonların en çok görüldüğü zamanlardır. Gebelikte yaşanan enfeksiyonların hem anne adayına hem de bebeğe bazı olumsuz etkileri söz konusudur. Bu durum anne adaylarını hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlar. Hamilelik, tek başına gribe yakalanmak için bir neden değildir. Ancak hamile bir kadındaki enfeksiyonda komplikasyon görülme oranı daha da artar.


Hamilelik, bağışıklık sistemini zayıflatmaz

Gebelikte bağışıklık sistemi ilişkisi oldukça karmaşıktır. Bağışıklık sisteminin, gebelikte genellikle baskılandığına inanılmaktadır. Ancak enfeksiyondan korunma hücreleri dediğimiz savunma hücrelerinin seviyeleri değişir. Aslında bu durum bebeğin anne karnında tutunması ve gebeliğin devamı için gereklidir. Gebelerin enfeksiyon hastalıklarına sık yakalanmadıkları görüşü hakimdir. Yine de birçok farklı görüş, bağışıklık sisteminin zayıfladığını ve daha sık enfeksiyon geçirildiğini ifade eder. Bunun yanı sıra son yıllarda yapılan çalışmalar ise, gebelerde bağışıklık sisteminde bir bozulma olmadığını ve gebelerin bir çok enfeksiyon hastalığına yeterli yanıt gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu açıdan bakıldığında ise farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Gebelikte bağışıklık sisteminin zayıfladığına dair ortak bir görüş hakim değildir.


Kapalı mekanlar risk yaratıyor

Kış aylarında hamile kadınların dikkat etmesi gereken önemli konulardan biri de sağlıklı havalandırma şartlarıdır. Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte hamilelerin soğuk havadan korunmak için kalabalık ve kapalı ortamları tercih ettikleri gözlemlenir. İyi havalandırılmayan ortamlar, bulaşıcı hastalıkların daha kolay yayılmasına sebep olur. Bu tarz kapalı mekanlar hamileler için büyük riskler içerir. Bulaşıcı hastalıkların ve alerjilerin çoğalmasına neden olan bu koşullar, değişen hava şartlarıyla birlikte birçok hastalığa sebep olmaktadır. Bu nedenle anne adaylarının vakit geçirdikleri mekanları özellikle de evlerini sıklıkla havalandırmaları önerilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar hastalığı olan kişilerle yakın temasta bulunulmamalıdır. Eller devamlı temiz tutulmalı ve sık yık yıkanmalıdır. C vitamini ağırlıklı beslenilmeli, bol sıvı tüketilmelidir.


Sağlıklı bir uyku için oda hijyeni önemli

Sağlıklı bir uyku için yatak odalarının hijyeni de çok önemlidir. Burun tıkanıklıkları ve öksürüklerin önüne geçebilmek için evlerin sık sık süpürülmesi, yastık ve yorganların hijyenik koşullarda olması, sıklıkla değiştirilmesi ve ortamın tozlardan arındırılması gerekir. Evcil hayvanlar ise yatak odalarından uzak tutulmalıdır. Mümkünse yatak odalarında halı kullanılmamalıdır. Evlerde soba ve kaloriferlerin kuruttuğu havayı kaynayan bir çaydanlık ile nemlendirmek de faydalıdır. Nefes almakta zorlanılırsa 2-3 gün kadar burun spreyi kullanılabilir. Ayrıca deniz suyu spreyleri de tercih edilebilir. Burnu nemlendirmek için ortamın nemli tutulması gereklidir.


Ihlamur, zencefil ve tarçınlı çay, rahatlatıcı etki yaratabilir

Üst solunum yolları enfeksiyonları genellikle viral denilen hastalık grubundadır. Bu durumda yaşanan şikayetler için rahatlatıcı ilaçlar kullanılır. Ateş düşürücü ve burun açıcı spreyler gibi şikayet giderici ilaçlar da kullanılabilir. Hamilelerde grip ve soğuk algınlığı ağır hastalığa sebep olabilir. Antiviral ilaç alımı, ciddi sonuçların önlenmesine yardımcı olabilir. Anne adayının antiviral ilaç almasının, kendisi ve bebek için zararı olduğunu düşündüren hiçbir çalışma yoktur. Eğer bakteriyel bir enfeksiyon durumu var ise antibiyotik kullanımı gerekir. Ihlamur, zencefil, tarçınlı çay, C vitamini özellikle taze sıkılmış portakal suyunun rahatlatıcı etkisi olduğundan, tedavi uygulaması için bu içecekler de tüketilebilir.



