Senin tahammülün karşı tarafın iştahını arttırır ve karşı taraf daha baskın olmaya yeltenir. Bu yüzden tahammül kapısını kapatıp çat kapı gitmek gerekir.
Kibarca fedakârlık, aslında aptallıktır.
Fazla tahammül, soytarıyı kral yapar.
Tahammül, sabrın taşmasını demlemektir.
Kendine değer vermeyi ve kendini sevmeyi unutmaktır.
Fazla tahammül fedakarlıktır ama hep senden gider. Kendi kul hakkına girmektir. Her şey karşılıklı olmalı. Bunu şimdi uygulamak yıllar sonra anlamaktan iyidir.
Fazla tahammül enayiliktir, zamanında çok tahammül ettim biliyorum, tahammül gösterdiğin kişi bunu tabir-i caizse enayilik olarak görüyor.
Fazla tahammül yavaş yavaş kendi canına kıymaktır. Sesi çıkmayanın canını çıkarırlar. Kendine haksızlıktır.
İnsan "Hayır" sözünü lügatına yerleştirmeli, yeri ve zamanı gelince de kullanmalı. Fedakârlık diyerek taviz verilir, taviz verdiğin iki katı fazlasını yapar. Her şeye tahammül edilmez, "Hayır" demek gerekir. Kendinizi yıpratırsınız.
İkisi de farklı kavramlar ama işin içine fazlaca tahammül etmek giriyorsa bu fedakârlık olur. Her şeyin bir sınırı olmalı.
Fazla tahammül, fazla tavizdir. Bilerek yapılan fedakarlığı karşındaki anlamıyorsa ahmaklık sayılır.
Sevgi, saygıdır bir şeyleri kurtarabilme çabasıdır. İnsan sevdiği ve değer verdiği insanlara tahammül eder. Kişiden kişiye, durumdan duruma değişir. Ama sürekli yapılan iyiliği görevin olarak görüyor en yakınların bile, her şeyin fazlası zarar.
Tahammül hoşgörüden gelir. Hoşgörü ise, "Ben insanım ve seni de insan olarak görüyorum" demektir. Çoğu kişi bunu yanlış algılayıp sırtınıza biner ve zamanla sanki bu sizin görevinizmiş gibi görülür. Karşınızdaki değer bilmiyorsa tahammül etmeyin, fedakâr olmayın yoksa kaybeden siz olursunuz. Sonradan gelen pişmanlık fayda etmez.
Fazla tahammül fedakarlıktır ve bundan faydalananlar artık buna alışmıştır. Senin yaptığın her fedakârlık mecburiyetmiş gibi görünür. Ölçü lazım. Yoksa seni yara bandı yaparlar, yara bittiğinde sen de bitersin. Pişmanlıktır, kendini bitirmektir.
Fazlası kendi değerinizi karşınızdakinin gözünde düşürür. Yani değersizleşirsiniz.
Tahammülün özünde sabır yatar. Sabırsız insanlarda tahammül olmaz. Konusuna ve önemine göre değerlendirilmeli. Kullandırmayın kendinizi ve iyi niyetinizi.
Çoğu durumun kökeninde kaybetme korkusu var. O korkuyu yenersen kazanıyorsun. Kaybedecek bir şeyin yokmuş gibi davrandıkça hem kazanıyor hem saygı görüyorsun.
Biri feda diğeri kar ediyorsa ticarettir. Feda eden kendinden verir, diğeri alır kar eder.
Bile bile ateşe atlamaktır. Birisinin yaptığı tek bir iyilik iyi insan izlenimi verir. Ama diğer gün ikinci yüzünü görür ve bir çıkmaza girersiniz. Sonra susar, havanın aydınlanmasını beklersiniz.
Tahammülün fazlası insanın kendi kul hakkına girmesidir. Tahammül etmekle başlar, tahammülsüzlükle biter. Tahammülün de içinde bir dengesi vardır. Sınırları zorlandığında biter. Suiistimal edilmeye müsait bir davranıştır. Kişiye ve duruma göre farklılık gözetilmesi gerekir.
Fiziksel yorgunluk dinlenmekle geçer. Ruhsal yorgunluk ise olayların çözülmesini bekler.
Her şey denge üzerine kurulmuş. Bu dengeyi kuramadığınız taktirde kaybeden siz olursunuz.
Kendinden başkasına değer ahmaklıktır.
YORUMLAR