Söz konusu böceklerle, kemirgenlerle ya da diğer yırtıcılarla mücadele olduğunda, bitkiler, göze savunmasız görünebilirler; ancak gerçek şu ki gizli bir silahları var: Sindirildiklerinde küçük canlılara zehirli olabilen, fitokimyasal formundaki keskin kokular ve tatlar. Çiğ sarımsakta var olan allicin, bu etkilere sahip olan bileşenin bariz bir örneği. Allicin yalnızca sarımsak bitkisini korumakla kalmaz; aynı zamanda da birçok farklı yolla insanlara fayda sağlar. Örneğin araştırmalara göre, sarımsak tüketimi ya da destekleyici ilaçlarla alınan allicin, enfeksiyon tedavisine, kardiyovasküler fonksiyonların desteklenmesine vs. yardımcı oluyor.


Allicin nedir?

Allicin, sarımsaktan elde edilen organosülfür bir bileşen olarak tanımlanır. Alliaceaebitki ailesinden olan sarımsak bitkisi, saldırıya uğradığında ya da zarar gördüğünde, enzim reaksiyonları ile daha fazla allicin üretmeye başlar. Bileşen, alliinase enziminin alliin’i dönüştürmesi ile oluşur. Allicin takviyeleri, birden fazla aktif bileşen içerdiklerinden ‘sarımsak hapları’ olarak tanınırlar. Allicin, sarımsağın kendine has kokusunun ve tadının sorumlusudur. Allicin tarafından oluşturulan bileşenler, son derce uçucudur. Bu denli keskin bir kokuya sahip olmalarının sebebi, havaya saldıkları hidrojen sülfürdür. Biyo yararlanım açısından allicin, ‘istikrarsız’ bir bileşen olarak kabul görür; çünkü yalnızca pişmemiş, kesilmiş ya da parçalanmış taze sarımsakta mevcuttur. Kimyasal bileşimi, gastrointestinal kanallara girdiğinden tüketildiğinde hızlıca değişir; ayrıca keskin kokusu sebebiyle çok sayıda insanın tüketemediği bir bileşendir.


Allicinin kullanım alanları

Sarımsağın yapısında çok sayıda sülfür bileşeni ve fitokimyasallar bulunur; bunlardan en önemlileri alliin, methiin ve S-allylcysteine’dir. Bunların hepsi birlikte harekete geçtiğinde, iyileştirici etkiler getirdikleri bilinmektedir – antibakteriyel, antifungal, hipolipidemik, antioksidan, anti-kanser etkiler gibi. Günümüzde birçok sarımsak takviyesi türü mevcut. Bunların sağladıkları organosülfür bileşen seviyeleri, nasıl üretildiklerine bağlı olarak değişiyor.


Allicin:

  • Anti-mikrobik aktivitesi sayesinde enfeksiyonlarla savaşmada,
  • Kolesterol ve kan basıncını düşürme etkisinden dolayı kalp sağlığını korumada,
  • Potansiyel kanser oluşumuna karşı korunmada,
  • Beyni oksidatif stresten korumada,
  • Böcekleri ve mikroorganizmaları uzaklaştırmada kullanılır.

Allicin nasıl tüketilir?

Allicini tüketmenin en ideal yolu, ezilmiş ya da kesilmiş taze sarımsak yemektir. Taze ve çiğ sarımsak, allicin üretimini maksimize etmek amacıyla parçalanmış, kesilmiş ya da çiğnenmiş olmalıdır. Sülfür bileşenlerin kimyasal bileşimini değiştirdiğinden, sarımsağı ısıtmak, antioksidan, antibakteriyel ve vasküler koruma etkilerini azaltır. Yapılan çalışmalara göre mikrodalgada 1 dk. ya da fırında 45 dk.nın, neredeyse tüm anti-kanser aktivite de dahil olmak üzere, yüksek ölçüde allicini yok ettiğini gösteriyor. Sarımsağı mikrodalgaya atmak, tavsiye edilmiyor. Ancak pişirmek şartsa, ideal olan dişleri bir arada tutup kavurmak, turşulamak, ızgara yapmak ya da kaynatmak. Ezilmiş sarımsağı pişirmeden önce 10 dk. bekletmek, allicin seviyesi gibi biyolojik aktivitelerin artışına yardımcı olabilir. Ancak bileşenin gastrointestinal kanal yolculuğu boyunca ne kadar dayanabileceği sorunsalı tartışmalı. Sarımsaktan başka allicin içerikli besin yok mu peki? Evet, soğan gibi Alliaceae familyasına ait besinlerde de bir miktar bulunuyor. Ancak yine de sarımsak, en ideal kaynak.



Allicinin sağlığa faydaları nelerdir?

