Bir ilişkinin bitmesi hemen her zaman, herkes için zordur. Bazen rahatlatıcı ve bize iyi gelecek bir karar aldığımızı düşünsek bile, hayatımızda meydana gelen bu önemli değişim belirli bir miktarda stres yaşamamıza neden olur.


NeuroImage Dergisi’nde yayınlanan bir bilimsel çalışmada da, bir ilişkinin bozulmasının ardından görülebilen depresif semptomların, beyin dinamiklerindeki değişikliklerle ilgili olup olmadığı araştırıldı. Sonuçlara göre, ayrılık sonrası gerçekten de nöral aktivitelerde değişimlerin gözlendiği bildirildi.


Araştırmalar, ayrılık sonrasında mutluluk ve keyif duygularımızdan sorumlu olan dopamin, oksitosin ve serotonin hormonlarının üretiminde azalma olabileceğini doğruluyor. Psikolog Dr. Kristin Bianchi, hormonlardaki bu çekilmelerin depresif hisleri tetiklediğini ve özellikle eski sevgiliyi daha fazla özlemeye yol açabileceğini ifade ediyor.


Ayrılığın sinir sistemini olumsuz etkilemesinin bir diğer nedenlerinden biri de, reddedilmenin hayatta kalma içgüdülerimizle alakalı olması. Bazı hayvan türleri hayatta kalma şanslarının gruplar halinde yaşamaya bağlı olduğunu bilirler ve onlar için reddedilmek demek, hayatta kalmanın zorlaşması demektir. İnsanların içgüdüleri de benzer şekilde çalışır, sosyal varlıklarız ve beynimiz sosyal bağlara ihtiyaç duyacağımız şekilde evrildi. Bu bağlardan herhangi birini kaybetmek çok güçlü negatif duygulara neden olabiliyor.




Oksitosin orucu ve replasman terapisi

Kalbimiz kırıldığında bizi en çok oksitosin hormonu etkiler. Aşk ve bağlanma hormonu olarak bilinen oksitosin, ayrılık sonrasında azalmaya başlar ve kimyasal dengesizlikler tetiklenir. Uzmanlar, 30 günlük bir oksitosin orucunun faydalı olabileceği görüşünde. Yani ayrılıktan sonraki ilk ayda eski sevgilinizle kesinlikle görüşmeyin, sosyal medya hesaplarına bakmayın ve daha önce kurmuş olduğunuz nörolojik bağı kırmak için kendinize ve sinir sisteminize biraz zaman tanıyın.


Ayrılık acısı için önerilen bir diğer ‘tedavi’ yöntemi de, replasman terapisi. Yani eksikliğini çektiğiniz bir durumu bir başka içerikle doldurmak. Bu elbette hemen başka bir sevgili bulmanız anlamına gelmiyor! Duyduğunuz sosyal boşluğu arkadaşlarınızla ve ailenizle doldurun, evcil hayvanlarla zaman geçirin ve sinir sisteminize sosyal olarak güvende olduğunuz mesajını verin.




Referanslar: Clifton Mark, ''Broken heart, broken brain: The neurology of breaking up and how to get over it'' (6 Nisan 2018) Şuradan alındı: https://www.cbc.ca/life/wellness/broken-heart-broken-brain-the-neurology-of-breaking-up-and-how-to-get-over-it-1.4608785

''The brain's functional organization slows down following a relationship breakup'' (19 Haziran 2020) Şuradan alındı: https://neurosciencenews.com/break-up-brain-16565/


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.