Riskli Gebelikler Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak, enfeksiyonun zatürreye dönmemesi için grip aşısı yaptırılmasının ve istirahatin gerekliliğine dikkat çekiyor.


Grip olmak korkulu kabus

Bebek bekleyen kadınların en korkulu kabuslarından biri ilaç almalarını gerektirecek biçimde hastalanmaktır. Dönem itibarıyla grip salgınının çok sık görüldüğü şu günlerde hamilelerin sağlıklarını korumaları daha büyük önem taşıyor. Normal şartlarda kendisini sınırlayan bir enfeksiyon olan gribin, risk grubundaki hastalarda bağışıklık sistemi tarafından ortadan kaldırılması o kadar kolay olmuyor. Çünkü hamilelik nedeniyle kısmen baskılanan bağışıklık sistemi, anne adayının daha kolay enfeksiyon kapmasına neden olduğu gibi ortaya çıkan enfeksiyonun normalden daha uzun sürmesine de yol açıyor.


Zatürreye zemin hazırlıyor

Kuzey yarım kürede sık olarak kış aylarında görülen grip virüsünün neden olduğu tablo, hamilelik sürecinde zatürre gelişimine bile zemin hazırlayabiliyor. Doğrudan bebeği enfekte etmeyen enfeksiyon, anne adayında neden olduğu yüksek ateş, öksürük, zatürre, menenjit, myokardit (kalp kası enfeksiyonu) ve orta kulak iltihabı gibi hastalıklar nedeniyle dolaylı olarak bebeği etkileyebiliyor. Bu durum da bebek için gebelik haftasına göre düşük vücut ağırlığı, erken doğum, bebeğin suyunun erken gelmesi gibi olumsuzlukları beraberinde getiriyor.


Grip aşısından kaçınmayın

Hamilelik döneminde aniden ortaya çıkan üşüme, titreme, baş ağrısı, kırıklık, yüksek ateş, kuru öksürük ve yaygın kas ağrıları gibi belirtilerin görülmesi durumunda hastanın en kısa sürede doktora başvurması gerekiyor. Özellikle gebelik döneminde grip aşısının yapılmasını öneren Riskli Gebelikler Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak, bu aşının canlı virüs aşısı olmadığını, dolayısıyla gebeliğe de herhangi bir olumsuz bir etkisi olmayacağını belirtti.


En etkili tedavi istirahat

Hasta olduktan sonra gribe karşı en etkili tedavi şekli istirahat. Bu nedenle yatak istirahati ve yeterli dinlenme, tedavideki en önemli basamağı oluşturuyor. Ek olarak, bol sıvı tüketimi ve doğal veya ilaç halinde vitamin desteği de bağışıklık sistemine destek oluyor. Ayrıca gebeliğin ilk üç ayı dışında güvenle kullanılabilecek antiviral ilaçlarla enfeksiyonun etkileri azaltılabiliyor. Bu sayede virüsün çoğalmasının önüne geçmek ve ikincil enfeksiyon gelişmesini engellemek mümkün oluyor.


Hamilelikte gripten korunma yolları nelerdir?

Grip enfeksiyonu damlacıklar yoluyla ve enfekte yüzeylere temasla bulaşır. Öksürüp hapşıran kişi, virüs içeren çok sayıda damlacığı etrafa yayar. Bu damlacıkların ağız, burun ya da gözlere ulaşması ile hastalık yayılır. Bu nedenle kapalı alanlarda grip bulaşma riski çok daha yüksektir. Gribe karşı alınabilecek en iyi önlemin bulaşmanın önüne geçmek olduğunu belirten Doç. Dr. Oktay Kaymak, grip enfeksiyonundan korunma yollarını şöyle sıralıyor:

  • Hasta insanlarla yakın temastan ve ziyaretten kaçının,
  • Havasız ve kapalı ortamlarda uzun süre kalmayın, bulunduğunuz ortamı sıkça havalandırın,
  • Hasta insanların olduğu ortamdan çıkınca ellerinizi yıkamayı unutmayın,
  • Elinizi ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize sık temas ettirmeyin,
  • Soğuk immün sistemi kırabilir bu nedenle soğuk havalarda iyi giyinin,
  • Şikayetiniz olduğunuzda en kısa zamanda hekime başvurun.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.