Başlık size neyi hatırlattı? Sizin de dikkatinizi çekiyor mu? Özellikle sosyo-ekonomik seviyesi biraz daha orta ve üzeri olan kesimde, kadınlar sağlıklı beslenme ve diyetlere takılmış durumdalar.


Sürekli diyetisyene gidiyor, bunu neredeyse hobi olarak yapıyor, ellerinde listelerle geziyor, bazen yaşam koçlarından destek alıyor, light ürünlerin peşinden koşuyor, diyet yemekler yiyor, her gün saatlerce spor yapıyor olması gereken ne varsa neredeyse birebir yapıyor ve kendileri ile gurur duyuyorlar.


Bu durumdan dolayı “Ben bir gram bozmuyorum, kaç aydır çikolata yemedim biliyor musun?” diye yanındakini tersleyen “Bu vücudu sağlamak için neler çekiyorum” diye kızan, söylenen sinirli zayıflar da var tabi. Mutlu olmadıktan sonra bir anlamı var mı, bence yok, ama herkesin kendi tercihi bu. Bu nasıl diyetisyen, bu kadar diyet yapan, bu kadar düzenli diyetisyene giden veya sürekli diyet kitapları okuyan, bu konuda “Ben her şeyi biliyorumu” göstermeyi seven kişileri mi eleştiriyor demeyin! Ama iş takıntı haline geliyor ve bu, çocukları etkiliyorsa bir dur demek lazım. Sağlıklı beslenmeye ilgi göstermeyin demiyorum ama bu, hayatın tek amacı değil. Sağlıklı beslenme yani her gün yoğurt yemek, her gün sebze tüketmek, her gün yeteri kadar su içmek bunlar sadece diyet yapanların ya da bu dikkatli, ince annelerin yapması gereken şeyler değil, hepimizin bunları zaten yapıyor olması gerekiyor.

Durum kötüye mi gidiyor…



O kadar kötü besleniyoruz ve o kadar hızlı değişiyor ki dünya, biz kendi normallerimizi bile unutuyoruz. Yani sabah peynir, zeytin, ekmek, yumurta... bu zaten bizim klasik, normal Türk kahvaltımız değil mi? Şimdi çoğumuz doğru düzgün kahvaltı yapmadığımız için, daha çok poğaça, börek ile geçiştirenler olduğu için, klasik kahvaltımızı yapabilenler bunu övgü ile anlatıyorlar. Eskiden normal olanı bugün sağlamaya çalışmak çaba ve zaman gerektiriyor. Her gün sebze yemeği yiyebiliyor musun?


Bravo... Konserve yerine kendi sebzelerimi kendim közlerim diyen anneler var. Sürekli içimden aynı soru geçiyor, zaten evde kendin közlemiyor muydun ki? Sağlıklı beslenme ve kaliteli yaşam için çaba harcıyor olmak elbette çok güzel. Ama bunu takıntı haline getirirsen iş fena. Bir gün bana gelen bir anneyi hiç unutamıyorum. Aylardır takip ediyorum. Söylediğim her şeyi eksiksiz yapıyor, spor tamam, alışveriş, etiket okuma, tam bir örnek neredeyse. Bir gün görüşmemiz sırasında oğlu aradı. Okuldan çıkmış, eve gitmiş ve evde yiyecek bir şey olmadığını söyledi. Oğluna “Şu anda müsait değilim, sen oradan bak işte başının çaresine, ......’dan bir hamburger mönü söyle. Onu ye!” dedi ve telefonu kapattı. Bana döndü ve kaldığımız yerden devam edeceğimizi sandı. Kendine bu kadar iyi bakan anne nasıl olur da hayatının en değerli varlığı olan çocuğuna bu hamburger zincirinin ne olduğu belli olmayan mönüsünü önerir! “Neden böyle yaptınız” dedim. Ne sorduğumu anlamadı. Tekrar sordum. “Neden çocuğunuza burger mönü önerdiniz?”. Amaann.... “Şimdi evde yemek yok, yardımcım yok bu ara, benim yaptığım diyet yemeklerini yemez, zaten abur cubur dışında bir şey yemez, yesin işte, bir de onlarla uğraşamam” dedi. Çok şaşırdım!


Anne- çocuk ilişkisi kiloyu etkiler



Çocuğunun kilo problemi vardı. Bu şekilde takıntılı olan, tekrar söylüyorum, evde sağlıklı yemekler pişiren annelerden bahsetmiyorum, takıntılı, mutsuz, depresif, kilo dışında başka şey düşünmeyen, diyet spor dışında neredeyse başka şeyle ilgilenmeyen, günün büyük saatlerini yeme, içme, kilo kontrolü, diyet kitapları, otlar, ilaçlar, kılık kıyafet ile geçiren, takıntılı annelerden bahsediyorum. Çünkü bu problem, evde sürekli diyet hali, çocuklarda tam tersine, sürekli abur cubur yeme isteğine dönüşüyor. Annesine tepki göstermek isteyen, annesinin bu halinden sıkılan ve kızgınlığını annesinin en hassas olduğu konuda gösterip intikam almak isteyen çocuk, en küçük bir şeyde “Kötü beslenme” ile annesinin asla yemeyeceği ve ona da yedirmek istemediği yiyecekleri tercih ediyor. Evde çocuklarına zararlı besinleri yedirmeyen annelerin bu baskıya inat, annesinden gizli yasaklanan yiyecekleri tüketiyor. Eskiden nadir görülen tombul dediğimiz çocukların, şimdi karın çevrelerinde koca bir yağ tabakası olması normal mi sizce?


Huzurlu bir yaşam sizin elinizde



Sevgili anneler! Siz çocuklarınızın geleceğini, ne yapacağını, nasıl yaşayacağını bilemez ve belirleyemezsiniz. Ama çocuklarınızın mutlu, kendine güvenen, sağlıklı beslenmeyi bilen, huzurlu, eğlenceli bir yaşam sürmesini öğretebilirsiniz. Bu kendinize gösterdiğiniz özeni “Normal” kabul edin. Bunun için çok çabalıyor, yoruluyor olsanız bile bundan dolayı şikayet etmeyin.


Sürekli evde aynı konuları konuşmayın. Beslenme konusunda asla baskı yapmayın. Kendiniz için dikkat ettiğiniz ne varsa ailenize, çocuğunuza göre şekillendirin. Uç noktalarda olmayın. Bu kadar çok odaklanınca belki de aynı size verdiğim bu kötü örnekteki gibi, çocuk hamburger mönü yiyebileceğini zaten biliyor, bunu annesini aramadan da internetten iki tık ile halledebilir. Ama arayıp soruyor ise biraz ilgi bekliyor olabilir. Elbette bu verdiğim sadece bir örnek, bunun tersi milyonlarca iyi örnek de anlatabilirim. Ama özellikle çarpıcı olan örneği seçtim. Söyledikleriniz değil yaptıklarınız kalıcıdır. Siz ailece çok sağlıklı besleniyor ve yaşıyorken, çocuk belki de tepki olarak kötü besleniyor olabilir? Sadece biraz düşünün, izleyin, konuşun. İncecik anneler ve şişman çocuklar değil, sağlıklı, fit, birbirini anlayan, dinleyen anneler ve çocuklar mutluluk getirir.


Haber: Güneş Aksüs

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.