Antioksidan aktivite başlatır

Yapılan araştırmalar allicinin, oksidatif stresin önemli ölçüde azalmasına yardımcı olan antioksidan özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Yani bu durum, hücresel hasar, beyin hasarı gibi yaşla ilişkili sorunlara karşı koruma sağlayabileceği anlamına geliyor.


Kardiyovasküler sağlığı destekler

Bu konudaki çalışmalar biraz tartışmalı. Birkaç araştırma sarımsak haplarının kolesterolü düşürdüklerini gösterirken, bazıları bu türde bir etkinin oluşmadığını iddia ediyor. Sarımsağın hazırlanış şeklinin ve allicin gibi bileşenlerin çıkarılma yöntemlerinin bu durumu açıklayabileceklerine inanılıyor. S-allylcysteine bileşeni ise biyoyararlanıma sahip; antioksidan ve antiinflamatuar madde olarak görev yaptığından kolesterolü düşürme yetisi mevcut. Allicinin ve sarımsak takviyelerinin, hipolipidemik, antiplatelet ve pro-sirkülatuar etkilere sahip olduklarına dair kanıtlar da var. Kan basıncının düşmesine yardımcı olarak, ateroskleroza karşı koruyarak, inflamasyonu, lipoprotein modifikasyonunu ve kötü kolesterol tutulumunu düşürerek kardiyovasküler fonksiyonların iyileşmesine yardımcı olabiliyor.


Doğal antibakteriyel etkiye sahip

Allicin bakterileri öldürebilir mi? Bu fitokimyasalın bakterileri, virüsleri ve kandida gibi mantar türlerinin gelişimini sınırlandırdığına dair kanıtlar mevcut. Molecules dergisinde 2014 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, “allicin, hem bakterilerin hem de mantarların üremesini engelleyebiliyor ya da hücreleri doğrudan öldürebiliyor – metisiline dirençli Staphylococcusaureus (MRSA) gibi antibiyotik dirençliler de dahil olmak üzere.” Allicinin anti-mikrobik etkisi, tiyol gruplarını da içeren çeşitli enzimlerle girdiği tepkimelerin bir sonucu. Araştırmalara göre, ülser iyileşmesini desteklemek ve Helicobacterpylori, S. aureaus, E. Coligibi patojenlerle mücadele için de kullanılabiliyor.


Anti-kanser ve kemopreventif aktiviteler de gösteriyor

Yapılan in vitro araştırmalar, allicin özünün hücre ölümünü başlatabileceğini ve kanserli hücre üremesini kısıtlayabileceğini ortaya koyuyor. İnsan kolon kanser hücrelerinin istilasına ve yayılmasına karşı savaşabildiği bilinmekte. Yapılan birtakım araştırmalara göre, düzenli olarak sarımsak tüketmek, prostat, kolon ve mide kanserlerinin riskini düşürüyor; ancak allicinin bu durumda ne kadar rolünün olduğu net değil. Düşük istikrar ve biyo yararlanım oranı sebebiyle saf allicinin kanser önlenmesine ya da tedavisine ne denli yardımcı olduğuna anlamaya dair daha fazla çalışmanın yapılması gerekiyor.

Allicinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?

Allicinin yan etkileri var mı peki? Sarımsak takviyeleri genelde güvenli ve tolere edilmesi son derece kolay; ancak yine de birtakım yan etkilerin görülmesi olası. Sarımsak tabletlerinin ya da yağlarının sıklıkla getirdiği şikayetlerin en önde geleni, nefes ve vücut kokusundaki değişimler. Kimilerinde mide yanması, karın ağrısı, gaz çıkarma, mide bulantısı, kusma, kabızlık, ishal gibi gastrointestinal semptomlar görülebiliyor. Yan etkileri önlemenin en iyi yolu, sarımsak takviyesini gıdalarla birlikte tüketmek.


Yüksek dozlar (2,400–7,200 miligram sarımsak özü), Warfarin gibi ilaçlarla etkileşime geçebiliyor; ancak makul dozda kullanım birçok ilaç açısından risk teşkil etmiyor. Ender vakalarda görülen kontrolsüz kanama, acil müdahale gerektiren ciddi bir durum. Sarımsak, bazı insanlarda alerjik reaksiyonları, astım ve kontakt dermatit semptomlarını da tetikleyebiliyor.


Doz

Günde ne kadar allicin tüketilmeli?

Doz tavsiyesi kişinin sağlık durumuna göre değişse de yaygınlıkla önerilen doz miktarı, günde 600 ile 1200 mg sarımsak tozu. Bu miktar, günde 3,6 ila 5,4 mg allicine tekabül ediyor.

Takviye türüne göre diğer doz önerileri ise şöyle:

  • Günde 2 ila 5 gr sarımsak yağı
  • Günde 300 ila 1000 mg sarımsak özü (katı formda)
  • Günde 2400 mg sarımsak özü (sıvı formda)

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.