Öğrenme bozukluklarından biri olarak nitelendirilen disleksi ülkemizde gün geçtikçe daha fazla tanınıyor. Furkan Er* tarafından yazılan “Dahilerin Şifresi” isimli kitapta bu konu her yönü ile ele alınmış. Kavram karmaşası yaşanmasına rağmen Disleksi; bir çocuğun zekâsının normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinden bir ya da birkaçında yaşıtlarına ve zekâsına oranla düşük başarı göstermesidir” olarak tanımlanıyor.
Kitapta halk arasında “özgül öğrenme bozukluğu” diye geçen bu farklılığın aslında Albert Einstein, Graham Bell, Leonardo Da Vinci, Mozart, Henry Ford, Agatha Christie gibi birçok dahinin de sahip olduğu “algılama farklılığı” olarak ortaya koymanın daha sağlıklı olacağına vurgu yapılıyor. Hatta dislektik olmayan kişilerin bile hayat kalitesini arttırıp işte, okulda, sosyal hayatta başarıyı yakalayabileceği yöntemleri anlatılıyor.
Kitapta halk arasında çocuklar ile ilgili sıkça kullanılan “çocuk işine gelince çok zeki ama ders çalışmıyor, tembel. Daha çarpım tablosunu, haftanın günlerini, ayları sırasıyla bir türlü ezberleyemedi. Üstüne bir de yazıları ters yazıyor, okuyamıyor. Aptal mı bu çocuk? Zekâsında da sorun yok. Anlamış değilim...” gibi konuşmaların aslında çocuğun dahi olabileceğinin bir işareti olabileceği anlatılıyor.
Furkan Er, eğer çocuğunuz hakkında böyle konuşuluyorsa çocuğunuzun dislektik (disleksi) olma ihtimali var yorumunu yapıyor.
Kitap, disleksinin en belirgin özellikleri olarak; okurken ve yazarken 12 yerine 21, b yerine d, 3 ile E karıştırmak, matematik becerisinde ise çarpım tablosunu ezberleyememe, yukarı- aşağı, sağ-sol gibi kavramları karıştırma şeklinde özetliyor.
Ayrıca “disleksi”nin Türkçe karşılığı olarak “özgül öğrenme bozukluğu” tanımlamasının yanlış olduğunu düşünen Furkan Er, “algılama farklılığı” tanımlamasının daha uygun olacağına vurgu yapıyor.
*Furkan Er: KKTC Disleksi Derneği Türkiye Temsilcisi
Haber: Necmiye Uçansoy
YORUMLAR