Gün geçtikçe daha çok insan dijital hayatlarını sınırlamaya çalışıyor, özellikle pandemi döneminde yoğun bir şekilde maruz kalınan teknoloji, bu süreci daha da hızlandırmış durumda. Bazı insanlar bir konser esnasında telefonlarını kapatmanın mutluluk düzeylerini aniden yükselttiğini söylerken bazıları da bir süre telefonlarını bırakmanın ekran sürelerini düzenlemekte uzun vadede yararlı olduğunu düşünüyor.
Pandemi döneminde birçok sosyal etkinliğin de çevrimiçi olarak gerçekleştirilmesiyle artık çoğu insan bir dijital detoksa ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyacı karşılamak için geçici olarak telefonları kilitleyen uygulamalardan, internet erişimini sınırlayan lüks otellere ve masada telefonları yasaklayan restoranlara kadar, insanların gerçek hayatla yeniden bağlantı kurmasını sağlamaya çalışan çözümler sunuluyor. Birçok uzman pandeminin öncesinde de dijital detoksa ilginin artmaya başladığını söylüyor.
Yapılan araştırmalar, her beş kişiden birinin dijital detoks yaptığını ve insanların %70’inin ekran sürelerini azaltmayı hedeflediklerini gösteriyor. Şehirden uzak ve bağlantının olmadığı konaklama mekânları her zamankinden fazla rağbet görüyor. İnsanlar artık karantinada bunaldıkları ekranların başından kalkmak istiyor.
Dijital saçmalık
Teknolojiye biraz ara vermek genelde uyku sorunlarını, depresyon ve kaygı bozukluklarını azaltmanın ve genel ruh halini iyileştirmenin bir yolu olarak görülse de bazı uzmanlar bu konuya hala şüpheci yaklaşıyor. Çoğu kişi doğayla iç içe bir yerde, teknolojiden uzak bir konseptte yaptıkları tatilde kendilerini daha iyi hissettiğini söylüyor ama buradaki tek faktör teknoloji değil. Doğayla iç içe olmak ve bunun bir "tatil" olması, bu olumlu sonuçları direkt olarak dijital detoksa yorulmaması gerektiği hakkında ipuçları veriyor. Sadece teknolojiyi kısıtlamak ve başka bir değişiklik yapmamak daha iyi zaman geçirmenizi sağlamayabilir.
İngiltere'deki Loughborough Üniversitesi tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırma, 24 saatlik bir akıllı telefondan uzak durma süresinin ruh hali ve kaygı üzerinde hiçbir etkisi olmadığını buldu.
Oxford Üniversitesi araştırmacıları tarafından bu yıl yapılan benzer bir araştırmaya katılanlar, sosyal medyayı bir günlüğüne bıraktıklarında, daha fazla özsaygı veya memnuniyet gibi kişisel refah duygularının arttığını bildirmediler. Psikolog Andrew Przybylski gibi bazı araştırmacılar ise dijital hayatı kısıtlamanın ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin abartıldığını düşünüyor. Buna göre telefonunuzu kapatmak gibi bir hamle, muhtemelen hayatınızı çok daha mutlu bir hale getirmeyecek.
Yine de akıllı telefonlara harcanan zaman birçok insan tarafından daha farklı ve yararlı bir şekilde kullanılabilir. Bir ebeveyn, çalışan, eş ve arkadaş olarak günlük yaşantımıza sığdırmaya çalıştığımız birçok rol varken, zamanımızı neye harcadığımız daha da önemli bir hal alıyor. Bazı insanlar için dijital detoks, günlük alışkanlıkları değerlendirmek ve değişime ihtiyaç olup olmadığını görmek için iyi bir fırsat olabilir.
Przybylski’nin yürüttüğü araştırmada katılımcıların çoğunun dijital detoks esnasında kendilerini tanımakta ve anlamakta daha iyi oldukları belirlendi. Çoğu katılımcı detoks sonrası ekran sürelerinde kayda değer bir azaltmaya gitmese de bazıları telefonları kapalıyken kaçırdıkları bir şey olmadığını fak edip, sürekli telefonlarını kontrol etme ihtiyaçlarının azaldığını ve başka bir şeyle uğraşırken telefonlarına bakmak için odaklarını dağıtmayı bıraktığını söyledi. Bu bilgiler ışığında, dijital detoksun hayatınızda dramatik bir etki yaratmasını beklemek pek doğru olmasa da daha verimli zaman dilimleri yaratmak için hala faydalı bir araç olabileceği düşünülebilir.
Referanslar:
Umberto Bacchi. "Digital detox: Can taking a break from tech improve your well-being?’"Şuradan alındı: https://www.weforum.org/agenda/2021/08/what-are-the-potential-benefits-of-a-digital-detox (31.08.2021).
YORUMLAR